Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1506 E. 2021/1786 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1506
KARAR NO: 2021/1786
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2017/976 Esas 2019/378 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Maddi ve manevi tazminat davasının reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; ilaç ve göz bakım ürünleri üreten müvekkilinin aynı zamanda www…com adlı internet sitesinin de sahibi olduğunu, davalı … tarafından … adlı internet sitesinde “…” başlıklı bir yazı yazıldığını, …’in yazısında aynen “Türkiyede kontak lenslerin satış, tanıtım ve reklamının sıkı şartlara ve denetimi tabi olduğu hususu bilinmekle birlikte; bu şartlara uymayarak halk sağlığını tehdit ettiği gibi dürüst ticari faaliyetlere de zarar veren firmalar hakkında Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı tarafından 09.05.2017 tarih ve 26944 sayılı kararı ile idari yaptırım uygulama kararı” alındığını, … olarak, internet üzerinden yapılan ticari faaliyetlerin getirdiği maddi kolaylıkları fırsat olarak görüp, halk sağlığını ve güvenliğini hiçe sayar biçimde internetten tıbbi cihazların satış, reklam ve pazarlamasını yapan firmaların…” ifadelerini kullanarak müvekkili firmanın, internet üzerinden kontakt lens pazarlama ve satışı yaparak halk sağlığını ve güvenliğini tehdit ettiğini, dürüst ticari faaliyette bulunmadığını öne sürdüğünü, yazının ekinde ise söz konusu uyarma cezası kararına yer verildiğini, … vekili olan davalı tarafından yapılan şikayet neticesinde müvekkili aleyhine bir uyarma cezası verildiğini ancak uyarma cezasına dair kararın iptali için İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 2017/993 esas sayılı dosyasıyla cezanın iptali için dava açıldığını, bu uyarma cezasının gerekçesinin ise yazıda yer aldığı şekilde internet üzerinden ürün satışı yapılması değil, promosyon kodu verilmek suretiyle belirli optisyenlik müesseselerine yönlendirme yapılması olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman internet üzerinden ürün satışı yapmadığını, müvekkilinin aldığı uyarı cezasının gerekçesi ile tamamen farklı bu haberle, müvekkilinin kötülendiğini, yanıltıcı beyanlarla ticari itibarı zedelenerek kişilik haklarının ihlal edildiğini, … web sitesinin ve alan adının sahibinin diğer davalı … firması olduğunu, şirket ortak ve yetkililerinin aynı zamanda … ve … firmalarının ortağı ve yetkilisi olarak müvekkilinin rakibi konumunda olduklarını, söz konusu yazı ve davalıların eylemlerinin TTK’nın 55/1-a maddesine göre başkalarını veya onların mallarını kötülemenin haksız rekabet hali oluşturduğunu, kötüleme beyanının sözle, yazıyla veya her hangi bir yayın vasıtasıyla gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu,bu kapsamda davalı …’in, yaptığı şikayet neticesinde elde ettiği kararı kamuoyuna gerçeğe uygun olmayan ve dürüstlük sınırlarını aşarak yayımladığını, …’un internet üzerinden kontakt lens satışı yaparak halk sağlığını ve güvenliğini tehdit ettiğini ve dürüst rekabet kurallarına uymadığını ileri sürdüğünü,diğer davalının içerik sağlayıcısı olduğu internet sitesinde diğer davalının yazısına yer vererek kusurlu davrandığını, zira bu internet sitesinin kullanıcıların yazı ve yorumlarını serbestçe yayımladığı bir mecra olmadığını belirterek, 1.000-TL maddi tazminat ile 20.000-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, ayrıca ilamın TTK’nın 59. maddesi kapsamında ulusal gazetelerde masrafı davalıdan alınarak ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … vekili; müvekkili şirketin “….com” adlı internet sitesinin sahibi olduğunu,davaya konu haberde internetten lens satışının yasal olmadığının Sağlık Bakanlığı tarafından bir kez daha tescil edildiği, internet üzerinden kontakt lens satışı yapan …’a idari yaptırım kararı verildiği, internet üzerinden kontak lenslerin satış tanıtım ve reklamının sıkı şartlarla denetiminin Sağlık Bakanlığı tarafından yapıldığı ve buna aykırı faaliyet gösteren kişiler hakkında idari yaptırım kararı uygulandığının belirtildiğini, yazının devamında