Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1339 E. 2019/1123 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1339
KARAR NO : 2019/1123
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI: 2015/1599 Esas 2017/181 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ:18/09/2019
DAVA: Davacılar vekili davacıların 14/10/1999 tarihinde … Bank Bursa şubesine 80.000- TL yatırdıklarını (eski para birimi ile 80.000.000.000) 27/12/1999 tarihi ile paranın 95,088,16- TL’ye ulaştığını, daha sona bankaya el konulması üzerine paranın tahsil edilemediğini belirterek, ödenmeyen 95.088,16- TL’nin 27/12/1999 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili ve feri müdahil TMSF vekili davanın zaman aşımına uğradığını hak düşürücü sürenin geçtiğini, kendilerine husumetin düşmediğini, davacının talebinden davalıların sorumlu olmadığı, gerekçeleriyle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davacıların vade sonu itibariyle yatırdıkları paranın ulaştığı 87,327,66- TL alacağın o tarihten itibaren (27/12/1999) avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF İNCELEMESİ NETİCESİ : Davalı banka ve feri müdahil TMSF vekili başvurulacak kanun yolunun temyiz olması gerektiğini, kendilerine devredilen banka alacaklarından dolayı kendilerinin sorumlu olmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, faize faiz işletildiğini, husumet itirazlarının nazara alınmadığını, kendilerinin offshore hesabına yatırılan paradan sorumlu olmadıklarını, davacıların müterafık kusurunun ve faizin yanlış değerlendirildiğini,davacının serbest iradesiyle kıyı bankacılığını tercih ettiğini, bilgisi dışında işlem yapılması ve iradesinin yanıltılmasının söz konusu olmadığını,aciz durumunun söz konusu olmadığını, bankanın vekalet görevini yerine getirdiğini,öne sürerek kararın kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir.Dairemizce dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi neticesinde 2017/327 esas,2017/308 karar sayılı ve 22.06.2017 tarihli ilam ile “Davacıların para yatırdıkları … AŞ tarafından mevduatın Balkaner grubuna ait şirketlere usulsüz kredi olarak verilmek suretiyle tüketildiği, alacağın …Bank Ltd.’den tahsil edilmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın havale görünümlü mevduat toplamak olarak değerlendirilmesi gerektiği, … A.Ş.’nin … Bank Ltd adlı bankanın paravan bir banka olduğunu bildiği, buna rağmen bu banka adına mevduat toplamak suretiyle davacıların zararına sebep olduğu bilirkişi raporuyla anlaşıldığı, davacıların Bursa Çekirge şubesindeki … Bank şube çalışanları ile muhatap olduğu, davacıların bir güven kurumu olan bankaya başvurmaları karşısında kusurlarından söz edilemeyeceği, TMSF’nin yönetimine tevdi edilen … Bank’ın devir ve birleştirmeler sonunda daha sonra devredildiği … Bank’ın davacıların alacağını ödemekle yükümlü olduğu sonucuna varıldığından bankanın sorumluluğuna yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Ancak, davacıların 14.10.1999 tarihinde yatırdıkları 80.000- TL’nin 27.12.1999 tarihi itibariyle 87,327.66- TL’ya ulaşan meblağının tamamı üzerinden ( ana para+faiz) işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi HMK’nun 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca kanunun olaya uygulanmasında hata kabul edilerek, yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadan kararın kaldırılmasına,yeniden hüküm verilerek davanın kısmen kabulune ,87.327.66-TL alacağın ,80.000-TL sine 27.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacılara ödenmesine fazla istemin reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE : Davalı banka ve feri müdahil TMSF vekili tarafından hükmün temyizi neticesinde Yargıtay 11.HD.nin 2017/4602 esas ,2019/3492 karar sayılı ve 07/05/2019 tarihli ilamı ile “Dava;haksız fiil hukuki sebebine dayalı alacak davası olup, davacı, … Bank offshore hesabına 80.000-TL yatırmış, vade sonu olan 18.11.1999 tarihinde 6.600-TL akdi faiz tahsil etmiş, sonrasında mevduatını tekrar 37 gün vadeli olarak hesaba yatırılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacının vade sonunda 7.327,66-TL akdi faiz alacağı ile toplam 87.327,66TL alacaklı olduğuna kanaat getirilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de davanın kısmen kabulü ile 87.327,66-TLnin 80.000-TLsine 27.12.1999 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsili yönünde hüküm kurulmuş ise de; Dairemizin yerleşik içtihatlarında da ifade edildiği üzere, taraflar arasında mevduat ilişkisi olmadığı, … Bank yöneticileri ve çalışanlarınca müşterilerin iradelerinin sakatlandığı ve mevduatların usulsüzce offshore hesaplara aktarıldığı, buna göre davacının alacağının haksız fiile dayalı olduğu, 80.000-TL mevduattan davacıya ödenmiş olan 6.600-TL’nin mahsubu ile kalan tutara taleple bağlı kalınarak 27.