Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1373 E. 2021/1673 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1373
KARAR NO: 2021/1673
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI: 2018/487 Esas- 2018/759 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklık Kar Payı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin %5 oranında hissedarı olduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana müvekkiline kar payı ödenmediğini belirterek müvekkiline ait hisse oranında son 5 yıla ait kar payının hesaplanarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ; şirket ana sözleşmesinde kar payı dağıtımına ilişkin madde bulunmadığını, genel kurul kararlarında da dağıtılması yönünde herhangi bir karar alınmadığını, müvekkilinin kar payı dağıtımı yapmadığını, kazanç olduğu senelerde kar sayılan değerlerin şirketin ana sermayesine ayın olarak eklendiğini, şirketin 05/03/2012 tarihli bilançosunda 7.841.840,60- TL zarar göründüğünü, ayrıca son 5 yıllık süreçte şirketin kar etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece;TTK’ nın 616/1-e.maddesi gereğince kar payı dağıtımının ortaklar kurulunun münhasıran yetkisinde olduğunu, genel kurulun yetkisinde olan bir konuda hiç karar alınmamış iken mahkemenin genel kurulun yerine geçerek bu konuda karar almasının mümkün olmadığını, hissedarın genel kurulu toplantıya çağırma ve kar dağıtımını gündeme aldırma olanaklarını kullanması bir sonuç almazsa veya yasada esas sözleşmeye aykırı bir karar alınır ise dava yolu ile bunun talep edilmesi gerektiğini, bu şekilde toplantıya çağırdığında da kar payının dağıtılması görüşüleceğini ancak bu olanaklar kullanıldıktan sonra bir sonuç alınamazsa dava yoluyla talep edilmesi mümkün olacağını, zira bu durumlarda genel kurulun yetkisini yasaya ve esas sözleşmeye uygun olarak kullanıp kullanmadığının değerlendirilebileceğini, dava konusu olayda son 5 yıla ait kar dağıtımına ilişkin ortaklar kurulunun bir kararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirket kararlarındaki imzalarının sahteliği yönünden yaptığı şikayetle ilgili soruşturmanın devam ettiğini, soruşturmanın sonucu bekletici mesele yapılması gerektiğini,01/08/2018 tarihinde yapılan toplantı gündeminde yer alan kar dağıtımı hususu ile sermaye artırımı maddelerinin kanuna karşı hilenin ve hukuku arkadan dolanmanın kanıtı olduğunu, davalı şirketin bölünme yoluyla yeni kurulan …A.Ş’nce devralınması yönündeki gelişmeler de gözönüne alındığında, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi uyarınca, mal kaçırma kastının ve müvekkilinin ortaklık haklarının bilerek zarara uğratılması olduğunu, ortaklar kurulunun tanınan bu yetkiyi usul ve yasa ile ana sözleşmeye aykırı olarak kullandığı belgeleriyle, derdest davalar ve şikayet ile sabit olduğunu,yeterli inceleme tamamlamadan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacının davalı şirkette bulunan kar payının hiç ödenmediği iddiası ile son 5 yıla ait kar payının hesaplanarak ödenmesi istemine ilişkindir. Ortakların kardan pay alma hakkı, müktesep hak niteliği taşır. Bu nedenle, genel kurul kararı ile bu hakkın ortadan kaldırılması mümkün değildir. Ancak, bir ortağın kar payının ödenmesini talep edebilmesi için, bilançonun onaylanması ve genel kurul tarafından kar dağıtımına karar verilmiş olması gerekir. Bu şartlar yerine gelmesine rağmen ödeme yapılmaması durumunda ortağın kar payının ödenmesini dava etmesi mümkündür. Somut olayda; davalı şirkette davacının % 5 oranında, dava dışı …’ ın %95 oranında pay sahibi oldukları, davacının talebine ilişkin olan son beş yıla dair (19.04.2013- 2018 yılları arasında) kar payı dağıtımı kararı alınmadığı, davalının ikrarında olduğu üzere kazanç olan yıllara ilişkin kazançların şirket işleyişi için sermayeye ayın olarak eklendiğinin belirtildiği, davacı ve dava dışı paydaş arasında İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi 2016/754 Esas sayılı dosyada mal rejimi davasının, İstanbul Anadolu 5. ATM 2018/921 Esas sayılı dosyada 01.08.2018 tarihli ortaklar kurulu kararlarının iptali davasının, İstanbul Anadolu CBS 2018/152340 Sor.sayılı dosyada imza sahteciliği soruşturmasının devam ettiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket bir limited şirket olup kar payı dağıtımına ilişkin TTK m. 616/1-e maddesine göre, genel kurul, kar payı hakkında karar verme yetkisine sahiptir. Buradan hareketle sadece karın varlığının, ortakların kar payını talep etmesi bakımından yeterli bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Genel kurul tarafından dağıtım kararı verilmedikçe kar payı muaccel hale gelmez ve dolayısıyla talep ve dava edilemez. Genel Kurulun kar payı dağıtımına ilişkin kararı ile birlikte ortakların ortaklığa karşı Borçlar Hukukuna ilişkin bir talebi ortaya çıkar. Ortağın oluşan bu kar payı alacağını, ortaklığın tasfiyesini beklemeksizin talep ve dava hakkı vardır. Zira genel kurul kararıyla ortak lehine muaccel bir alacak doğmuş olur. Şirket genel kurulunca kar payı dağıtımına ilişkin bir karar alınmadığı hususu sabittir.Bu itibarla,davanın reddine ilişkin kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle;davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde olmadığından,istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90-TL daha harcın davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021