internet üzerinden gerçekleştirilen pazarlama ve satış faaliyetleri hakkında yazarın tamamen genel değerlendirme niteliğindeki tespit ve yorumlarının yer aldığını, davacı özelinde bir ifadenin yer almadığını, söz konusu idari yaptırım kararıyla … firmasının internet sitesi aracılığıyla kullanıcıları belirli firmalara yönlendirdiğini, internet üzerinden dolaylı olarak kontak lens satışı yaptığını,müvekkili şirketin internet sitesinde yer alan haberin haksız rekabet oluşturmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili; Avukatlık görevini ifa eden müvekkilinin internet üzerinden tıbbi cihaz satışı yapılmasının hukuka, yürürlükteki mevzuat hükümlerine, daha da mühimi insan ve kamu sağlığına aykırı olduğunu her mecrada söylemekten kaçınmadığını, müvekkili tacir olmadığından mahkemenin görevli olmadığını, ileri sürülen iddia ve talepler ile maddi olayların çeliştiğini, müvekkilinin yazısında 09.05.2017 tarihli uyarma ceza kararına yer verildiğini, davacının idari yargıda dava konusu ettiği idari işlemin yazı konusu olmadığını, yazının art niyet taşımamakla beraber haksız rekabet şartlarının gerçekleşmediğini, internet aracılığıyla kontakt lens satışının hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, müvekkilinin yanlış veya yanıltıcı beyanlarda bulunmadığını, yazıdaki olaylar tamamen gerçeğe dayalı olduğundan haksız rekabet oluşturmadığını, müvekkilinin yazarken ve konuşurken düşüncelerini açıklamasının engellenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından davacının promosyon kodu vermek sureti ile belirli optisyenlik müesselerine yönlendirme yaptığının tespit edildiğini, bu nedenle idari yaptırım kararının yazı tarihi itibari ile var olduğu, davalının da bu karara istinaden uyuşmazlık konusu yazıyı kaleme aldığı ve diğer davalının internet sitesinin sahibi olduğu, davalı yazısının haksız rekabet teşkil edebilmesi için, davacının faaliyetlerinin veya ticari işlerinin yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülenmesi gerektiği, yazının Sağlık Bakanlığının mezkur kararına dayalı olarak kalem alındığı ve yazının başlığında dahi Sağlık Bakanlığının yaptırım kararından esinlenildiği, idari yaptırım kararı kapsamında somut uyuşmazlığın değerlendirilmesinin yapıldığı, davacının doğrudan doğruya faaliyetlerinin ve ticari işinin hedef alınmadığı, davalının avukat olması sıfatı ile köşe yazısını kaleme aldığı, kamuoyunu aydınlatma saikinin ön planda olduğu, davalının yanlış ve yanıltıcı bilgi verme kastı ile hareket ettiğinin sabit olmadığı, yazının Sağlık Bakanlığının kararına neticesi itibari ile uyum gösterdiği, yanıltıcı olarak addedilemeyeceği, davalının davacı şirketin değerini küçümsetme amacı ile hareket ettiğinin yazının bütünü itibari ile değerlendirilemeyeceği, kötülemenin oluşabilmesi için salt incitici ve küçük düşürücü açıklamaların olması gerektiği, davalının kaleme aldığı yazının haksız rekabet oluşturmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı tespitler içerdiğini,itirazların giderilmediğini, savcılık tarafından suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespitine yönelik hazırlatılan bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm verilemeyeceğini,müvekkilinin internet üzerinden lens satışı yaptığına ilişkin bir tespit veya idari yaptırım kararı bulunmadığını, uyarı cezasının belirli optisyenlere yönlendirme yapıldığı gerekçesiyle verildiğini, ancak bu kararın idare mahkemesince iptal edilerek kesinleştiğini, davalının, müvekkilini promosyon kodu vermek suretiyle belirli optisyenlik müesseselerine yönlendirme yaptığı için verilen hukuka aykırı cezayı, kamuoyuna yanıltıcı ve gerçeğe aykırı şekilde duyurarak müvekkilini internet üzerinden satış yapmakla suçladığını, davalının söz konusu uyarı cezasına neden olan şikayeti … vekili olarak yaptığını, davalı …’in yazısında, … tarafından internet üzerinden satış yapıldığının iddia edildiği, kamu sağlığı ile oynandığı, yönetmelik hükümlerinin ihlal edildiği gibi iddiaların bulunduğunu, kötüleyici beyan olması bir yana, esasen kamu sağlığına zarar verme şeklinde suç