Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1513 E. 2021/1834 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1513
KARAR NO: 2021/1834
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI: 2018/1007 Esas 2019/528 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı borçlu hakkında Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlunun yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili ile davalı arasında yapılan ticaretin USD üzerinden gerçekleştiğini, tüm faturalarda faturanın döviz olarak tahsil edileceğinin yazılı olduğunu belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazmatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile müvekkil şirket arasında süregelen ticari ilişkide satın alınan emtianın bedelinin ödenmesi aşamasında kur farkı ödeneceğine dair sözleşme akdedilmediğini, bu nedenle davacının kur farkı faturalarına istinaden alacak iddiasında bulunamayacağını, ayrıca kur farkı faturalarının emtianın tesliminden itibaren yedi günlük süre içerisinde düzenlenmemesi nedeniyle geçerli olmadığını, müvekkili tarafından davacının teslim ettiği emtia bedelinden fazla ödeme yapıldığını, davacı tarafından düzenlenen kur farkı faturalarına karşılık iade faturası düzenlendiğini, fatura üzerindeki kur farkı istenebileceğine dair tek taraflı ibarelerin geçersiz olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi incelemesinde, davacı tarafın USD ile değerlendirme yaparak 53,535,50-TL alacak kaydı oluşturup bu tutarı Dolar kuruna çevirmek suretiyle 8,937,18-USD alacak tahakkuk ettirdiği ve bu tutarın muavin hesapta yer aldığı, taraflar arasında kur farkı ödeneceğine dair herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davalı tarafın kur farkı faturasına karşı aynı tutarda kur farkı iade faturası düzenleyerek cari hesabı sıfırladığının belirtildiği, taraflar arasındaki ihtilafın kur farkı faturasının kaynaklandığı, yapılan incelemede kur farkı ödenmesi yönünde herhangi bir ticari teamülün olmadığı, keza bu yönde bir sözleşmenin de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; taraflar arasındaki ticaretin USD üzerinden yapıldığını, sipariş teyit formlarında döviz ile yapılan vadeli satışlarda fatura tarihi ile ödeme tarihleri arasında doğacak kur farkının ayrıca fatura edilerek peşin olarak tahsil edileceğinin, vadeli satışlarda verilen TL çeklerin vade tarihinde hesaba aktarılacağının yazılı olduğunu, faturaların tamamında da USD kuru ve USD tutarının yazıldığı ve ayrıca faturanın döviz olarak tahsil edileceği, döviz ile yapılan vadeli satışlarda fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında doğacak kur farkının ayrıca fatura edilerek peşin olarak tahsil edileceğinin yazılı olduğunu, dava konusu 8,937,18-usd’nin bu güne kadarki USD ticaretin kalan cari hesap bakiyesi olduğunu, davalı ödemelerini TL çekler/nakit üzerinden yaptığından, işin doğası gereği kur farkı oluştuğunu, dava konusu 8,937,18-USD farkın, davalı tarafın vermiş olduğu TL çekleri hesabına işlerken tahsil tarihindeki kur yerine, verildiği günün kuru üzerinden işlemesi nedeniyle oluştuğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kur farkından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya iplik satışı yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen sipariş teyit formlarında, vadeli satışlarda verilen TL çeklerin vade tarihinde hesaba aktarılacağı, döviz ile yapılan vadeli satışlarda fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında doğacak kur farkının ayrıca fatura edilerek peşin olarak tahsil edileceğinin yazılı olduğu; tüm satış faturalarının ise TL üzerinden düzenlendiği, faturalarda USD kuru ile faturanın USD karşılığının gösterildiği, ayrıca döviz ile yapılan vadeli satışlarda, fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında doğacak kur farkının ayrıca fatura edilerek peşin olarak tahsil edileceğinin belirtildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da davacı tarafından bu kapsamda düzenlenen 3 adet toplam 42.608,96-TL tutarlı kur farkı açıklamalı faturalardan kaynaklandığı, ancak davalı tarafından tüm ödemelerin TL çekler ile yapıldığı, bu ödemelerin davacı tarafından da herhangi bir çekince konulmadan kabul edildiği anlaşılmaktadır. Kur farkı talep edilebilmesi için, kur farkı uygulamasına dair bir yazılı bir sözleşme veya taraflar arasında bu yönde oluşmuş bir teamülün bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacı tarafından düzenlenen sipariş teyit formları ile faturalarda bedel USD cinsinden de gösterilerek döviz ile yapılan vadeli satışlarda fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında doğacak kur farkının ayrıca fatura edilerek peşin olarak tahsil edileceğinin yazılı olmasına rağmen davacı, borcuna mahsuben davalı tarafından verilen Türk Lirası üzerinden düzenlenmiş çekleri, herhangi bir çekince ileri sürmeden kabul ederek bedellerini tahsil etmiştir. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesinin verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek Türk Lirası üzerinden de doldurulması mümkündür. Ödemeyi Türk Lirası üzerinden düzenlenmiş çek olarak kabul eden davacının, bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekmektedir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi isabetsizlik olmayıp, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2021