Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1526 E. 2021/1727 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1526
KARAR NO: 2021/1727
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2019
NUMARASI: 2018/366 Esas 2019/277 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalının 29/11/2014 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesine binaen müvekkilinin bayii olarak ticari faaliyetine başladığını, zamanla davalı şirketin bayilikten kaynaklanan borçlarını ödememeye başladığını,defalarca ihtar edilmesine rağmen davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu sebeple bakiye 9.363,13-TL alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi ikame edildiğini, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafın taraflar arasındaki sözleşmedeki yetki anlaşmasına dayandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle bu sözleşmeye dayanılmasının yerinde olmadığını, icra takibinin yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi gerektiğini, ayrıca davanın yetkili yer mahkemesi olan Hatay’da açılması gerektiğini, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya bir borcu bulunmadığını, davacının sadece kendi ticari defterlerine ve kayıtlarına dayanılması gerektiği iddiasını kabul etmediklerini, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığının ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine, davacının kötü niyetli takibi nedeniyle davacıdan kötüniyet tazminatı alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının cari hesabına kaydettiği faturalardan birinde yer alan tapu harcı yansıtma bedelinin akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmazda kurulan intifa hakkına ilişkin davacı tarafça ödenen tapu harcı ve emlak vergisinin davalıya yansıtılmasına ilişkin fatura olduğu, Harçlar Kanunu ve Emlak Vergisi Kanunu uyarınca bu ödemelerin mükellefinin tapu maliki olduğu, davacının bu bedeli kendisi ödese bile davalıya yansıtacağına dair aralarındaki sözleşmede hüküm bulunmadığı, dolayısıyla davalıdan bu bedeli talep hakkı olmadığı; diğer iki faturada yer alan ve taraflar arasında akdi ilişki bittikten çok sonra düzenlendiği anlaşılan “faiz” talebinin ise sözleşmede düzenli olarak davacının davalıdan faiz adı altında alacak talep edebileceğine dair bir hüküm bulunmadığı gibi cari hesap kayıtlarında bu fatura öncesi herhangi bir faiz faturası kaydının bulunmadığı, bu faizin neye ilişkin işletildiğine dair de bir delil sunulmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, davacının takipte kötüniyeti ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; bayilik sözleşmesine istinaden taşınmaz üzerinde müvekkili lehine intifa hakkı kurulduğunuı, sözleşmenin sona ermesinden sonra tapu harcı ve masrafların müvekkili tarafından karşılanarak terkin yapıldığını, mahkemece bilirkişi raporu dikkate alınmaksızın karar verildiğini, sözleşmenin 34. Ve 36 maddelerinde vergi, resim, harç ile ilgili ödemelerden davalı bayiinin sorumlu tutulduğunu, mahkemece sözleşme hükümleri dikkate alınmadan karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunmakta olup,davacı tarafça düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davacı tarafından düzenlenen 28/12/2010 tarihli 7.124,02-TL bedelli faturanın tapu harcı ve emlak vergisi yansıtılmasına ilişkin olduğu, 04/03/2015 tarihli 2.323,45-TL bedelli faturanın ise “faiz” açıklaması ile düzenlendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 29/11/2004 tarihinde davacının üzerinde intifa hakkı sahibi bulunduğu belirtilen Hatay ili, Samandağ İlçesi, … Köyü, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde faaliyet göstermek üzere 5 yıl süre ile bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 34. maddesinde “işgal ettiği ve kullandığı gayrimenkul ve bunun üzerinde inşa edilmiş veya edilecek bina ve eklentiler ile kullanılmasına ve faydalanılmasına bırakılmış bulunan tank, pompa vesair malzeme ve teçhizatı için ödenmesi gereken vergi, resim ve harç ile mükellefiyetlerin ödenmesinden, bayii sorumludur”; 36. maddesinde ise “işbu sözleşmenin tanzimi, tasdiki ve uygulanması ile ilgili her türlü vergi, resim, harç ve masraflar, bayi tarafından ödenecektir” şeklinde düzenleme yapılarak davalı bayiinin faaliyet gösterdiği taşınmazla ilgili olanlar da dahil olmak üzere harç ve vergilerden davalının sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Bahse konu taşınmazın davalı şirket ortaklarına ait olduğu anlaşılmaktadır. İntifa hakkının terkini sırasında tahakkuk eden ödemelerin davacı tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Harç ve masrafların yükümlüsü intifa hakkı lehine terkin yapılan taşınmaz malikidir.Taşınmaz davalı şirket adına kayıtlı değil ise de, taraflar arasındaki bu sözleşme hükümleri karşısında davacı tarafından yapılan 7.124,02-TL tapu harcı ve emlak vergisi ödemelerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Uyuşmazlık konusu diğer fatura ise faize ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde temerrütün gerçekleştiğine dair bir delil bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının 04/03/2015 tarihli 2.323,45-TL bedelli faturaya dayalı talebi haklı görülmemiştir.Diğer taraftan davacı tarafından icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de 28/12/2010 tarihli 7.124,02-TL bedelli fatura konusu alacakla ilgili davalının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir delil bulunmadığından işlemiş faize yönelik itirazın iptali isteminin de reddi gerekmektedir. Her ne kadar davalı tarafça sözleşmenin feshi nedeniyle davacının sözleşme hükümlerine dayanamayacağı ileri sürülse de ;sözleşme kapsamından kaynaklanan uyuşmazlık için sözleşme sona erdikten sonra da sözleşme hükümleri geçerli olmaya devam edecektir.Davacının tapu malikleri lehine ve adına ödediği tapu harcı ve emlak vergisi ödemelerine ilişkin 28/12/2010 tarihli 7.124,02-TL bedelli fatura yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamış ise de belirtilen hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm verilmesine davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2019 Tarih 2018/366 Esas 2019/277 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; ” İstanbul …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 7.124,02-TL asıl alacak yönünden kısmen iptaline , 7.124,02-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin reddine, %20 oranında hesaplanan 1.424,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 486,65-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine peşin yatırılan 270,29-TL harcın mahsubu ile bakiye 216,36‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan 311,39-TL harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 800-TL bilirkişi ücreti, 111,75-TL posta ücreti olmak üzere toplam 911,75-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 411-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 67,70-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 31-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/11/2021