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, vade süresince işleyen akdi faiz uygulanmak suretiyle davacının alacağının 87.327,66-TL’ye ulaştığından bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması”na karar verilmiş,Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur. Davacıların 14.10.1999 tarihinde davalı bankaya 39 gün vadeli 80.000-TL yatırıdıkları ihtilafsızdır. Bankaya el konulmazdan evvel 18.11.1999 tarihine kadar paraya faiz işletilmiş, birinci vade sonunda 6.600-TL akdi faiz18.11.1999 tarihinde davacılara ödenmiştir. Davacılar paralarının 2.kez 39 gün vade ile vade sonu 27.12.1999 olmak üzere %89 akdi faiz üzerinden vade yenilenmiştir. Dava dilekçesinde davacılar bankaya yatırdıkları 14.10.1999 tarihinde yatırdıkları 80.000-TL’nin 27.12.1999 tarihinde 95.088,16-TL olduğunu ileri sürerek bu tarihe kadar işleyen 15.088,16- TL işlemiş akdi faizi de harçlandırarak asıl alacakla birlikte talep etmişler ,bu bedele 27.12.1999 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep etmişlerdir.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ; 7.327,66-TL işlemiş faiz alacağı ,ilk döneme ilişkin tahsil edilen 6.600-TL akdi faiz alacağı hesaba katılmayarak vadenin yenilendiği 18.11.1999 tarihinden 27.12.1999 tarihine kadar akdi faiz oranı % 89 dan hesaplanmış 39 gün faiz tutarı anaparaya eklenerek 87.327,66-TL ye ulaşılmıştır.Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamına göre paranın yatırıldığı 14.10.1999 tarihinden 27.12.1999 tarihine kadar avans faizi işletilmesi gerekmektedir. TCMB tarafından belirlenen cari avans faizi oranları listesi dosyaya konulmuştur. 2.8.1997 tarihinden itibaren 30.12.1999 tarihine kadar avans faizi oranı % 80 dir.Paranın yatırıldığı 14.10.1999 tarihinden 27.12.1999 tarihine kadar 74 gün avans faizi işlemiş faiz alacağı bulunduğundan (80.000x%80 = 64.000:365)x74 =12.975,34-TL işlemiş faiz alacağı hesaplanmaktadır. Ödendiği ihtilafsız olan 6.600-TL ödeme düşüldüğünde davacıların 6.375,34 TL işlemiş faiz alacağı kaldığı hesaplanmıştır. Buna göre davacıların işlemiş avans faiziyle birlikte 86.375,34- TL talep edebileceklerinden 80.000-TL asıl alacağa taleple bağlı kalınarak 27.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine karar verilmiştir. TMSF vekili faiz tahakkukuna rastlanmadığını, anaparadan düşülmesi gerektiğini ileri sürmekte ise de, sunulan hesap ekstresi ve hesap kartonunda vadeli para yatırıldığı ve vade sonunda paranın ulaştığı miktar bellidir. 6.600-TL’nin vade sonunda ödendiği alınan bilirkişi raporunda da yazılıdır.İşlemiş faizi çeken davacıların mevduatına ilişkin ana paranın aynen durduğu sabit olduğundan hükmün kaldırılarak davacıların davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekili ve Feri Müdahil TMSF vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE;Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1599 Esas 2017/181 Karar 21/02/2017 tarihli hükmün HMK’nun 356, 353(1)b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 86.375,34- TL alacağın 80.000,-TL’sine 27.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacılara ödenmesine, fazla istemin REDDİNE,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; “Davalı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılar tarafından yatırılan 1.412,10-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine, Davacılar lehine 9.660,03-TL nispi vekalet ücretinin davalı bankadan alınarak davacılara verilmesine,Davalı banka lehine 2.725-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı bankaya verilmesine,Davacı tarafından yapılan 0,60-TLdosya masrafı,tebligat gideri 123-TL, 18,25-TL talimat masrafı,1.800-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.941,85-TL yargı giderinin,davanın kabulü oranında hesaplanan 1.764-TL’sinin davalı bankadan alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına, Davalı banka tarafından yapılan toplam 189,50-TL posta-tebligat giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 18-TL sinin davacılardan alınarak davalı bankaya ödenmesine.İstinaf yoluna başvuran davalı banka tarafından yatırılan 168,80-TL istinaf harçlarının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra davacılar gider avansından karşılanan 146-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 133-TL’sinin davalı bankadan alınarak davacılara ödenmesine, davalı banka gider avansından karşılanan 112,80-TL posta masrafının davanın reddi oranında hesaplanan 10,34 -TL’sinin davacılardan alınarak davalı bankaya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine,duruşmalı yapılan inceleme neticesinde taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliğiyle karar verildi. 18/09/2019