isnadının dahi yapıldığını,yazıda internet üzerinden lens satışı yapılmasının suç olduğunu, müvekkilinin ise bu nedenle ceza aldığını ileri sürdüğünü, oysa müvekkiline verilen tek ceza 30.12.2016 tarihli uyarı cezası olup, gerekçesinin ise optisyenlik müesseselerine yönlendirme yapılması olduğunu,halk sağlığını tehdit ettiği iddia olunan eylemin, en yakın optisyenlik müessesesinin arama motorunda gösterilmesi olduğunu,İstanbul 2. İdare Mahkemesince verilen gerekçeli kararda, www…com adlı sitede kullanıcılara kolaylık sağlamak amacıyla kullanıcıların bulundukları adrese en yakın optikleri gösteren bir bölüme yer verilerek kullanıcıların arama motoruna girerek bulundukları yeri belirtmelerinin ardından en yakın optiklerin dökümünün yapıldığı, böylelikle kullanıcılara kolay ve hızlı şekilde en yakın optisyenin nerede olduğunu adresleri ile birlikte görme imkanı sağlandığı, arama motorunun google tabanlı olup seçimin kullanıcıların inisiyatifine bırakıldığı, kayıtlı tüm alternatiflerin sitede kullanıcılara sunulduğu, Türkiye’de bulunan tüm optisyenlik müesseselerinin bir şart aranmadan siteye kayıt olabildiği, bu haliyle davacı şirketin kullanıcıları herhangi bir sağlık kurumuna, kuruluşuna veya tabibe yönlendirdiğinden bahsetmenin mümkün olmadığının tespit edildiğini,kararda bir satış eyleminden bahsedilmediğini, kötüleme yoluyla davalıların haksız rekabet fiili ika ettiğinin açık olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. TTK’nın 54/1. maddesinde “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde belirtilmiştir. TTK’nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. TTK’nın 55(1)a-1 maddesinde “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” eylemi haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir. Somut olayda; davalı … tarafından, diğer davalının sahibi olduğu …com web sitesinde “…” başlıklı yazılan, yazıda; “Türkiyede kontak lenslerin satış, tanıtım ve reklamının sıkı şartlara ve denetimi tabi olduğu hususu bilinmekle birlikte; bu şartlara uymayarak halk sağlığını tehdit ettiği gibi dürüst ticari faaliyetlere de zarar veren firmalar hakkında Sağlık Bakanlığı tarafından 09.05.2017 tarih ve 26944 sayılı kararı ile idari yaptırım uygulama kararı aldığı” belirtilerek TİTCK Başkanlığının idari yaptırım kararına itirazın reddine ilişkin 09.05.2017 tarihli kararına yer verildiği, davalı … tarafından şikayetçi … firması adına vekaleten yapılan şikayet sonucunda Beykoz İlçe Sağlık Müdürlüğünce 30.12.2016 tarihli karar ile, davacı hakkında lenskullan.com internet sitesi üzerinden yürütülen faaliyetlerin 15.05.2014 tarihli yönetmeliğin 8/2 fıkrasındaki “satış merkezleri, kullanıcıları herhangi bir sağlık kurumuna, kuruluşuna veya tabibe yönlendiremez” hükmüne aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle uyarı cezası verilmesine karar verildiği, davacı tarafından söz konusu idari işlemin iptali istemiyle İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 2017/993 esas sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece, “www…com adlı sitede kullanıcılara kolaylık sağlamak amacıyla kullanıcıların bulundukları adres veya bölgeye en yakın optikleri gösteren bir bölüme yer verilerek kullanıcıların arama motoruna girerek bulundukları yeri belirtmelerinin ardından en yakın optiklerin dökümünün yapıldığı, böylelikle kullanıcılara kolay ve hızlı şekilde en yakın optiklerine nerede olduğunu adresleri ile birlikte görme imkanı sağlandığı, arama motorunun google tabanlı olup seçimin kullanıcıların inisiyatifine bırakıldığı, kayıtlı tüm alternatiflerin sitede kullanıcılara sunulduğu, Türkiye’de bulunan tüm optisyenlik müesseselerinin herhangi bir şart aranmadan siteye kayıt olabildiği, bu haliyle davacı şirketin kullanıcıları herhangi bir sağlık kurumuna, kuruluşuna veya tabibe yönlendirdiğinden bahsetmenin mümkün olmadığı” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, kararın istinafı üzerine İstanbul BİM 8. İdare Dava Dairesinin 25.09.2018 tarihli kararıyla istinaf başvurusunun reddine karar verilerek kesinleştiği, yine davalılar hakkında aynı eylem nedeniyle haksız rekabet suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle yapılan şikayet sonucunda İstanbul Anadolu C.Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sonucunda suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, söz konusu kararın da kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davalı … tarafından yazılan dava konusu yazının başlığında aynen “…” denilmek suretiyle yanıltıcı veya gereksiz yere incitici ibarelere yer verildiği, davacı hakkında, internet üzerinden lens satışı yapmadığı halde ortalama tüketici nezdinde lens satışı yapıyor izlenimi yaratıldığı, oysa davacıya internetten lens satışı yaptığı gerekçesiyle verilmiş bir idari yaptırım kararı bulunmadığı, TİTCK tarafından verilen uyarı cezasının ise kullanıcıları yönlendirme eyleminden kaynaklandığı, davacının yönlendirme niteliğinde bulunan bir eyleminin bulunmadığının da kesinleşmiş İdare Mahkemesi kararıyla tespit edildiği, bu yönüyle dava konusu yazının yanıltıcı ve incitici olmanın yanında yanlış bilgi de içerdiği, davalı …’in davacı hakkında yaptığı şikayetin … firması adına vekaleten yapıldığı, bu firma ile davalı … firmasının ortaklarının da aynı kişiler olduğu dikkate alındığında, yazının kötüleme amacı taşıdığı sonucuna varılmıştır. Diğer davalı … ise yazının yayımlandığı internet sitesi ve alan adının sahibi olup, herkesin görüşlerini paylaşabildiği kamuya açık bir platform niteliği taşımadığından, haksız rekabet eyleminden her iki davalı birlikte sorumlu tutulmalıdır. Bu durumda haksız rekabet olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsizdir. Diğer yandan Türk hukuk sisteminde gerçek zarar ilkesi kabul edilmiş olup, gerçek zararını ispat edenin bu zararın tazminini talep edebileceği kural olarak benimsenmiş, ancak TBK’nın 50. maddesinde uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemediği takdirde, hakimin olayların olağan akışına ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyeceği düzenlenmiştir. Ayrıca davalıların eylemi davacı şirket tüzel kişiliğinin ticari itibarını da zedelediğinden, davacı lehine manevi tazminata da hükmedilmelidir. Somut olayda da davalının haksız rekabet eylemi nedeniyle davacının uğradığı maddi zarar miktarının tespiti mümkün değildir. Bu itibarla dava konusu yazının niteliği, haksız rekabet eyleminin ağırlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek, davacı yararına taleple bağlılık ilkesi gereğince 1.000-TL maddi ve takdiren 10.000-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/04/2019 Tarih 2017/976 Esas 2019/378 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalı şirkete ait …com adresinde 23/05/2017 tarihinde … imzasıyla yayınlanan “internet üzerinden kontakt lens pazarlama ve satışı yapan …’a idari yaptırım kararı” yazı ve içeriğinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tesbitine; Maddi tazminat isteminin kabulüne, 1.000-TL maddi tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 10.000-TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, Karar kesinleştiğinde hükmün ulusal gazetede ilanına, ilan masrafının davalılar tarafından karşılanmasına” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 751,41-TL karar harcından mahkeme veznesine yatırılan 358,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 392,78-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan 394,63-TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.300-TL bilirkişi ücreti, 261,50-TL teb. ve müz. gideri olmak üzere toplam 1.561,50-TL yargı giderinin davanın kabul oranına göre 818-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için maddi tazminat tutarı üzerinden takdir olunan 1.000-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için manevi tazminat tutarı üzerinden takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davalılar vekili için reddedilen manevi tazminat tutarı üzerinden takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 80,50-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 42-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.02/12/2021