Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1463 E. 2022/61 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1463
KARAR NO: 2022/61
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2018
NUMARASI: 2015/1201 Esas – 2018/992 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin … A.Ş. Malta Şubesi’nden 20/03/2007 tarihinde 8.000.000-USD bedelli 5 yıl vadeli ticari kredi kullandığını, davalı banka tarafından kredi işlemi için fahiş tutarlarda komisyonlar tahsil ettiğini, iş bu kesintilerin hukuka aykırı olduğunu, kredi komisyonu ve erken kapama kredi komisyonu adı altında yapılan kesintilerin tutarının 200.500-TL’ye tekabül ettiğini belirterek müvekkilinden dosya masrafı, kredi hizmet bedeli, komisyon masrafı tahsilatı, erken kapama komisyonu adı altında kesinti kesintisi yapılan 200.500-TL’nin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının 8.000.000-USD’ lik kredi kullandığını, 14 ay vadesi kalmasına rağmen Mart 2010 tarihinden önce kapatmak istediğini belirttiğini, davacıya genel kredi sözleşmesi 15.6. Maddesi uyarınca erken kapatmanın bankanın onayına tabi olduğunu,erken kapatılması halinde maliyetin olacağı ve bu maliyetin karşılanması halinde kredinin erken kapatılabileceğinin ifade edildiğini, davacının erken kapama ücretini kabul ettiğini, BSMV dahil 152.000-TL erken kapama ücreti/Komisyonu alınarak 04/02/2010 tarihinde kredinin kapatıldığını, iade talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, erken kapama maliyetinin yansıtılmasının mevcut yasal düzenlemelere Bankacılık ve Ticari teamüllere uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlük döneminde bağıtlanan 20/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında davacıya 8.000.000-USD tutarlı taksitli ticari kredi kullandırıldığı, bu kapsamda davacıdan 46.190,46-TL banka hizmetleri komisyonu ve 2.309,52-TL BSMV olmak üzere toplam 48.500-TL komisyon kesintisi yapıldığı, anılan kredinin 04/03/2010 tarihinde erken kapama suretiyle ödendiği ve davacıdan bu kez 152.500-TL erken kapama komisyonu kesintisi yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.1 ve 15.6 maddeleri ile emsal bankaların kesinti oranları göz önünde bulundurulduğunda yapılan kesintilerin sözleşmeye, bankacılık mevzuatına uygun olup fahiş olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; krediyi veren davalı bankanın akdedilen sözleşmeyi, sözleşme hürriyetini kısıtlayacak ,kendi çıkarlarını koruyacak bir hale getirdiğini, birçok ad altında yaptığı kesintilerin bankalarca talep edilebilecek komisyon bedellerinin üzerinde olduğunu, bilirkişi tarafından müvekkilince ödenen 3.860.111,43-USD yi tekrardan nasıl nemalandırdığı hususunda inceleme yapılmadığını, davalı tarafından erken tahsil edilen meblağın yeniden kullanarak ikinci kez gelir elde ettiğini, davalının tahsil ettiği erken kapama ücretinin ve komisyon tutarının fahiş olduğunu, davalı dahil 3 büyük bankaya müzekkere yazılarak 2010 yılına ilişkin erlen kapama bedelinin sorulması gerektiğini,müvekkilinin ana paradan indirim talebi bulunmadığını, genel kredi sözleşmesinin ilgili hükmünün genel işlem şartı niteliğinde olduğunu, bilirkişi raporunun yeterli olmadığını,yeni bir heyetten rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, ticari kredi kullandırımı sırasında banka tarafından tahsil edilen kredi tahsis komisyonu tutarının ve ticari kredinin erken kapatılması nedeniyle banka tarafından tahsil edilen kredi erken ödeme komisyonu tutarının iadesi istemine ilişkindir.Somut olayda taraflar arasında 20/03/2007 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesinin 6.1 maddesinde “Banka bu sözleşmeye dayanarak açtığı ve açacağı her türlü kredilerle hesaplara ve aldığı teminatlara Banka tarafından saptanan en yüksek oranları geçmemek üzere belirleyeceği oranlarda her nevi komisyonları, ücret, masraf ve sair giderleri müşteriye ihbarda bulunmaksızın uygulayarak bunları, gider vergileri ve sair resim ve harçları ile birlikte cari hesabına borç yazabilecektir. Banka uygulamakta olduğu komisyon oranlarını müşteriye önceden ihbarda bulunmak zorunda olmaksızın, tek taraflı olarak dilediği zaman ve miktarda artırmaya