Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1496 E. 2021/1886 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1496
KARAR NO: 2021/1886
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2019
NUMARASI: 2018/320 Esas – 2019/433 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirketin sermayesinin %29’una tekabül eden 232.000-TL’lik kısmının sahibi olduğunu, müvekkilinin 2001 yılında alınan karar ile ortaklardan … ile birlikte davalı şirketin müdürlük görevini yürüttüğünü, taraflar arasında ihtilaf çıkınca …’in 25.04.2013 tarihinde tek başına genel kurulu toplayarak kendisini münferit yetkili müdür olarak seçtirdiğini, müvekkilinin açtığı davada İst. … ATMnin … esas sayılı dosyasında müdür seçimine dair kararın tedbiren icrasının durdurulmasına , yargılama sonucunda iptaline karar verildiğini, daha sonra müvekkili tarafından şirketin feshi, olmazsa ortaklıktan çıkma istemiyle dava açıldığını, bu davada müvekkilinin şirketteki payının 232.000-TL karşılığı %29 olduğunun tespiti üzerine …’in tedbir kararına rağmen şirket genel kurula çağrı yaptığını, 07.12.2015 tarihinde yapılan bu toplantıda alınan kararlar aleyhine müvekkili tarafından İstanbul … ATM nin … esas sayılı dosyasında , 18.02.2016 tarihli toplantıda alınan kararlar aleyhine de İstanbul … ATM nin … esas sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemelerce alınan kararların batıl olduğuna karar verildiğini, bu süreçte müvekkilinin müdürlük görevini yapmasının engellendiğini, şirketin 27.10.2016 ve 26.12.2016 tarihli genel kurullarında alınan kararların da yok hükmünde olması nedeniyle Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil edilmediğini, diğer ortakların bu kez de genel kurul yapılması maksadıyla şirkete kayyım tayini için mahkemeye başvurduklarını, İstanbul … ATM nin … esas sayılı dosyasında talep kabul edilerek kayyım atandığını, kayyım tarafından yapılan 08.03.2018 tarihli genel kurulda daha önce istifa ederek şirketi organsız bırakan …’in tek başına müdür olarak seçildiğini, ancak yapılan toplantının batıl ve kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, müvekkilinin oy hakkının kullandırılmadığını,müvekkilinin İstanbul … ATM nin … ve … esas sayılı dosyalarında açtığı davalarda dosyaya gelen bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu üzere 800.000-TL olan şirket sermayesinin 232.000-TL’lik kısmının sahibi olduğunu,dava konusu toplantı tutanağında ise hissesinin 189.000-TL olarak yazılı olduğunu, diğer küçük ortakların hisselerinin de yanlış yazıldığını, toplantıda ortakların gerçek oy sayısına kadar oy kullanmadıklarını, müvekkili ve diğer küçük ortakların gerçekte sahip oldukları paylara ait oyların … tarafından kullanıldığını,kayyımın müvekkilinin muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmasına engel olmaya çalıştığını, müvekkilinin müdürlük görevine son verilmeden …’in tek başına müdür olarak tayin edildiği genel kurul kararının icrası tedbir kararı ile durdurulmuşken, müvekkili yanında müşterek imza ile şirketi temsil edecek bir müdür seçilmesi yerine doğrudan tek imza ile şirketi temsil edecek yeni müdür seçilmesinin hukuka aykırı ve mahkemenin verdiği tedbir kararını ihlali anlamına geldiğini, şirketi organsız bırakma adına nedensiz biçimde istifa eden …’in kayyım tayiniyle yapılan genel kurulda münferiden yetkili müdür seçilmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek,08.03.2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın butlanına, kabul edilmezse iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava konusu genel kurulun, şirketin azınlık hissedarları tarafından yapılan başvuru üzerine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/762 esas, 2017/1107 karar sayılı kararı gereği TTK’nın 412/1 ve 409. maddeleri uyarınca mahkeme tarafından atanan kayyım … tarafından düzenlendiğini, bu dosyada müvekkili şirkete yeni müdür ya da müdürler seçilebilmesi amacıyla ortakların genel kurula çağrılması için kayyım atanması talep edildiğini, mahkeme kararı doğrultusunda 08.03.2018 tarihinde düzenlenen genel kurulda şirket müdürünün usul ve nisaba uygun olarak seçilerek uzun süredir devam eden yönetim boşluğunun giderildiğini, davacının, hissedarların pay ve hisselerinin yanlış yazıldığı ve böylelikle kararların gerçek oy haklarına uygun şekilde alınmadığı iddiasının mesnetsiz olduğunu, ticaret sicil kayıtları ile toplantı tutanağında belirtilen pay adetlerinin tam bir uygunluk gösterdiğini,sicildeki kayıtların tadil edilene dek o kaydın esas alınmasının zorunlu olduğunu,hesap hatalarının da ancak kaydın tadili ile ortadan kaldırılabileceğini, ayrıca söz konusu yanlışlığın ancak kararın alınmasında etkili olması