Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1386 E. 2019/1677 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1386
KARAR NO : 2019/1677
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2019
NUMARASI : 2018/705 Esas-2019/56 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/12/2019
Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davalıların iş sözleşmeleri uyarınca genel müdür ve ticari direktör olarak çalıştıklarını,B grubu imza yetkisi ile temsil ve ilzama yetkili olduklarını, davalıların 2013 tarihinden itibaren Türkiye’de mukim bulanan yegane yöneticiler olduğunu, tedarikçi şirketler aracılığıyla kişisel menfaatleri için kullandıklarını, davacının borç batağına sürüklendiğini, davalıların iş sözleşmelerinin Haziran 2017’de fesh edildiğini, yaptıkları usulsüz işlemler nedeniyle İst. CBS 2018/131912 sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını,şirketin uğradığı zararın tespitine,mümkün olmaması halinde belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000- TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAPLAR:Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde ; kayyum atanmış olduğundan tüm yetkilerinin alındığını, davacıların para kaçırma girişimleri nedeniyle İstanbul CBS 2018/100201 soruşturma sayılı dosyasından suç duyurusunda bulunduklarını, iflas başvurusundan 15 ay sonra bu davanın açıldığını, davacının yapımcılığını üstlendiği paramparça dizisinin reyting rekorları kırdığını, dizinin cirosunun üçyüz milyon TL olduğunu, davalıların 01/03/2011 tarihinden 01/06/2017 tarihine kadar firmada çalıştıklarını , iş akitlerinin haksız feshi nedeniyle İst. 27.İş Mahkemesi 2017/282 -5.İş Mahkemesinin 2017/303 esas sayılı dosyalarında davalar açıldığını,haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesi gereğince davanın, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, dosyanın görevli bulunan İst. İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; mahkemenin davalıların yönetici konumunda olmadığı sonucuna vardığını, görevsizlik kararının temelinde bu hatalı değerlendirmenin yattığını,davalıların şirket nezdinde yönetici olarak faaliyet gösterdiğini, hatta davalı …’in 01/10/2015 tarihine kadar limited şirket müdürü olarak görev aldığını, davanın sorumluluk davası olup TTK’nın 553 ve 555 hükümleri uyarınca açıldığını, TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu, İş Kanunu’ndan kaynaklı bir dava olmadığını belirterek,kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Davacı şirket; davalıların kendilerine verilen yetkiyi aşarak şirketi zarara uğrattıklarını, şirketin iflasa sürüklendiğini, durumun anlaşılması üzerine davalıların iş akdinin sonlandırıldığını ileri sürerek,şirkete verdikleri zararın tazminini talep etmiştir.Davacı şirketin ana sözleşmesinin geçici madde 1 ile; şirketin kuruluşundan 3 yıl süre ile görev yapmak üzere … şirket müdürü olarak atanmış,24 temmuz 2008 tarihli OKK ile de şirket müdürü olarak mevcutların yetkisinin devamına ve 3.olarak … seçilmiştir. 31.12.2008 tarihli 5 nolu OKKyla şirket dışından davalı … şirketin bankacılık işleri ile iştigal etmek üzere yetkili kılınmıştır.21.9.2015 tarihli … tüzel kişi ortak olarak münferit yetkili şirket müdürü ,gerçek kişi temsilcisi olarak da …belirlenmiş, aynı karar ile ana sözleşmenin şirketin temsiline ilişkin 9.maddesi tadil edilerek “şirket müdürleri ,ticari temsilci ve ticari vekil atayabilirler ” olarak değiştirilerek şirket müdürü tarafından hazırlanan iç yönerge ile şirketin belli meblağlara kadar A ,B ,C grubu imza yetkililerinin belirlendiği ve iç yönerge kapsamında davalılara belirli sınırlar dahilinde B grubu imza yetkisi verildiği anlaşılmaktadır. TTK nun 623(1).maddesi uyarınca şirketin yönetim ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir.Şirket sözleşmesi ile yönetim ve temsili ,müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir.En azından bir ortağın şirketin yönetim hakkının veya temsil yetkisinin bulunması gerekir.TTK nun 629(3) maddesi atfıyla limited şirketlere de uygulanması gereken 371/7.maddesine göre “YK ,… ,temsile yetkili olmayan YK üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir.Bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkileri ,367.maddeye göre hazırlanacak iç yönerge de açıkça belirlenir.” denilmektedir.Somut olayda; davacı şirketin önce OKKyla davalı … ,daha sonra ana sözleşmenin 9.maddesinin tadili ile şirket müdürü tarafından şirket yönetiminin bir kısmı verilerek ve iç yönerge hazırlanarak davalılara B grubu yetkisi verilmiştir. Davalılar ,şirket ortağı olmayıp hizmet akdi kapsamında davacı şirketin çalışanlarıdır. Ancak organ niteliğinde ki müdürler şirketi doğrudan doğruya işveren olarak temsil ederler.Ortak olan ile olmayan müdür arasında yetki ve sorumluluk açısından hiçbir fark yoktur. Ticari mümessil veya vekiller TBK m. 547 vd. hükümleri uyarınca sıfat kazanırlar. Ticari mümessilin ortaklık genel kurulunu toplantıya çağırma, müdürleri tescil ve ilan ettirme, tasfiyeyi icra gibi ortaklık hukukuna özgü yetkilere sahip değildir.Şirketi doğrudan temsil eden müdürün konumu İş Kanunu kapsamında değerlendirilemez.(Yargıtay 9.HD nin 2019/4127 esas-2019/12600 karar sayılı ve 29.5.2019 tarihli ilamı )Davalılar vekili her iki davalının limited şirket müdürü olduğunu ileri sürmüş ise de şirketin organ vasfı taşıyan şirket müdürü olmadıkları ,sınırlı yetkili imza yetkilisi ve şirket müdürü tarafından atanan tacir yardımcısı sıfatını haiz oldukları belirlenmekle davacı işveren tarafından açılan dava yöneticinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davası niteliğinde değildir.Davalılar hakkında ki davanın İş Mahkemelerin de bakılıp görülmesi gerektiğinden mahkemenin göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.31/12/2019