Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1472 E. 2022/57 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1472
KARAR NO: 2022/57
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2019
NUMARASI: 2017/579 Esas 2019/63 Karar
DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı … isimli firmanın İstanbul şubesinden 1 adet piyano satın almak istediğini ve satın alma ile ilgili görüşmelerin davalı şirketin satış sorumlusu olarak çalışan … ile yapıldığını ve kdv dahil 40.000-TL bedel ile anlaştıklarını,davalı şirket çalışanı … tarafından elektronik ortamdan gönderilen … antetli davalı firma kaşe ve üzerinde imza ihtiva eden 17.12.2014 tarihli belgede “Personel satışına istinaden teslimatı 30 gün içinde yapılacak olan … bir adet piyano için ön ödeme olarak 30.000- TL ve teslimat sırasında ödenecek olan 10.000-TL tutarın aşağıdaki hesaba yatırılması uygundur.” şeklindeki yazı ile alım satım konusundaki anlaşmanın satıcı firma yetkilisi tarafından teyit edildiğini ve paranın ödeneceği banka hesabının bildirildiğini, müvekkilinin, taraflar arasındaki anlaşmaya uygun şekilde; 17.12.2014 tarihli sözleşme içeriğinde belirlenen … Osmanbey Şubesinin … İBAN numaralı hesabına,ön ödeme olarak 30.000-TL ,10.02.2015 tarihinde 10.000-TL yatırdığını, satın alınan bedeli ödenen piyanonun teslim edilmediğini ,ödenen bedelin davalı şirket uhdesinde kaldığını, davalı borçlu şirket ile bağımlı çalışanı … hakkında …İcra Miidürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ödenen bedelin iadesi amacına yönelik olarak icra takibi başlatıldığını, davalı şirket vekili tarafından borca itiraz edildiğini ,davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına, lehlerine icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;belirtilen banka hesap numarasının müvekkili şirket’e ait olmadığını, bu hesap numarasının dava dışı …’e ait olduğunu, müvekkiline yapılan ve iadeye konu olabilecek herhangi bir ödeme olmadığını, müvekkili şirketin bilgisi dâhilinde olmayan bir İBAN numarasına ödeme yapıldığı gerekçesiyle, yapılan bu ödemenin iadesinden yükümlü olmayacağını,müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bir ticari ilişki kurulmadığını, davacının 3. şahıs adına ödeme yapıp daha sonra uğradığını iddia ettiği zarardan müvekkilini sorumlu tutmasının kabul edileyeceğini, davacı tarafın yürütmekte olduğu iş gereğince piyano alım satımı da yapmayan, ayrıca müvekkili şirket ile aralarında bayilik ilişkisi bulunmayan bir şirket olduğunu, davanın reddine, davacının % 20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece;dava dışı …’in davalı çalışanı olarak sorumlu olduğu Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2016 tarih ve 2016/10486 Esas, 2016/16017 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere davalının kendi elamanının davranışları sebebiyle adam çalıştıranın sorumluluğu ilkesi karşısında kusursuz sorumluluğunun bulunmasına göre davacı tarafın karşılıksız kalan 40.000-TL ödemesini davalıdan talep edebileceği, davacı şirket, davalı şirketi takip öncesinde temerrüde düşürmediğinden takip öncesi faizi talep edemeyeceği gerekçesi ile itirazın kısmen iptaline takibin; 40.000-TL asıl alacak yönünden devamına, fazla istemin reddine asıl alacağın % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davanın süresinde açılmadığını, davacı müvekkil şirket ile sözleşmesel ilişkiye girdiğini iddia ettiği halde, davadışı … tarafından kendisine gönderilen teklif formundaki kaşeli imzanın şirket imza yetkilisine ait olup olmadığını kamuya açık ticaret sicil kayıtlarından kontrol etmediğini, akabinde şirket hesabına değil,bilerek ve isteyerek, kendisine teklif formunu gönderen davadışı …’in şahsi hesabına, fatura dahi beklemeden, 2 ay aralıkla biri 30.000-TL diğeri 10.000-TL olmak üzere 2 defa ödeme gerçekleştirdiğini, adam çalıştıranın sorumluluğunun basiretli tacir ilkesini ortadan kaldırmayacağını, müvekkili şirkete yapılan bir ödeme olmaması sebebiyle icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini, alacağın likit olmadığını, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava ;davalı şirketin satış müdürü olan dava dışı … vasıtası ile davalıdan satın aldığı,piyano bedelinin satış müdürü tarafından bildirilen hesap numarasına ödendiği , ancak piyanonun teslim edilmediği gibi bedelin de iade edilmediği ileri sürülerek davacı tarafından başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İcra takibinde ;davalı şirket tarafından ödeme emrine 11.11.2015 tarihinde itiraz edildiği, ödeme emrine itiraz dilekçesinin takip alacaklısı davacıya tebliğ edilmediği, itirazın iptali davasının 15.11.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Dava açma süresi itirazın tebliği ile başlar.İtiraz alacaklıya tebliğ edilmediğinden davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. TBK 66. maddesinde adam çalıştıranın sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapımı sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.” “Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. “Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.Adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için; zararın çalışanın hukuka aykırı eyleminden doğması ve zarar ile çalışanın eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğudur.Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Somut olayda ;davalı nezdinde satış müdürü olan …’in 01.03.2013- 30.09.2015 tarihleri arasında davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığı ,davalı şirket tarafından ceza soruşturmasına verilen 20.11.2015 tarihli dilekçede …’in iş akdinin devam ettiği süreçte ,müvekkili şirketin müşterileri ile temas ederek müvekkili şirkete ait ürünleri müvekkili şirket adına satma görevini ifa ettiği beyan edilmiştir. TBK’nın 551. maddesi gereğince ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için ticari vekil yetkilendirmesi mümkün olup, şirket çalışanı satış müdürünün satış ile görevlendirildiği anlaşılmakla satım akdi yapmak ve bedelini de tahsile yetkili olduğunun kabulü gerekir.Bu kapsamda ;davalı vekilinin …’in üçüncü şahıs olduğu ,davacının basiretli tacir gibi davranmadığına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Dava dışı çalışan ise ;ceza mahkemesinde davalı şirketten işçilik alacakları bulunduğunu ,bu alacaklarını garantiye almak için davacıya satış teklifini kendisinin yaptığını bedelini de tahsil ettiğini ikrar etmiş olup çalışanın kusurlu eyleminden ,bu meyanda davacının zararından davalının sorumluluğu bulunduğu açıktır. Maddi vakıalar belirli olmakla tanık beyanlarının ayrıca sonuca etkisi görülmemiştir. Davacı ,davalının satış yetkilisine ödediği 40.000-TL piyano bedelinin iadesini talep etmektedir.Dava konusu alacak miktarı bilinebilir, hesap edilebilir, niteliktedir.Davalı vekilinin alacağın likit olmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalının çalışanın eylemi ile davacının zararından TBK nun 66.maddesi uyarınca sorumlu olduğu, objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen davacı zararı arasında illiyet bağının bulunduğu , davacının çalışana ödediği ve geriye alamadığı bedelin iadesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.İlk derece mahkemesince itirazın kısmen iptaline ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.732,40-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 683,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,30-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/01/2022