yetkilidir.” denilmek suretiyle bankaca kredilerle ilgili alınacak komisyonlarla ilgili hüküm getirilmiştir.Sözleşmenin 15.6 maddesinde ise “müşterinin bakiye borcunu vadesinden önce ödeyerek hesabını kapatması, Bankanın kabulüne bağlıdır. Bankaca kabul edilmesi halinde erken ödeme, taksit vadelerinden birinde ve ödeme vadesinde işlemiş faizin ve kalan ana paranın, Bankanın belirleyeceği miktarda bir erken kapama ücreti ile erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu gibi mali yükümlülüklerin nakden ve defaten ödenmesi kaydıyla mümkündür. Bankanın erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre için erken ödeme sebebiyle Bankanın mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış faiz tutarını da talep haklı saklıdır.” denilerek müşterinin erken ödeme/kapama sebebiyle bankaca alınacak komisyonla ilgili düzenleme yapılmıştır. Ancak sözleşmede kredi tahsili nedeniyle veya erken kapama halinde uygulanacak oranın belirtilmediği, kredinin davacı tarafından erken kapatılması ile davalı banka tarafından davacıdan %2,47 oranında olmak üzere erken kapama komisyonu adı altında 95.238-USD erken kapama komisyonu ve 4.761,90-USD BSMV olmak üzere toplam 100.000-USD tahsilat yapıldığı, yine kredi tahsisi nedeniyle 46.190,46-TL komisyon ve 2.309,52-TL BSMV olmak üzere toplam 48.500-TL işletme kredi komisyonu tahsilatı yapıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; genel kredi sözleşmesi imzalandığı, dava konusu kredi sözleşmesi 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olup, 6101 sayılı kanunun 1. maddesi uyarınca somut uyuşmazlığa sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmakla, kanunun yürürlüğünden evvel imzalanan sözleşmelere genel işlem koşullarının denetlenmesi hükümlerinin uygulanamayacağı, davacı vekilinin sözleşmenin genel işlem koşulu niteliğindeki hükümlerinin masraf ödenmesine dair hükümlerinin haksız şart oluşturduğu yönündeki iddiasına itibar edilmemiştir. Erken ifa, 818 S.lı Borçlar Kanunu’nun 80.maddesinde (6098 S.lı BK m.96) “Akdin hükmünden veya mahiyetinden veya hal icabından iki tarafın hilafını kast ettikleri anlaşılmadığı takdirde, borçlu borcunu vadesinden evvel ifa edebilir. Şu kadarki borçlunun, vadeden evvel tediyede bulunmasından dolayı mukavele ile veya adeten mezun olmadıkça bir miktar tenzilat icrasına hakkı yoktur” şeklinde düzenlenmiştir. Bankalarca masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların yasal dayanağı, kredi kullandırım tarihinde yürürlükte bulunan 2006/1 Sayılı Tebliğ hükümleridir. 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, TCMB ye bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Davalı banka tarafından kredi kullandırım tarihi ve erken ödeme tarihi itibari ile Merkez Bankası’na komisyon oranı bildirilmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede komisyonun hangi oranlarda alınacağına veya hesap şekline dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Dayanak sözleşmenin ticari niteliği ve tarafların tacir olması göz önüne alındığında, TTK’nın 18. maddesi hükmüne göre, sözleşmeyi imzalayan taraflar basiretli tacir gibi hareket etmek zorunda olup, TTK’nın 20. maddesi hükmüne göre de tacirin gördüğü iş için uygun ücret isteyebileceği kabul edilmelidir. Davacı banka tarafından davacıya uygulanan erken kapama komisyon oranı %2,47 olarak tespit edilmiş olup, mahkemece getirtilen emsal banka uygulamalarına göre tespit edilen % 3 oranının altında kalmaktadır. Kredinin erken kapatılması bankalar açısından bir risk olup, bu riski karşılamak üzere davalı bankanın tahsil ettiği tutarın sözleşme, bankacılık teamülleri, ticari hayatın işleyici ve piyasa uygulamalarına uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davacı banka tarafından davacıya uygulanan işletme kredi komisyon oranı % 0,435 olarak tespit edilmiş olup, mahkemece getirtilen emsal banka uygulamalarına göre de tespit edilen %3 oranının altında kalmaktadır. Bankaca tahsil edilen tutarın sözleşme, bankacılık teamülleri, ticari hayatın işleyici ve piyasa uygulamalarına uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 23-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/01/2022