Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1358 E. 2021/1762 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1358
KARAR NO: 2021/1762
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2019
NUMARASI: 2018/789 Esas 2019/289 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı ile ikinci el iş makinesinin temini ve satışı konusunda sözlü olarak anlaştığını, bu kapsamda müşterisi olan dava dışı … Ltd. Şti.’den alınan 250.000-TL bedelli çekin avans olarak davalıya verildiğini, ayrıca kalan 200.000-TLnin tesliminden sonra mermer verilerek ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının çeki tahsil etmesine rağmen iş makinelerini teslim etmediğini,tahsil edilen çek bedelinin karşılıksız kaldığını, çek bedelinin geri alınması için İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ve müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, dava konusu çekin de davacı şirket tarafından verilmediğini, dava konusu çekin müvekkiline dava dışı … tarafından ciro edildiğini, bu kişinin 2015 yılı başında müvekkilinden elden borç aldığını, çekin de bu borcun ödenmesi amacıyla müvekkiline verildiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme de bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; mevcut çekin ciro silsilesi incelendiğinde, davacı şirketi temsilen …’ın lehtar ciranta olarak kaşeli imzasının bulunduğu, kendisine şahsi olarak çeki ciro ettiği, bilahare şahıs olarak çeki davalı …’e beyaz ciro ile devrettiği, buna göre, davalı ile dava dışı … arasında ciro silsilesi uyarınca ilişki mevcut olduğu, bu durumun davalının savunması ile de uyumlu olduğu, davacının kendi kayıtlarındaki avans iddiasının, davalının kayıtları olmadığından teyit edilemediği,çekin niteliği itibariyle kural olarak bir borcun tasfiyesi amacıyla, yani ödeme amacıyla verildiğinden, aksini iddia edenin iddiasını ispatla mükellef olduğu, avans çeki iddiasını davacı tarafın HMK’nın 200. maddesi uyarınca yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, davalı son hamil ile arasında mal alım satım ilişkisi olduğunu, söz konusu çekin avans amacıyla kendisine verildiğini ispat etmesi gerektiği, davalının aralarında mal alım satım ilişkisi olmadığını, …’a verdiği borç paranın tasfiyesi için çeki aldığını belirttiği ,çekin avans olarak verildiğini ispatlanamadığı, davalının kendisine teklif edilen yemini de eda ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili; davalıya çeki veren kişinin müvekkili şirketin tek ortağı ve yetkili müdürü olduğunu, davalının çeki alırken şirket yetkisinin kefaletini istediğinden, çekin … tarafından tarafından da ciro edildiğini, çekin iş makinelerinin tesliminden önce avans olarak verildiğini, çekin davalı tarafından tahsil edildiğini, çeki …’ın kendisine olan borcunun ödenmesi amacıyla verildiğini iddia ederek bağlantısız bileşik ikrarda bulunduğunu,davalının, çekin …’ın aldığı borcun ödenmesi maksadıyla verildiği iddiasını kanıtlaması gerektiğini, ancak davalının bunu kanıtlayamadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, iş makinesi satışı için avans olarak verildiği ileri sürülen çek bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Çek, bir ödeme aracıdır. TBK’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Dava konusu çeki satış bedelinin avansı olarak verdiğini, iddia eden davacının, bu iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerekmektedir. Davalının, dava konusu çeki cirantaya verdiği borç karşılığı aldığını savunması, ispat yükünü değiştirmemektedir. (Aynı yönde Yarg. 19. HD. 28/11/2019 tarihli 2018/2473 E. 2019/5340 K.) Somut olayda; taraflar arasında iş makinesi satışına ilişkin olarak akdedilen sözleşme bulunmadığı, davacı , çekin iş makinesi satış bedeli avansı olarak davalıya verildiğini; davalı ise çeki daha önce elden verdiği borç karşılığında …’tan aldığını ileri sürmektedir. Çekin; … tarafından keşide edilen 30.03.2015 keşide tarihli ve 250.000-TL bedelli çekin lehdarının … firması olduğu, çekin sırasıyla lehdar tarafından …’a, onun tarafından ise davalıya ciro edilmiştir.Akdi ilişki davalı tarafından inkar edildiğinden, taraflar arasında iş makinesi satışına dair bir sözleşme bulunduğunu ve çekin de bu sözleşme gereğince avans olarak verildiğini ispat yükü davacı üzerindedir. Ancak çek şirketin yetkilisi tarafından davalıya ciro edilmiştir.Bu durumda, doğrudan davacı şirket tarafından ciro edilmeyen çek nedeniyle davacı iddiasını kanıtlayamamıştır.Davacının,ticari defter kayıtları da tek başına iddiasını ispata elverişli değildir. Davacı tarafından teklif edilen yeminin de davalı tarafından usulüne uygun olarak eda edildiği gözetildiğinde,davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.25/11/2021