Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1429 E. 2019/1642 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1429
KARAR NO : 2019/1642
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2019/396 Esas 2019/588 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı alacaklının İstanbul ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile davacı müvekkili hakkında 164.695,05 TL miktarlı ilamsız icra takibinde bulunduğunu, ilamsız takipte ödeme emrinin icra takibi borçlusu görünen davacı müvekkillerine tebligatların 21 ve 25’e göre yapıldığını, tebligatlardan haberdar olamadıklarından ödeme emrine itiraz edemediklerini, icra takibinin bu şekilde kesinleştiğini, bu şekilde kesinleşen bu icra takibi sebebiyle davalı alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce haciz işlemleri yapıldığını, takip borçlusu görünen davacı müvekkillerinin takip alacaklısı şirkete karşı takibe konu edilen böyle bir borcu olmadığını, beyanla icra takibinin iptalini, alacaklı aleyhine %20 icra tazminatı ile %10 para cezasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava menfi tespit istemli olarak 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrasına aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili, dava menfi tespit davası olduğundan yasa ve sunulan emsal Bölge Adliye Mahkemesi kararı uyarınca dava açılmadan önce arabulucuya başvuru dava şartı olmadığını, davanın esasına girilmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, İİK.’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.Kanunda açılacak dava ile ilgili herhangi bir ayırım ve sınırlama da yer almamıştır.Talep veya dava türü ne olursa olsun ;dava konusu bir miktar para alacağı olan tüm talepler hakkında, alacaklı ve borçlu açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiştir.”Menfi tespit” talebi ile “alacak” talebi hukuken anı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda netice-i talepler ile kurulacak hükümler de farklıdır. Ancak burada dava konusu bir miktar para alacağı ise, açılacak davanın yada talebin ne olduğunun bir önemi yoktur. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası “dava konusunun bir miktar para alacağı” olduğudur. Sadece netice-i talepler ve mahkemelerce kurulacak hükümler birbirinden farklıdır. Sınırlayıcı bir yorum yaparak maddenin sadece “alacak” veya “tazminat” davalarıyla sınırlı bir uygulama yapmanın kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı muhakkaktır.Ayrıca menfi tesbit talebinin her zaman istirdada (alacak) dönüşebileceği de gözden uzak tutulmamalıdır. Bu nedenle 6102 Sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereğince menfi tespit talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabül edilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/12/2019