Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1492 E. 2021/1670 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1492
KARAR NO: 2021/1670
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2018
NUMARASI: 2017/34 Esas – 2018/1254 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkil ile davalı borçlu şirket arasında ticari mal alım satımı gerçekleştiğini, müvekkilin davalı firmaya ticari ilişki gereği sattığı malları teslim ederek faturasını düzenlediğini ancak satış bedellerini tahsil edemediğini, müvekkilin alacağını tahsil etmek için İstanbul … İcra Müdürlüğü … takip sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu takibe itiraz ettiğinden icra takibi durdurduğunu, davalı takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takip dosyasına itiraz haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup iptaline karar verilmesini ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece;davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu sahibi lehine delil teşkil ettiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 12.11.2016 takip tarihi itibariyle bakiyesine göre davacının, davalıdan 45.255,21-TL alacaklı göründüğü,2015 yılına ait faturaların teslim alan kısımlarının imzalı oldukları, 2016 yılında e-fatura düzenlendiği, davalı tarafça süresi içerisinde faturalara bir itirazının bulunmadığı gibi ödeme de tespit edilemediği, yine davalı tarafın icra takibine itiraz dilekçesinde de malların teslim alınmadığı yahut hizmetin yerine getirilmediğine yönelik bir itirazlarının da bulunmadığı nazara alındığında; davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 45.255,21-TL alacaklı olduğu gerekçesi ile davalı tarafın itirazının iptali ile takibin 45.255,21-TL asıl alacak üzerinden devamına, koşulları oluştuğundan davacı lehine %20 oranda hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; bilirkişi raporu dışında dosya içeriğinde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığını, raporun tarafına usulüne uygun tebliğ edilmediğini, raporda eksiklik ve çelişkilerin mevcut olduğunu, davacı defterlerinin davacı lehine delil teşkil etmeyeceğinin ifade edilmesine rağmen bu defterlerden yola çıkarak davacının alacaklı olduğu kanaatine varıldığını, müvekkili şirket defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığını, hizmet alınmamasına rağmen tek taraflı düzenlenen faturalar söz konusu olduğunu,alacak likit olmamasına rağmen %20 tazminat kararının isabetli olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. HMK 222.madde hükmü gereği ticari uyuşmazlıklarda; Mahkeme, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. İlk derece mahkemesince, 19.09.2017 tarihli celsede 7 numaralı ara karar ile tarafların ticari kayıt ve defterlerini ibraz etmelerine karar verilerek ibrazdan kaçınmanın sonuçları davalı tarafa ihtar edildiği ,davalının ibrazdan kaçındığı anlaşılmakla ,davalı vekilinin davalının ticari defterleri incelenmeden hüküm verildiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda,davacı tarafça ibraz edilen e-defterlerin kanuna uygun tutulduğu ; icra takibine konu 2016 yılı faturalarının ise e-fatura olduğu, e-fatura düzenlenebilmesi için her iki yanın e-fatura mükellefi olması gerekmektedir.14.5.2021 tarihi itibariyle e-faturaya karşı yan bakımından elektronik ortamda itiraz mümkün hale gelmiş ise de ,icra takibine konu e-faturaların düzenlenme tarihi itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığınca takip edilen sistem üzerinden doğrudan karşı yanın sistemine gönderildiğinden karşı yana tebliği için ayrıca fiziken gönderilmesine gerek bulunmamaktadır.Davalı şirkete bu suretle tebliğ edilen e-faturalara,davalı tarafça TTK 18(3) maddesi uyarınca zamanında itiraz ettiğine ilişkin delil sunulmamıştır.İtiraz edilmeyen ancak tebliğ edilen faturaların içeriğinin kesinleştiği gözetildiğinde davalı vekilinin alacağın varlığına yönelik itiraz nedenleri yerinde bulunmamaktadır. Davalıya usulen tebliğ edilen faturalara yasal sürede itiraz edildiği ispatlanamadığından davacının kanun ve usule uygun tutulan defter ve kayıtlarına göre takibe konu alacağın varlığının ispat olunduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Alacağın alınan hizmet nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı olduğu gözetildiğinde alacağın hesaplanabilir ve likit olduğu açıktır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen hükümde hukuka aykırılık bulunmadığından istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 3.091,38-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 773-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.318,38-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ ye ödenmesine, Davacı tarafından yapılan 78,50-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2021