Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1351 E. 2021/1758 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1351
KARAR NO: 2021/1758
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2019
NUMARASI: 2017/762 Esas – 2019/311 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından davalıya mal satışı yapıldığını, uzun süredir davalının satın aldığı mallar teslim edilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı yana ait incelenen ticari defterlerde, davalı yan ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre takibe konu faturaların defterlerine kayıtlı olduğu, celp edilen BA bildirimleri kapsamında davalı tarafından bağlı olduğu vergi dairesine BA (büyük alış) formuyla faturalar bildirilmiş olup, bu faturaların kendi defterine kayıtlıymış gibi kabul edilip fatura içeriği hizmetlerin alındığı karinesinin söz konusu olduğu, bu noktadan sonra faturaya dayalı alacak bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu, davalının davacıya ödeme yaptığını yazılı delille ispat edemediği, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 12.018,57-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; mahkemece 04.04.2018 tarihli duruşmada müvekkilinin isticvap olunmasına karar verildiğini, ancak müvekkili hazır olmasına rağmen isticvap edilmeden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiğini, dolayısıyla dosya tamamlanmadan eksik delillerle bilirkişiye teslim edilerek hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, ispat yükü üzerinde olan davacının alacak iddiasını ispat edemediğini, alacak iddiasında dayandırdığı faturalara konu malları teslim ettiğini kanıtlayamadığını, bu nedenle davacının müvekkili şirketten alacağının bulunmadığını belirterek, kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Eldeki davada davalı taraf malların teslim edildiğini ve dolayısıyla borcu inkâr etmektedir. Bu durumda faturalarda yazılı malların davalıya teslim edildiğini ispat yükü davacıya aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır. Somut olayda; davacı tarafın incelenen ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 12.018,57-TL alacaklı olduğu, Haziran 2016-Şubat 2017 dönemini kapsayan ticari ilişkide davacı tarafından Haziran, Eylül, Kasım ve Aralık aylarında düzenlenen faturaların davalı tarafça BA formlarıyla vergi dairesine bildirildiği, diğer aylara ilişkin faturaların beyan yükümlülüğü sınırı altında kalması nedeniyle bildirim yapılmadığı, bir kısım faturalara ait irsaliyelerde teslim alan imzalarının bulunduğu, dönem içerisinde davalı tarafından verilen çekler ile kısmi ödemeler de yapıldığı görülmekle, faturalar konusu malların davalıya teslim edildiğinin kanıtlandığı sonucuna varılmıştır. Davalı tarafından, takip ve dava konusu alacak bakımından ödeme iddiası ve bu yönde bir delil de ileri sürülmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf gerekçeleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 820,98-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 205,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 615,58-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 41,63-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/11/2021