Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1558 E. 2022/236 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1558
KARAR NO: 2022/236
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2019
NUMARASI: 2011/864 Esas 2019/609 Karar
DAVA: İpoteğin Kaldırılması (Fekki)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili ; taraflar arasında 14.05.2004 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkili …’ın, … Ltd. Şti.’nin davalı şirket ile arasındaki ticari ilişki neticesinde akaryakıt bayilik sözleşmesinden doğacak borçların teminatı olması için adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 400.000-TL bedelli ipotek tesis ettirdiğini, müvekkilinin 18.09.2010 tarihinde bayilik sözleşmesini sona erdirip başka bir dağıtıcı firma ile sözleşme imzaladığını, bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihi itibariyle taraflar arasında yeni bir mutabakat sağlanmadığından geçersiz hale geldiğini, sona eren bayilik sözleşmesi kapsamında tesis edilen ipoteğinde 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, Rekabet Kurulu kararlarına rağmen davalı şirketin ipoteği terkin etmediğini, müvekkilin bayilik ilişkisi sonunda davalıya borcu bulunmadığını,Üsküdar … Noterliğinin 01.10.2010 tarihli ihtarname ile ipoteğin fekkinin talep edildiğini, davalının hukuka aykırı şekilde ipoteği fek etmediğini, tarafların ticari defterlerin incelenmesi neticesinde borç bulunmadığının görüleceğini belirterek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; akaryakıt bayii olan davacı şirketin doğmuş doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, cezai şartlar dahil olmak üzere istasyon arazisi üzerinde davaya konu gayrimenkul’ün eski maliki davadışı … tarafından müvekkili şirket lehine 03.01.2003 t.ve … yevmiye numaralı 1.derecede 400.000-TL bedelli ipoteğin davacılara gayrimenkulun satışı ile devredildiğini, bayilik sözleşmesi akabinde müvekkili şirketin selefi ile davacı şirket arasında ariyet sözleşmesi imzalanarak akaryakıt istasyonunun işletilmesi için gerekli olan istasyonda kullanılan ve mülkiyeti selef şirkete ait olan ariyetlerin, ariyet sözleşmesi gereğince davacı şirkete teslim edildiğini, müvekkili şirketin … A.Ş. ile diğer … Limited -Türkiye şubesi merkezi Londra’nın kısmi bölünme yoluyla birleşmesi üzerine müvekkili şirketin kurulduğunu ve davaya konu istasyona ait bayilik sözleşmesi, ariyet sözleşmesi, envanter ve demirbaşların bu sözleşmelerde kararlaştırılan hükümlere dayanılarak müvekkili şirkete devredildiğini, sonrasında Rekabet Kurul’nun 12.03.2009 tarihinde yayınladığı duyuru ve emsal niteliğine haiz kurul kararları, neticesinde sözleşmelerin 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, bu doğrultuda müvekkili tarafından Beyoğlu … Noterliğinin 22.09.2010 tarihli ihtarnamesinin davacıya gönderildiğini, ancak davacının faaliyetini başka bir akaryakıt dağıtım şirketi ile sürdürmeye başladığını, müvekkili şirket tarafından ariyeten verilen malzemelerin iade edilmediğini, haksız olarak kullanılmaya devam edildiğini; davacı şirket aleyhine ariyetlerin iadesinin, olmadığı takdirde bedellerinın ödenmesini talepli olarak İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/190 esas sayılı dosyası ile açtıkları davanın halen devam ettiğini;davacı tarafın taraflar arasında akdedilen ariyet sözleşmesi gereğince malzemelerin iadesi ve bedeline ilişkin sorumluluğu halen devam ettiğinden müvekkili şirket lehine tesis edilen ipotek doğmuş ve doğacak borçların teminatı olarak alındığından ipoteğin fekkedilemeyeceğini, hesapların kapatılması için karşılıklı olarak tüm sorumlulukların yerine getirilmesi gerektiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/349 Esas ( Kapatılan İstanbul 27. ATM’nin 2011/222 Esas ) sayılı dosyasında davacı tarafından davalı … ve … San. Ltd. Şti. aleyhine 24/03/2011 tarihinde açılan taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle davalı uhdesinde bulunan malzemelerin iadesi, aksi halde iadesi mümkün olmayan malların piyasa değerinin tahsiline ilişkin davanın yargılaması sonunda davanın kısmen kabulü ile, 6.500- TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmekle; dava tarihi itibariyle davalının davacıdan alacağı olduğu dolayısıyla doğmuş ve doğacak borçların teminatı olarak tesis edilen ipoteğin fekki için gerekli koşulların oluşmadığı belirlenmekle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili; müvekkili …’ın şirketin