Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1392 E. 2021/1724 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1392
KARAR NO: 2021/1724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2014/696 Esas – 2019/364 Karar
DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; ortağı olduğu … şirketindeki ortaklıktan ayrılması nedeniyle ortaklık payı karşılığının ödenmesi için kendisine verilen toplam 91.000- TL ile 22.790- USD bedelli 6 adet çeki davalıya ödünç olarak bedellerinin tahsili ve tahsil ettiği nakit parayı 5-6 ay işlerinde kullanıp sonrasında kendisine verilmesi konusunda davalıyla sözlü olarak anlaştıklarını, davalının çek bedellerini tahsil ederek kullandığını, ancak anlaşmaya rağmen kendisine ödeme yapmadığını bu konuda davalıya gönderdiği ihtarnamaye de cevap verilmediğini ileri sürerek , 91.000- TL ve 22.790-USD alacağının 29.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının davalının ortağı olduğu … Limited Şirketine ortak olmak için taahhüt ettiği sermayeye ilişkin olarak bu çekleri getirdiğini ve ortaklığa girdiğini, çeklerin şirket adına cirolanarak tahsilat yapıldığını, davalıya şahsi bir borç olarak verilmesinin söz konusu olmadığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının 04/03/2010 tarihinde emekli olmasıyla hisselerini oğlu …’e devrettiğini ancak şirkette çalışmaya devam ettiğini, davacının payını alarak ayrılmak istemesiyle protokol imzalanarak payına karşılık 9 adet çek verildiğini ve davacının bu çekleri tahsil ettiğini, bir hak ve alacağının bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacının dava konusu altı adet çekin davalı tarafından bir süre kullanıldıktan sonra iade edileceği hususunda sözlü olarak anlaşılmasına rağmen davalının çek bedellerinin iade etmediğinden bahisle altı adet çek bedelini talep ettiği, davalı tarafça dava konusu çeklerin dava dışı … şirketine ortak olmak için sermaye taahhüdü olarak verildiğini ve davacının şirkete ortak olduğunu savunarak davanın reddini talep ettiği,davalının zaman aşımı def’ i yönünden Borçlar Kanunu gereği 5 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı, bu nedenle davalının zamanaşımı defiinin reddi gerektiği,bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, dava konusu çeklerin dava dışı şirketin önceki ortağı olan davacı tarafından aynı şirketin ortağı olan davalıya verildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, 09/17/2009 tarihli noter hisse devri sözleşmesine göre davacının 5.000- TL değerindeki hisseleri devir alarak %50 oranında şirkete ortak olduğu, davacının şirket yönetiminde yer aldığı, çeklerin tahsil ve şirkette kullanılma durumunu bilebilecek durumda olduğu, davalı tarafça çeklerin ödünç olarak değil mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin savunulduğu, çeklerin ödeme aracı olduğu,davacının çeklerin ödünç olarak verildiği iddiasını ispatlanamadığı, bu hali ile dava konusu çeklerin hisse bedeli için davalıya verildiğinin kabulü gerektiği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; kambiyo senetlerinin temel borç ilişkisinden bağımsız olmakla birlikte davalı tarafın, çeklerin hisse satış bedeli olarak verildiği savunmasında bulunduğundan, hisse satışı ilişkisinin ve ödenmesi gereken bedelin doğruluğunun kanıtlaması gerektiği, kanıtlanmadığı halde davanın reddine karar verilmesinin hukuksuz olduğunu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını,noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesinin aksi kanıtlanıncaya kadar HMK 205 maddesi uyarınca kesin delil olup, aksinin davalı tarafından ispatı gerekirken ispat külfetinin davacıya yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı vekili tarafından 09/01/2018 tarihli duruşmada, dava konusunun sermaye borcu olduğu ve sermaye borcunun davalıya ödendiği sabit olduğundan reddini talep ettiğini,ödeme savunmasında bulunulduğundan ispat yükünün davalıya geçtiğini, davalı tarafın, dava dışı şirketin ticari kayıtlarını ve defterlerini ibraz etmemesi söz konusu çeklerin davalıya hisse devri karşılığında verilmeyip, ödünç vasfı taşıdığı iddialarını doğruladığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı tarafından davalıya ödünç verildiği iddia olunan, davalı tarafından şirket hisse devir bedeli olarak verilen ve dava dışı şirket tarafından tahsil edildiği savunulan, çek bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkin; alacak davasıdır. Dava konusu 6 adet çek bedeline ilişkin olup ;31.05.2010 keşide tarihli, 8.000-TL olan çekin davacı tarafından ibraz ve tahsil edildiği belirlenmiş,kalan çeklerin ise yine dava dışı … şirketi tarafından ibraz edilerek tahsil edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık , çeklerin verilme/ edinilme nedeni konusundadır. Davalı, davacının dava dışı … Ltd. Şti’ ne hisse devir bedeli olarak verildiği,davacı da borç olarak verildiği,şirketin hisse devrinin 5.000-TL bedelle yapıldığı ve devir senedinde bedelinin peşin olarak alındığının belirtildiğini,çeklerin hisse devir bedeli olarak verildiği davalı tarafından ileri sürüldüğünden davalının ispat yükünü üzerine aldığını ileri sürmektedir. Somut olayda davacı, davalı aleyhine ödünç iddiasına dayalı olarak eldeki davayı açmış; davalı ise bu iddiaya karşı koyarak, davacıdan ödünç almadığını, yapılan ödemenin şirket hisse devri ödemesine ilişkin olduğunu belirterek vasıflı ikrar bir başka deyişle gerekçeli inkârda bulunmuştur. Bu ikrar bölünemez ve ikrar edenin aleyhine delil de teşkil etmez. Hal böyle olunca TMK.’nun 6. maddesi ve HMK. hükümleri gereğince, yapılan ödemenin borç verilmesine ilişkin olarak yapıldığını ispat yükü davacıya ait olup, davacı ödünç ilişkisini yasal delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. (HGK nın 2013/2338 esas ,2015/1499 karar sayılı ilamı) Dosya kapsamında mevcut ticaret sicil kayıtlarına ,9.12.2009 tarihli limited şirket hisse devri sözleşmesine göre davacı davalıdan 5.000- TL değerindeki hisselerini devir alarak … şirketine % 50 oranında ortak olmuştur.Hisse devir sözleşmesinde devir bedeli 5.000- TL olarak yazılıdır.Hisse devir alan davacı bedel ödemekle yükümlü olan kişi olup ;Davacının, dava dışı … şirketinde 10.000-TL nominal bedelli hisselerine karşılık ortaklık payı bedelinin dava konusu olan 91.000- TL ve 22.790- USD bedelli 6 adet çek aldığı beyanları gözetildiğinde davacının; … şirketinin hisse bedelinin 5.000-TL olduğu, 91.000- TL ve 22.790- USD bedelli 6 adet çek ile bakiye bedelin ödenmesinin mümkün bulunmadığına ilişkin istinaf nedeni yerinde bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı dava konusu çekleri davalıya ödünç verdiğini yazılı delil ile ispatlayamadığından ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararına yönelik kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.İstinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021