Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1413 E. 2019/1076 K. 09.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1413
KARAR NO : 2019/1076
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2018
NUMARASI : 2015/686 E.- 2018/1009 K.
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/09/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili müvekkili şirketin alacağı temlik aldığı bankanın (…) Uşak Şubesi ile dava dışı kredi borçlusu/lehtarı …San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davalı/kefillerinde sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, dava dışı şirkete senet karşılığı avans kredisi kullandırılmış olduğunu, verilen kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle, Genel Kredi Sözleşmesi’nin verdiği yetkiye istinaden Uşak …. Noterliği’nin 10.05.1999 tarih ve … no.lu ihtarnamesi ile 2.980,75- TL ticari kredi hesabının kat edildiğini, verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı/borçluların; asıl borca, işlemiş faize ve fer’ilerine itirazları üzerine takibin durduğunu, itirazın takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu belirterek 34.069,96- TL alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … mirasçıları vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin hiçbirisinin böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, kefil olduğu iddia edilen davalıların imzasını havi herhangi bir Genel Kredi Sözleşmesi ibraz edilemediği, davalıların dava dışı asıl borçlu lehine kullandırılan kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı hususu ispat edilemediğinden davacının …’a ve (Müteveffa) … yönelik davasının reddine, talep üzerine işlemden kaldırılması ve süresinde yenilenmemiş olması gerekçesiyle davacının davalı …’a yönelik davasının HMK.’nın 150. maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı müteveffa …’ın Genel Kredi Sözleşmesine imza atmadığı gibi bir iddiasının olmadığı gibi imza itirazının da bulunmadığını, sadece borca itirazlarının bulunduğunu, bu hususun doğal olarak mirasçılarını da bağladığını bilirkişi raporunda, sözleşmenin kayıp olduğu ancak davalıların şekli görünüş itibariyle her üçünün de kefil olduklarının açıkça belirtildiğini, hal böyle iken Genel Kredi Sözleşmesinin kayıp olmasından bahisle, dosyada mevcut iddialarını destekler nitelikteki banka kayıtlarının dikkate alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek,davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın kefil sıfatı bulunan davalı ve mirasçılarından tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı temlik alacaklısı, … A.Ş Uşak Şubesi ile davalı/kefiller arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesini kayıp olduğu gerekçesiyle sunamadıklarını bildirmişlerdir. Davalılar ve murisleri kredi hesabı kat ihtarında müteselsil kefil olarak gösterilmiştir. Sözleşme sunulmadığı için müteselsil kefil oldukları ileri sürülen davalıların sözleşmeyi ne zaman ve hangi kefalet limiti dahilinde imzaladıkları belli değildir. Asıl borçlu ile akdedildiği iddia olunan sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve müşterek kefaleti düzenleyen BK’nun 487. madde (TBK’nun 586 m.) ile kefalette şekil şartını düzenleyen BK’nun 484. madde (TBK’nun 583 m.) hükmüne göre kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe kefalet geçerli olmaz. BK.nun 484. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde yapılmış olması yanında ayrıca kefilin mesul olacağı miktarında gösterilmiş olması gerekir. Sözleşme aslı veya sureti yargılama aşamasında sunulamadığından davalıların geçerli bir kefalet taahhüdünde bulundukları belirlenememektedir.Yapılan yargılama neticesinde davacı tarafça, müteselsil kefil olduğu iddia edilen davalıların imzasını havi herhangi bir Genel Kredi Sözleşmesi ibraz edilemediği, davalıların dava dışı asıl borçlu lehine kullandırılan kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı hususu ispat edilemediğinden davacının …’a ve (müteveffa) … mirasçılarına yönelik davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.İspat yükü üzerinde bulunan davacının öncelikle geçerli bir kefalet akdine dayalı olarak sorumlu tutulabilecekleri bir sözleşme ibrazından sonra banka kayıtları incelenerek bir sonuca varılabileceğinden istinaf nedenleri yerinde görülmemiş davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacı tarafça yatırılan 35,90- TL peşin harcın istinaf karar harcına mahsubuna,bakiye 8,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına ,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 09/09/2019