sözleşmeden doğacak olan borçlarına teminat olması için adına kayıtlı olan taşınmaz üzerinde 1.derecede 400.000-TL bedelli teminat ipoteği tesis ettirdiğini, bayilik ilişkisinin 18/09/2010 tarihinde sona erdirildiğini, ihtarnameye rağmen ipoteğin terkin edilmediğini, kesinleşen İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/349 Esas sayılı dosyasında müvekkili şirket aleyhine hükmedilen 6.500-TL asıl alacak, 507,92-TL yargılama gideri ve 1.800-TL ilam vekalet ücretinin davalı şirket hesabına ödendiğini, müvekkilinin borcu kalmadığını, dava tarihi itibariyle müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, ipotek bedeli dikkate alınarak hesaplanan vekalet ücretini kabul etmediklerini, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; bayilik sözleşmesinden kaynaklanan, davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 09.01.2003 tarihinde tesis edilen 1. dereceden 400.000-TL bedelli ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta,09.01.2003 günlü resmi akit tablosu içeriği gereği ipotek “ … doğmuş, doğacak bilcümle alacakların, taahhütlerin ve cezai şartlar alacaklarına karşılık teminat olarak” tesis edilmiştir. Bu durumda ipotek ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilmiştir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir.İlk derece mahkemesince taraflar arasında bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle ariyetlerin iadesi için 14.03.2011 tarihinde açılan İstanbul 13. ATM’nin 2014/349 Esas- 2015/1027 Karar- 22.12.2015 tarihli kararı bekletici mesele yapılmış, anılan karar Yargıtay 19. HD 2016/17256 esas- 2018/ 2419 karar sayılı 27.04.2018 tarihli ilamı ile onanmış 10.09.2018 tarihinde kesinleşmiştir.Kesinleşen karar ile davacı bayi şirketin davalı şirkete bayilik ilişkisi kapsamında 6.500-TL borcunun bulunduğu sabit olmuştur. Davacı tarafın 08.02.2019 tarihinde yargılama ile hükmedilen ve kesinleşen tüm borçlarını ödediğine dair dekontlar sunmuştur.Hüküm altına alınan miktarın ferileriyle birlikte davacı tarafından eksiksiz ödendiği anlaşılmakla borç ödendiğinden ipoteğin terkinine karar verilmelidir. Somut olaya emsal olan Yargıtay 19 HD nin 2018/2119 esas,2019/4616 esas sayılı ve 3/10/2019 tarihli ilamında “Elbette genel olarak dava, dava tarihindeki hukuki duruma göre sonuçlandırılır. Ancak somut olayda usul ekonomisi de gözetilerek ipotekle teminat altına alınan davalı alacağının davacı tarafından mahkemenin göstereceği bir mercie veya mahkeme veznesine yatırıldığı takdirde davanın kabul edilmesi gerekir.Davalı, dava tarihi itibariyle haklı olduğu için karar harcı ile davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu olmaz iken, davacı ise karar harcı ile davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olacak ve ipoteğin de fekkine karar verilecektir.”denilmiştir. Dava konusu ipoteğin fekkine konu değer 400.000-TL’dir. İpoteğin kaldırılmasına ilişkin davalar menfi tesbit istemini de içerdiğinden ipotek değeri üzerinden nispi harca ve vekalet ücretine tabiidir. Açıklanan nedenlerle;yukarıda yazılı Yargıtay ilamında yazıldığı üzere ipoteğin fekki istemlerine özgü olarak davacı şirketin borçlarının yargılama sırasında ödendiği anlaşılmakla ipoteğin fekkine karar verilmesi gerekirken ,dava tarihi itibariyle borç bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ancak yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına yeniden hüküm verilerek ipoteğin kaldırılmasına ,dava tarihi itibariyle davalı haklı bulunduğundan davanın kabulune karar verilmesine rağmen davalı yararına yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/864 Esas – 2019/609 Karar sayılı ve 22/05/2019 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA;”Davanın kabulüne; İstanbul ili, Kartal İlçesi, Soğanlık Mahallesi,… pafta, … ada, … parselde kain taşınmaz üzerinde tesis edilen 09.01.2003 tarihli,127 yevmiye numaralı işlemle 1. dereceden 400.000.000.000-TL(eski TL)… A.Ş. lehine kurulan ipoteğin kaldırılmasına,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Davacılardan alınması gere 27.324-TL nispi karar ve ilam harcından 5.940-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21.384-TL davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına , Davalı vekili için takdir olunan 29.950-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacılar tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacılar tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022