Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1562 E. 2022/247 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1562
KARAR NO: 2022/247
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2017/182 Esas – 2019/110 Karar
DAVA: Alacak (Emlak Komisyon Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacı şirket danışmanlık ve satış komisyon ve dış ticaret işlerinin yanı sıra davacı şirket yetkilisi Barcağ sigorta aracılık hizmetleri -… olarak … Sigorta Acentesi olarak faaliyet gösterdiği,davacı şirketin ise emlak komisyonculuğu alanında faaliyette bulunduğuşirket yetkilisinin , davalı şirketin talebi üzerine davalı şirkete giderek danışmanlık hizmeti verilmesi talebi ile bağlantı kurduğunu, inançlı işleme dayalı verilen hizmet gereği aracılık komisyon bedelinin (İstanbul ili, Ataşehir ilçesi … pafta … ada … parseldeki taşınmazın devri için hesaplanacak ) tespiti ile temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını Davacı’nın talep ve iddialarının dayanaksız olduğunu, müvekkilinden önce satıcı … A.Ş.’ye ihtarname gönderip komisyonu önce ondan istediğini, şansını önce orada denediğini … A.Ş., bu ihtara verdiği cevapta davacının hem kendileri hem de müvekkili adına herhangi bir aracılık faaliyetinde bulunmadığını, sürece hiçbir aşamada ve hiçbir taraf adına katılmadığını ifade ettiğini, müvekkilinin taşınmaz iktisabının davacı tarafça yapılan faaliyet sonucu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Taşınmaz simsarlık sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşulu olduğundan ve taraflar arasında TBK 520 madde hükmü gereği yazılı sözleşme bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili şirketin danışmanlık ve satış, komisyon ve dış ticaret işlerinin yanı sıra şirket yetkilisi …’ın … Sigorta Şirketi’nin de acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket yetkilisinin sigorta acenteliğinden ötürü tanıştığı davalı şirketin idari ve teknik işler müdürü …’in daveti üzerine davalı şirkete gittiğini, yapılan görüşme sonrasında davalı şirketin yeni genel müdürlük binası arayışında olduğunu, konu ile ilgili olarak Danışmanlık hizmeti verilmesi talebinde bulunduğunu, davalı şirket yetkili çalışanı …’in Almanya’dan taşınmaz alımı ile ilgili olarak … Grup Şirketi’nin ilgili şirketi ve yetkilisinin geleceğine ve müvekkilinden sunum yapılmak üzere rapor hazırlamasını istediğini, müvekkili şirket yetkilisi ve ekibinin de yaptığı görüşmeleri neticeleriyle tüm yazışmaları rapor ettiğini, davalı çalışanının bu rapor ve yazışmaları … Sigorta A.Ş./Ceo ofis çalışanı …’a ilettiğini ve belirtilen dört inşaat grubuna … Grup aracılığıyla gidileceğini ilettiğini, emek ve çabalarına rağmen ceo ofis görevlisi …’ın ilgili dört inşaat şirketini de aradığını randevular alarak müvekkilini görüşme dışında bıraktığını, … İnşaat Şirketi’yle müvekkili saf dışı bırakılarak anlaşma yapılıp satışın tapudan değil de şirket hisse devri yoluyla taşınmaz satın alma işlemi gerçekleştirildiğini, tanık dinletme taleplerinin kabul edilmediğini, müvekkilinin davalı şirkete hizmet verdiğini, bunun yazlı sözleşmeye dayalı olmamasının hizmetin verilmediği sonucunu doğurmayacağını, bu hizmetler verilmemiş olsa idi dava dosyasında sunulan evrakların olmayacağını, müvekkili şirket yetkilisinin yaptığı tek hatanın yıllarca çalıştığı emek verdiği şirkete karşı güven duyması olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin talebi üzerine satın alınacak yeni Genel Müdürlük binası için davalı şirket yetkililerinin kendisinden hizmet talep edildiği ,verilen hizmet neticesi taşınmazın satın alınmak suretiyle olmasa da taşınmaz sahibi şirketin hisselerinin devir alınarak taşınmaza malik olunduğunu ,kendisi safdışı bırakılarak yapılan devir işlemi nedeniyle doğan ücret alacağının tahsili istemine ilişkindir. TBK’nın 520. maddesi uyarınca; simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı bir sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Dolayısıyla yazılı olması, sözleşme için geçerlilik şartıdır. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır.Yazılı olmayan ve bu nedenle geçerli olmayan bir sözleşmeye dayanılarak ücret istenebilmesi ise mümkün değildir. Somut olayda davacı vekili tarafından taraflar arasında gerçekleşen bir takım e-posta yazışmalarına ve tanığa delil olarak dayanılmışsa da, söz konusu yazışmalar TBK nun 14.maddesinde yazılı geçerlilik şartlarını taşımayan yazışmalar yoluyla taraflar arasında yazılı sözleşme kurulduğunu kabule de olanak yoktur. Bu itibarla ilk derece Mahkemesince, taraflar arasında geçerlilik koşullarını taşıyan yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.17/02/2022