halinde iptal nedeni olabileceğini, dava konusu genel kurulda ise alınan kararların değişmesinin mümkün olmadığını, davacının, toplantı tutanağına muhalefet şerhinin yazılmasına kayyım tarafından izin verilmediği iddiasının yerinde olmadığını, şerhin yazılı olarak alınıp toplantı tutanağına ek yapılmasının dava gerekçesi yapıldığını,davacının, doğrudan doğrudan ve tek imza ile şirketi temsil edecek yeni bir müdür seçilmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını,mahkeme kararına uygun şekilde yerine getirilen toplantıda şirket müdürlüğü için verilen iki teklifin değerlendirildiğini, davacının teklifinin yapılan oylama sonucunda reddine, …’in verdiği teklifin kabul edilerek …’in tek başına aksine karar alınıncaya kadar münferiden şirket müdürü seçildiğini ,toplantı ve alınan kararda hiçbir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; TTK’nın 620. maddesine göre kanun ve ya şirket sözleşmesinde aksi ön görülmediği takdirde seçim kararları dahil tüm genel kurul kararlarının toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınacağı, iptali talep edilen genel kurul kararı şirket müdürü seçimine ilişkin olup, kararın hazirun cetveli dikkate alındığında %65, davacının oyunun eksik hesaplandığı kabul edildiğinde bilirkişi raporu dikkate alınarak %60 paya sahip kimselerin oyları ile alındığı, davacı ve dava dışı …’in 13.03.2001 tarihinde şirketi müşterek imza ile temsil etmek üzere 20 yıl süre ile müdür olarak seçildiği, 25.04.2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile temsil ve ilzam yetkisinde değişiklik yapıldığı, bu kararın çağrı usulüne uyulmadığı gerekçesi ile yapılan yargılama sonucunda butlanına karar verildiği, …’in de müdürlük görevinden istifa etmesi ile şirketin organsız kaldığı, organ boşluğunun giderilmesi için şirkete genel kurul çağrısı yapmak ve gündemi belirlemek üzere İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesince kayyım atandığı, gündemi müdür seçimi olan ortaklar kuruluna tüm pay sahiplerinin bizzat katıldığı, müdür seçimine ilişkin kararın TTK’nın 622. maddesindeki nitelikli nisap aranan haller arasında sayılmadığı, davalı şirketin ana sözleşmesinde temsil ve ilzam bakımından müşterek temsile ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, davacı ve dava dışı …’in ana sözleşme ile müdür olarak atanmadığı, ortaklar kurulu kararı ile müşterek temsil yetkisi ile müdür seçildikleri, esas sözleşme değişikliği gerektiren bir durumun söz konusu olmadığı, TTK’nın 620. maddesinde belirlenen temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile karar alınması gerektiği, hazirun cetveli veya bilirkişi raporunda belirlenen oranlar esas alınsa da gerekli nisabın sağlandığı, bilirkişi tarafından yapılan hesabın esas alınması halinde pay sahiplerinin kendilerine ait olmayan oyları kullanmış olacakları, ancak şirket ortaklarının kendilerine ait olmayan oyları kullanmış olmalarının kararın alınmasında etkili olmaması sebebiyle kararın iptaline yol açmayacağı, davalı şirketin ana sözleşmesinin 15. maddesinde yer alan ödenmiş sermayenin yarısından fazlasını temsil eden ortakların kararı ile müdürlerin değiştirilebileceği hükmü dikkate alındığında, müdür seçimine ilişkin kararın, toplantı ve karar sayısı bakımından ana sözleşmeye aykırı olmadığı, limited şirketlerde çoğunluk prensibinin geçerli olduğu, bütün pay sahiplerinin hazır olduğu toplantıda oy çokluğu ile alınan kararın afaki iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmediği, genel kurul kararının yokluğu veya butlanını gerektirecek bir durumun da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; kararın kanuna aykırı olduğunu, …’in tek başına müdür olarak seçilmesine dair 25.04.2013 tarihli genel kurulda alınan kararın yürürlüğünün İstanbul .. ATM nin … esas sayılı dosyasında tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, sonrasında da iptaline karar verildiğini, dava konusu genel kurul tarihinde bu ihtiyati tedbir kararının yürürlükte olduğunu, dolayısıyla alınan kararın mahkemenin tedbir kararına aykırılık teşkil ettiğini, ancak mahkemece bu konuda bir inceleme yapılmadığını, …’in sebepsiz yere istifa ederek şirketi organsız bırakmak istediğini, diğer müdürün istifasından sonra yeni müdür seçimi için toplantı yapıldığından, TTK’nın 411. maddesi gereği şirketin genel kurul toplantısı yapamaması ve bu nedenle azlığın talepte bulunmasını gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını, toplantı yapılması için kayyım tayini gerektiren bir durum söz konusu değilken mahkemece hukuka aykırı şekilde kayyım atandığını, şirketi organsız bırakan müdürün, yerine müdür seçimi için yapılan toplantılarda olumsuz oy kullanıp