Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1420 E. 2021/1787 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1420
KARAR NO: 2021/1787
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2019
NUMARASI: 2018/5 Esas-2019/64 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, davalı tarafından kendisine USD cinsinden verilen kumaş siparişine istinaden kumaşları teslim ettiğini, davalı borçlunun da kendi adına USD olarak kesilen faturaları itirazsız olarak ödediğini, müvekkilinin kur farkından doğan 4.803,41-USD alacağının bulunduğunu, alacağın davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle takibin durduğunu, fiyatın bizzat davalı tarafından gönderilen sipariş formlarında USD cinsinden gösterildiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar taminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davanın yasal süresinde açılmadığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafından düzenlenen faturaların boş kısmında döviz kuru ve kumaşın birim fiyatı USD cinsinden gösterilmekle birlikte, faturaların TL cinsinden hesaplanarak tanzim edildiğini, davacının alacağını döviz cinsinden talep etme imkanı olmasına rağmen, satış anındaki USD cinsini satış günündeki Türk Lirasına çevirerek tercihini bu yönde kullandığını ve alacağını Türk Lirası üzerinden talep ettiğini, davacı tarafından düzenlenen faturaların Türk Lirası cinsinden gösterilmiş olması, faturalarda ödemenin döviz cinsinden yapılacağı hususunda herhangi bir kayıt bulunmaması ve taraflar arasında bu yönde süregelen bir uygulama da bulunmaması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça düzenlenen ve davalı tarafça kabul edilmeyen 13.613,82-TL bedelli kur farkı faturasına ilişkin olduğu, taraflar arasında kur farkı ödeneceği konusunda yazılı bir anlaşma bulunmadığı, yine kur farkı ödeneceği konusunda taraflar arasında uygulama görmüş bir teamül de bulunmadığı, davacı tarafın tek taraflı olarak faturalara kaydettiği taraflar arasında mutabık kalınmayan dövize ilişkin ödeme yönündeki kayıtların bağlayıcı nitelik taşımayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili; müvekkilinin, davalı tarafından kendisine USD cinsinden verilen kumaş siparişine istinaden kumaşları teslim ettiğini, davalının da kendi adına USD olarak kesilen faturaları itirazsız olarak ödediğini, gerek taraflar arasında, gerekse sektörde USD cinsinde alım satım ve vade farkının kesinleşmiş bir uygulama olduğunu, fiyatın bizzat davalı tarafından gönderilen sipariş formlarında USD cinsinden gösterildiğini, bilirkişi raporunun karar oluşturmaya elverişli olmadığını, davalının da siparişin veriliş şekline bir itirazının olmadığını, mahkemece sektördeki uygulamanın araştırılmadığını, fiili ödeme günündeki kur üzerinden ödeme yapılmadığı sürece müvekkilinin alacağının kapanmayacağını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kur farkından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan TL bazında 76,44-TL alacağının bulunduğu, ancak döviz cinsinden tuttuğu cari hesabında davacının davalıdan 4.500,56-USD alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kur farkından kaynaklanmaktadır. Bedeli yabancı para olarak kararlaştırılan emtianın satımı halinde satış bedelinin de yabancı para ile ödenmesi gerekir. Davalı tarafından, davacıya yazılan 13.08.2015 tarihli e-posta ile de 7. ay sonu bakiyesinin- TL olarak kapatıldığı ve 8. ay dahil bundan sonraki çalışmaların döviz olarak takip edileceğinin belirtildiği görülmüştür. Yabancı para ile kararlaştırılan bedel olsa da tarafların 2015 yılı 7.ayına kadar TL üzerinden çalıştıkları ve bu hususda mutabakata vardıkları anlaşılmaktadır. Kur farkı talep edilebilmesi için, kur farkı uygulamasına dair bir yazılı bir sözleşme veya taraflar arasında bu yönde oluşmuş bir teamülün bulunması gerekmektedir. Somut olayda taraflar arasında kur farkı uygulamasına dair bir sözleşme bulunmadığı gibi, bu hususta yerleşmiş bir uygulamanın (teamül) varlığı da kanıtlanamamıştır. Ancak davalı tarafından davacıya gönderilen bir kısım sipariş formlarında bedel USD cinsinden gösterilmiş olmakla bu nedenle kur farkı talep edilmesi mümkün olsa da; hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, uyuşmazlık konusu kur farkının 20.08.2015 tarihi ve öncesi döneme ait satışlardan kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu durumda davacının uyuşmazlık konusu dönem bakımından davalıdan kur farkı talep etmesi mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 394,40-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 335,1‬0-TL harcın davacıya iadesine, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.02/12/2021