Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1430 E. 2021/1838 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1430
KARAR NO: 2021/1838
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2019
NUMARASI: 2018/1157 Esas – 2019/409 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin yediemin işletmeciliği hususunda ticari faaliyette bulunduğunu, davalı tarafın Büyükçekmece … İcra Dairesinin … talimat sayılı dosyası üzerinden tahliye ettiği menkul malların yediemin sıfatıyla müvekkiline teslim edildiğini, buna dair 09/09/2014 tarihli yediemin teslim zaptı ve ücret sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince günlük ücretin 27-TL olarak belirlendiğini, muhafaza tarihinin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen mallar müvekkilinden teslim alınmadığı gibi, peşin olarak ödenen 2.400-TL dışında yedieminlik ücretinin de ödenmediğini, görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı; uyuşmazlıkta İcra Mahkemesi görevli olup mahkemenin görevsiz olduğunu, davacının icra dosyası kapsamında teslim aldığı mallarla ilgili olarak icra mahkemesine başvurup satış talep etmediğini, öncelikle malların satışa çıkarılarak muhafaza ücretinin bu şekilde karşılanmasının gerektiğini, yediemin tutanağı ile teslim edilen malların değerinin 5.000-TL dahi etmeyeceğini, bu nedenle yediemin ücreti olarak talep edilen 21.897-TL tutarın fahiş olduğunu, ayrıca davacıya peşin ödeme dışında banka yoluyla 600-TL daha ödeme yaptığını, Adalet Bakanlığı ücret tarifesine göre muhafaza ücretinin malların muhammen bedelinin %30’unu geçemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; her ne kadar davalı taraf Adalet Bakanlığı Tarifesi gereğince alacak hesabı yapılması gerektiğini savunmuş ise de; davalı alacaklının Büyükçekmece … İcra Dairesinin … talimat sayılı dosya üzerinden haczettiği menkul malları 09/09/2014 tarihli tutanak ile yediemin olarak davacıya teslim ettiği, davacı ile davalının yetkili vekili arasında sözleşme serbestisi ilkesi gereğince imzalanan yediemin teslim tutanağı ile yedieminlik ve depo ücretinin günlük 27-TL birim fiyat üzerinden belirlendiği, menkul malların tesliminden takip tarihine kadar 813 gün yediemin ücreti tahakkuk ettiği, ancak davacının talebinin 811 gün ile sınırlı olduğu, yerleşmiş yargı kararlarına göre taraflar arasındaki bu sözleşme gereğince yapılan hesaplama sonucu davacının 27-TL/gün x 811= 21.897-TL yedieminlik ücretine hak kazandığı, taraflar arasında düzenlenen yediemin teslim tutanağına göre davalı tarafın yediemin ücretine mahsuben 2.400-TL ödeme yaptığı, davalının takip tarihi itibariyle 21.897-TL-2.400-TL=19.497-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; mahkeme görevsiz olup görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, son duruşmada mazeret dilekçesi gönderilmesine rağmen mazeretin kabul veya reddi konusunda bir karar verilmeden hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, dosyada daha önce Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bilirkişi raporları göz ardı edilerek verilen kararın gerekçeden yoksun olduğunu, yediemin teslim zaptının sözleşme olarak kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin sıkışık bir zaman diliminde müzayaka altında imzalanması nedeniyle serbest iradeyle imzalandığının söylenemeyeceğini, davacının uzun süre bekleyerek takip başlatmasının kötü niyetli olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, saklama sözleşmesine dayalı saklama ücreti alacağına yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. TBK’nın 561 ve devamı maddelerinde düzenlenen saklama sözleşmesinin geçerliliği herhangi bir şekle tabi olmayıp sözlü olarak da kurulabilir. Saklama ücreti ise taraflar arasında yazılı sözleşmeyle belirlenebileceği gibi, belirlenmemiş ise alışılmış olan ücret talep edilebilecektir. Davanın her iki tarafının da tacir olması nedeniyle, somut uyuşmazlık bakımından asliye ticaret mahkemeleri görevli olup, davalı vekilinin mahkemenin görevine yönelik istinaf gerekçesi yerinde değildir. Davalı vekilince ilk derece mahkemesindeki son duruşma öncesinde mazeret dilekçesi gönderilmiş ise de, dilekçede mazeret olarak yoğun trafiğin ileri sürüldüğü, bu nedenle belgeye dayalı geçerli bir mazeretten söz edilemeyeceği anlaşılmakla, mahkemece mazeretin kabul veya reddi konusunda bir karar verilmemesi usuli bir hata ise de sonuca etkili görülmemiştir. Davanın açıldığı Büyükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/396 esas sayılı dosyasında mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği, yasal süresindeki başvuru üzerine dosyanın gönderildiği Bakırköy 3. ATM tarafından yargılamaya devam edilerek istinafa konu işbu kararın verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesine göre; görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği düzenlenmiştir. HMK’nın 20. maddesi gereğince ancak süresinde gönderme talep edilmemesi halinde kararı veren mahkemece resen dava açılmamış sayılarak yargılama giderlerine hükmedileceği düzenlenmiştir. Somut olayda ise görevsizlik kararı sonrasında yasal süresindeki gönderme talebi üzerine görevli mahkemede yargılamaya devam edilerek nihai karar verilmiştir. Bu nedenle davalı yararına görevsizlik kararı nedeniyle ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda; davalının alacaklısı olduğu icra takibi nedeniyle Büyükçekmece … İcra Dairesinin … talimat sayılı dosyasında haczedilen malların, 09.09.2014 tarihli yediemin teslim zaptı ile davacının özel yediemin deposuna bırakıldığı, davacı ile davalının vekili tarafından imzalanmış olan bu sözleşmede yediemin ücretinin günlük 27-TL olarak belirlendiği, davalı vekilince saklama ücretine mahsuben 2.400-TL peşin ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı vekili tarafından imzalanan sözleşme, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince geçerli olup, hüküm ve sonuçları itibariyle tacir olan davalıyı bağlayıcı niteliktedir. Bu nedenle taraflarca sözleşmeyle kararlaştırılan ücret de geçerli ve bağlayıcıdır. Yine tarafların tacir sıfatı ve sözleşme içeriğine göre davalının gabin iddiası da yerinde değildir. Buna karşılık Adalet Bakanlığı tarafından açılıp işletilmekte olan yediemin depoları hakkında uygulanmakta olan ücret tarifeleri sadece Bakanlık tarafından işletilen yediemin depoları için geçerli ise de, özel yediemin depolarına ilişkin ücret uyuşmazlıklarında da bu tarifedeki kurallardan yararlanılarak sonuca ulaşılmasının hakkaniyete uygun düşeceği Yargıtay içtihatları ile de kabul edilmektedir (Bkz. Yargıtay 13.HD. 21/01/2014 T. 2013/19629 E. 2014/1362 K.; 10/06/2014 T. 2014/4795 E. 2014/18530 K.). Yargıtay 13.HD’nin emsal nitelikteki kararlarına göre, hukuki ilişki Adalet Bakanlığı tarifesine bağlı olmasa bile hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Hakkaniyet indirimi konusunda tarifenin aynen uygulanması söz konusu olmayıp, hacizli malın değeri, kapladığı alan, saklanması için gerekli dikkat ve özen değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda somut olayda ev eşyası niteliğinde bulunan hacizli malların niteliği gereği fazladan özen gerektirmemesi, kaplayabileceği alan, depoda kaldığı süre, hacizli malların satışından elde edilebilecek hasılat, 4.124,39-TL olan icra takip konusu alacak miktarının düşüklüğü ve hakkaniyet kuralları dikkate alınarak TBK’nın 51/1. maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle yedieminlik ücretinde %40 oranında hakkaniyet indirimi yapılması, olayı çevreleyen hal ve şartlara daha uygun görünmektedir (Yargıtay 13. HD nin 21.01.2014 tarih 2013/19629 E. ve 2014/1362 K. sayılı kararı). Bu durumda, davacı vekilinin takipteki 811 günlük talebi üzerinden günlüğü 27-TL’den hesaplanan 21.897-TL saklama ücretinden %40 oranında indirim yapıldığında bulunan 13.138,20-TL’den 2.400-TL peşin ödemenin düşülmesi sonucunda davacının takip tarihi itibariyle 10.738,20-TL alacağının bulunduğu hesaplanmıştır. Diğer yandan hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemelidir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2019 Tarih 2018/1157 Esas 2019/409 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜNE; davalının Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 10.738,20-TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına, fazlaya dair istemin REDDİNE, Kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 2.147,64-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 733,52-TL karar ilam harcından peşin olarak yatırılan 332,97-TL harcın mahsubu ile 400,55-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Davacı tarafça yatırılan 337,57-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, Davacı tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti 244-TL posta masrafı olmak üzere toplam 844-TL yargı giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısmı yönünden davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 332,96-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 32,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/12/2021