Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1356 E. 2021/1760 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1356
KARAR NO: 2021/1760
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI: 2015/91 Esas – 2018/424 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; … Güneşli Şubesine ait, 90.000-TL bedelli, 10.02.2010 keşide tarihli, davacıya ait bir adet çekin 12.01.2010 tarihli protokol ile teminat olarak dava dışı … Ltd. Şti’ne verildiğini, dava dışı bu şirket yetkilisinin 10.11.2010 tarihinde müvekkilin arayarak verilen çeki düşürdüğünü veya çaldırdığını, hemen bankaya haber verilmesi gerektiğini bildirmesi üzerine, müvekkili şirket yetkilisinin durumu davalı bankaya bildirdiğini, davalı bankanın yönlendirmesiyle … şirketi yetkilisinin savcılığa şikayette bulunduğunu ve ifade tutanakları ile savcılık şikayetini davalı bankaya faksladığını, davalı bankanın çekte tahrifatın çok açık olmasına ve müvekkilinin uyarılarına rağmen çeki ödediğini, TTK’nın 812. maddesi gereğince davalı bankanın kusursuz da olsa sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, 90.000-TL’nin çekin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının yaklaşık dört yıl gibi uzun bir süre boyunca sessiz kalarak müvekkiline herhangi bir itirazda bulunmadığını, dava konusu çekte tüm yasal unsurlar mevcut olup ciro silsilesinin doğru olduğunu, keşide tarihi üzerindeki düzeltmenin ise keşideci tarafından onanarak düzeltildiğini, ödeme tarihi itibari ile davacı tarafından çekte tahrifat olduğuna dair bir itirazda bulunulmadığını, bu nedenle müvekkilinin ödeme yapmasının hukuka uygun olduğunu, dava dışı ciranta tarafından çekin kaybedildiği iddia edilmesine rağmen herhangi bir çek iptali davası açılmadığını, davacının çekin ödenmemesi yönünde yazılı bir talimatının bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin çekin ödenmesi ile ilgili bir kusuru veya ihmali bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarından çekin keşide tarihi itibariyle yetkilisinin … olduğu, dava konusu çekin keşide tarihi üzerinde bulunan paraf imzasının …’e ait olduğunun ATK’nın 28.11.2017 tarihli raporu ile tespit edildiği, çekte tahrifat bulunmadığı, davalı bankaca çek bedelinin ödenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili;davalının sorumluluğunun TTK’nın 812. maddesinden kaynaklandığını, bu sorumluluğun kusurlu sorumluluğundan farklı olarak objektif sorumluluk olduğunu, davalı bankanın tahrif edilmiş çeki ödediğini, objektif sorumluluk nedeniyle bankanın sahte veya tahrif edilmiş çekteki bu durumu fark etmemiş olsa bile ödemeyi yapması sebebiyle keşideciye karşı sorumlu olduğunu,çek yaprağı çalınmış veya kayıp edilmiş olup buna ilişkin tutanakların faks yoluyla davalıya bildirildiğini, davalı bankanın çeki ödemek suretiyle kendisine yüklenen özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini,çeki ibraz eden kişinin meşru hamil olup olmadığını, ciroların düzenli olup olmadığını, çekteki keşideci imzasının gerçek hesap sahibine ait olup olmadığını kontrol etmek zorunda olduğunu,ödeme nedeniyle düzenleyenin kusuru var ise bunu ispat yükünün bankaya ait olduğunu,dava konusu çekte keşide tarihinde tahrifat yapılması nedeniyle ibraz süresi geçtiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tahrif edildiği iddia edilen çekin ödenmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Çekin keşide ve ibraz tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 724. Maddesine göre “sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğer ki senette düzenleyen olarak gösterilen kişiye, kendisine verilen çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurunun yüklenmesi mümkün olsun.”Muhatap bankanın bu maddede öngörülen sorumluluğu kusur aranmayan bir sorumluluk olup, muhatap kusursuzluğunu ispat etse bile bu sorumluluktan kurtulamaz. Keşideci tamamen kusurlu fakat muhatap kusursuz ise muhatap sorumlu tutulamaz. Ancak tarafların hiçbirinin kusurlu olmadığı hallerde, banka sahte veya tahrif edilmiş çeki ödemenin sorumluluğundan kurtulamaz. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Somut olayda; davacı tarafça keşide edilmiş ve muhatabı davalı banka olan 02.10.2010 keşide tarihli ve 90.000-TL bedelli çekin, ticari ilişki kapsamında davacı tarafından dava dışı … Ltd. Şti’ne verildiği, dava dışı bu şirket yetkilisinin çeki kaybetmesi sonucunda 10.11.2010 tarihinde C. Savcılığına suç duyurusunda bulunduğu,ancak çekin davalı bankaya ibrazı ile 10.02.2011 tarihinde çek bedelinin ibraz edene ödendiği anlaşılmaktadır. Çekin incelenmesinde; çekin keşide tarihi 02.10.2011 olup, sonrasında bu keşide tarihi tamamen çizilerek yukarıya keşide tarihinin 10.02.2010 olarak yazıldığı ve buradaki “0” rakamının üzerine de “1” rakamının eklendiği, ATK tarafından “çekin keşide tarihinin yanında bulunan parafın keşideci şirket yetkilisine ait olduğu, ancak çekin keşide tarihi ile bedel hanesini kapsayan diğer imza ile keşideci şirket yetkilisinin imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla çekin önceki keşide tarihi 02.10.2011 iken 10.02.2011 olarak değiştirildiği ve bu değişikliğin de davacı şirket yetkilisi tarafından paraf edildiği, dolayısıyla çekte bir tahrifat bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda çek nedeniyle dava dışı kişiye ödeme yapan muhatap bankadan çek bedelinin talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedeni yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021