Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1337 E. 2021/1695 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1337
KARAR NO: 2021/1695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2016/518 Esas- 2019/198 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında 18.09.2010 tarihinde akdedilen beş yıl süreli bayilik sözleşmesinin 18.09.2015 tarihinde sona erdiğini, müvekkilince keşide edilen 09.09.2015 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesinin yenilenmeyeceği bildirilerek intifa şerhinin terkini ile bayilik sözleşmesi gereğince verilen ekipmanların teslim alınmasının davacıya ihtar edildiğini, ancak davalının ekipmanları teslim almadığını, 14.10.2015 tarihli ihtarname üzerine ise … İnşaat tarafından davalıya ait ekipmanların sökülüp teslim alındığını, buna rağmen sözleşme gereği davalıya verilen 14.04.2014 tarihli ve 100.000-TL bedelli teminat mektubunun iade edilmeyerek 08.04.2016 tarihinde davalı tarafından nakde çevrildiğini, müvekkilinin borcu bulunmamasına rağmen herhangi bir ihtar yapılmaksızın teminat mektubunun nakde çevrildiğin, kaldı ki müvekkilinin cari hesapta davalıdan 19.887,30-TL alacaklı olduğunu belirterek, 100.000-TL mektup bedeli ile cari hesaptan kaynaklanan 19.887,30-TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davacı tarafından 09.09.2015 tarihli ihtarnameyle feshedildiğini, bayilik sözleşmesinin 32. maddesi ile ariyet sözleşmesinin 20 ve 21. maddeleri gereğince, sözleşmenin sona ermesi halinde davacı bayinin ariyet olarak kendisine teslim edilen tüm ekipmanları iade etmesi, aksi halde fesih tarihindeki rayiç bedellerini ödemesi gerektiğini, ariyet malzemeleri müvekkili şirkete teslim edilmediği gibi istasyonda bulunan sabit kıymet değerlerinin de ödenmediğini, bu nedenle davacının vermiş olduğu teminat mektubunun nakde çevrildiğini, davacı tarafından yalnızca kurumsal kimlik ile direk kasetin teslim edildiğini, davacının müvekkilinden 19.887,30-TL alacaklı olduğu iddiasının da yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının vermiş olduğu 100.000-TL bedelli teminat mektubunun davalı tarafından sözleşmenin sona ermesinden sonra 08.04.2016 tarihinde nakde çevrildiği, davacı tarafın davalıya borçlu olmadığı, hatta taraf defterleri incelendiğinde davalının davacı tarafa ticari kayıtlar gereğince 19.887,25-TL borçlu bulunduğu, yani davacının alacaklı durumda olduğu, bu durum karşısında teminat mektubunun haksız/sebepsiz olarak nakde çevrildiği ve davacının davasında haklı olduğu, yine ticari kayıtlar gereğince 19.887,25-TL alacaklı olduğu, 100.000-TL bedelli teminat mektubu açısından 08.04.2016 tarihinde davalının sebepsiz zenginleştiği, temerrütün bu tarihte oluştuğu, 19.887,25-TL cari hesap alacağı açısından ise davacının 14.04.2016 tarihli ihtarnamesinin davalıya tebliğine dair delil bulunmadığı, bu nedenle davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü gerekçesiyle, toplam 119.887,25-TL nin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; bayilik sözleşmesinin 32. maddesi ile ariyet sözleşmesinin 20 ve 21. maddeleri gereğince, sözleşmenin sona ermesi halinde davacı bayiinin ariyet olarak kendisine teslim edilen tüm ekipmanları iade etmeyi, aksi halde fesih tarihindeki rayiç bedellerini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ariyet malzemeleri müvekkili şirkete teslim edilmediği gibi istasyonda bulunan sabit kıymet değerlerinin de ödenmediğini, davacı tarafından yalnızca kurumsal kimlik ile direk kasetinin söküldüğünü, bu nedenle iade edilmeyen ariyet ve sabit kıymet bedeli 87.286-TL+KDV olarak hesaplanarak davacının verdiği teminat mektubunun nakde çevrilerek davacının borcundan mahsup edildiğini, mahkemece ariyet malzemelerinin değerine ilişkin bir inceleme yapılmadığını,davacının alacak talebinin haksız olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava; taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin sona ermesi üzerine davalı tarafından ariyet ve sabit yatırım bedeline mahsuben nakde çevrilen teminat mektubu bedeli ile cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında 18.09.2010 tarihinde beş yıl süreli bayilik sözleşmesi ile ariyet sözleşmesi akdedildiği, sözleşme süresinin dolması ile davacı tarafından keşide edilen 09.09.2015 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesinin yenilenmeyeceği bildirilerek intifa şerhinin terkini ile bayilik sözleşmesi gereğince verilen ekipmanların teslim alınmasının davacıya ihtar edildiği, ancak davalının ekipmanları teslim almadığı, davacı tarafından keşide edilen 14.10.2015 tarihli ihtarname ile de giydirme ve ekipmanların teslim alınmasının yeniden ihtar edildiği, bunun üzerine ise davalının görevlendirdiği … İnşaat firması tarafından davalıya ait kurumsal kimlik ve direk kasetin sökülerek teslim alındığı, sözleşme gereği davacı tarafından davalıya verilmiş olan 14.04.2014 tarihli ve 100.000-TL bedelli teminat mektubunun davalı tarafından 08.04.2016 tarihinde tazmin ettirtilerek nakde çevrildiği anlaşılmaktadır. Taraflarca imzalanan bayilik sözleşmesinin 32/b maddesi gereğince davacı bayi, sözleşmenin sona ermesi halinde ariyet olarak kendisine teslim edilen tüm ekipmanları iade etmeyi, aksi halde fesih tarihindeki rayiç bedellerini ödemeyi taahhüt ettiği; ariyet sözleşmesinin 2. maddesi gereğince ariyet verenin ariyet malzeme ve teçhizatını ariyet alana teslim ettiği, aynı sözleşmenin 20 ve 21. maddeleri gereğince ise, davacı bayiinin fesih ihbarının tebliğinden itibaren 15 gün içinde kendisine teslim edilmiş olan tüm ekipmanları iade edeceği, aksi halde oluşacak zararı ve masrafları ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği hüküm altına alınmıştır. Ariyet listesinde teslim alan davacının imzası yok ise de ,ariyet sözleşmesinde imzası bulunan davacı listedeki emtiayı teslim aldığı yazılı bulunduğundan listenin ayrıca imzalanmaması sonuca etkili görülmemiştir. İncelenen ticari defter kayıtları ile davalı tarafından sunulan faturalardan anlaşılacağı üzere, davalı tarafından akaryakıt istasyonuna yapılan sabit yatırımlar uyuşmazlık konusu döneme ilişkin sözleşme tarihlerinden önce 2008-2009 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Dava konusu sözleşme ise 18.09.2010 tarihinde akdedilmiş olup, sabit yatırım bedellerine ve bu bedellerin iadesine ilişkin herhangi bir düzenleme ve önceki sözleşmelere atıf bulunmamaktadır. Sözleşme süresi de tamamlanmış olmakla, davalının artık davalıdan sabit yatırım bedeli talep edemeyeceğinin kabulü gerekmektedir. Taraflarca düzenlenen ariyet sözleşmesinin 2. maddesindeki açık hüküm gereği ariyet konusu malzeme ve ekipmanın davalı tarafından davacıya teslim edildiğinin kabulü gerekir.Sözleşme sona ermiş olmakla, bayilik sözleşmesinin 32-b ve ariyet sözleşmesinin 20 ve 21. maddeleri gereğince davacı bayi, kendisine teslim edilmiş olan ariyetleri iade yükümlülüğü altındadır. Dava dışı … İnşaat firması tarafından sökülerek teslim alındığı anlaşılan kurumsal kimlik ve direk kaset dışındaki ariyet malzemesi davalıya teslim edilmemiştir. Bu durumda davalı, sözleşmenin açık hükmü gereği ariyet malzemenin fesih tarihindeki rayiç bedellerini talep edebilecektir. Ancak ilk derece mahkemesince bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece ariyet malzemesinin davalı tarafından davacıya teslim edilen ve iade edilmeyen ariyetlerin sözleşmenin sona erme tarihindeki rayiç bedeli tespit edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/518 Esas-2019/198 Karar sayılı ve 28/02/2019 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın, kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 2.047,4‬0-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/11/2021