kayyım tarafından yapılan toplantıda tek başına aday olup seçilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu konuda kararda bir gerekçe bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin bir kısım hissesinden kaynaklanan haklarının kullandırılmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 08.03.2018 tarihli genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 447. maddesine göre ise; genel kurulun, pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararları batıldır. Somut olayda; davalı şirketin 800.000-TL olan sermayesinin %23,63’üne tekabül eden 189.000-TL’lik sermaye payının sahibi olan davacının, şirketin 13.03.2001 tarihli genel kurulunda alınan karar ile şirketi müştereken temsil etmek üzere,… ile birlikte müştereken yetkili olmak üzere şirket müdürü olarak atanmalarına karar verildiği, davalı şirketin 25.04.2013 tarihli genel kurulunda mevcut şirket müdürlerinin görevden alınarak …’in münferiden şirket müdürü olarak seçilmesine karar verildiği, bu karar aleyhine davacı tarafından açılan davada İstanbul … ATMnin … esas sayılı (eski … ATM …) dosyasında verilen 20.02.2014 tarihli ara karar ile söz konusu kararın yürütülmesinin tedbiren geri bırakılmasına karar verildiği,mahkemece yapılan yargılama sonucunda da 23.11.2017 tarihli karar ile (yeni esas …) söz konusu kararın butlanına karar verildiği, şirket müdürü …’in 25.07.2016 tarihinde şirket müdürlüğünden istifa ettiği, bunun üzerine bir kısım ortaklar tarafından İstanbul … ATM nin … esas sayılı dosyasında şirkete müdür seçimi maksadıyla genel kurulu düzenlemek üzere kayyım atanmasının talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda …’in istifası nedeniyle şirketin müşterek imza ile temsil edilemediği ve organsız kaldığı gerekçesiyle şirketi genel kurula çağırmak üzere kayyım tayinine karar verildiği, kayyım tarafından yapılan çağrı sonucunda dava konusu genel kurulun tüm pay sahiplerinin katılımıyla gerçekleştirildiği ve toplantı sonucunda davacı ile diğer ortak …’ın ret oylarına karşılık oy çokluğuyla …’in münferiden şirketi temsil etmek üzere şirket müdürü seçilmesine karar verildiği, davacının muhalefet şerhinin tutanağa eklendiği anlaşılmaktadır. Davalı şirketin esas sözleşmesinde temsil ve ilzam bakımından müşterek temsile veya seçimlerin ne şekilde yapılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.Bu nedenle somut olayda müdür seçimi için TTK’nın 620. maddesinde öngörülen temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile karar alınması yeterlidir. Mevcut pay oranları itibariyle seçim genel kurulda temsil edilen oyların %65’inin olumlu oyuyla seçim gerçekleştirilmiştir. Davacının pay oranının 232.000-TL sermayeye isabet eden %29 olduğu kabul edilse dahi, kabul oy oranı %60’a isabet etmektedir. Bu durumda etki prensibi gereği davacının bir kısım payının genel kurulda temsil edilmediği halde dahi, bu durum kararın alınmasında etkili olamayacağından, davacının bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Genel kurul tarihi itibariyle şirketi müşterek imza ile temsil eden diğer şirket müdürü …’in istifası nedeniyle şirketin karar alamaması ve sonucunda organ boşluğu bulunması nedeniyle İstanbul … ATM nin … esas sayılı dosyasında şirketi genel kurula çağırmak üzere kayyım tayinine karar verilmiş, toplantıya çağrı kayyım tarafından yapılmıştır. Ne var ki toplantıda tüm pay sahipleri temsil edilmiştir. Bu durumda yine etki prensibi gereğince çağrının usulsüz olduğu gerekçesiyle genel kurulda alınan kararın geçersizliğinin ileri sürülmesi mümkün değildir. Diğer yandan davalı şirketin 25.04.2013 tarihli genel kurulunda mevcut şirket müdürlerinin görevden alınarak …’in münferiden şirket müdürü olarak seçilmesine dair kararın yürütülmesi İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/917 esas sayılı (eski … ATM … ) dosyasında verilen 20.02.2014 tarihli karar ile tedbiren durdurulmuş ise de, mahkemece yargılama sonucunda söz konusu genel kurul kararlarının iptaline karar verildiği, söz konusu ihtiyati tedbir kararının, sonradan genel kurul çağrısı yapılarak yeniden müdür seçimine karar verilmesine engel teşkil etmediği, bu nedenle dava konusu genel kurulda alınan müdür seçimi kararının ihtiyati tedbir kararına aykırılık olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Ayrıca daha önce davalı şirketi davacı ile birlikte müştereken temsil etmek üzere seçilmiş bulunan …’in görevinden istifa ederek, dava konusu genel kurulda aday olup şirket müdürü olarak seçilmesi, dürüstlük kurallarına aykırı olarak değerlendirilemez. Bu durumda dava konusu genel kurul kararının batıl olmadığı ve iptali koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021