Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1317 E. 2021/1716 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1317
KARAR NO: 2021/1716
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2016
NUMARASI: 2013/45 Esas- 2016/970 Karar
DAVA: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı iflas idaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı şirket vekili iflasdan evvel açtığı 21.05.2008 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararı verildiğini, keşidecisi … Ltd. Şti. olan … Siteler şubesinin … no.lu 08.03.2008 tarihli 40.000-TL bedelli çekin cirolandıktan sonra mal alımı yapılması için çalışan …’e,sonrasında diğer çalışan …’ye verildiğini, masa üstüne bırakılan çekin alındığını, bunun üzerine “kaybolan çekin iptali” ve “ödemeden men” için İzmir 4. ATM’sinde 2008/1117 Esas sayılı dava açıldığını, çekin davalı personeli …’in müvekkiline belli etmeden çeki işyerinden alarak ayrıldığını, davalı şirket yetkilisi …’ya verdiğini, müvekkilin 9.000- TL borcunun kapatılmazsa çeki tahsil” edeceklerini bildirdiğini, şirket yetkilisinin çekin kendisinde olduğunu teyit ettiğini,davalının haksız iktisap ettiği çeke dayalı olarak, Ankara … İcra Dairesinde … -esas sayılı icra takibi başlattığını, davalının kötü niyetli olduğunu ve ele geçirdiği çeki iade etmesi gerektiğini, müvekkiline ait çekin rızası dışında elinden çıkması üzerine İzmir 4. ATMn’de 2008/117 -esas sayılı dosyadaki yargılama devam ederken davalının “çeki makbuz karşılığı müvekkilinden aldıklarını” iddia ettiklerini,davalının kötü niyetle çeki iktisap ederek sebepsiz zenginleşme çabasında olduğunu, çekin müvekkiline iadesine, davalının başlattığı icra takibinin durdurulmasına ve icra takibinin iptali ile davalının % 40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;davacı ile müvekkilinin uzun zamandır ticari ilişkileri olduğunu, davacının işlerinin bozulması ile bu ilişkinin bozulduğunu, müvekkilinin ticari kayıtlarında 12.023,99- TL davacıdan alacaklı olduğunun görüldüğünü, davacının kötü niyetle çekin müvekkilince iktisap edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının çeki ciro ettikten sonra çaldırıldığı, beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, icra takibinde keşideci ve ciranta davacıya 12.023,99- TL ve ferileri için ödeme emri gönderildiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine,müvekkili lehine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece ; davacının davaya konu ettiği 40.000- TL’lik çekin kendi rızası hilafına elinden çıktığını ispatlar bir delil sunamaması, davalının kötü niyetle iktisabını veya iktisapta ağır kusurunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı İflas İdaresi vekili; kararın tarafına tebliğ edilmeden kesinleştirildiğini, davacı müflis şirketin 12/11/2009 tarihinde iflasına karar verilmiş olup, paraların tahsil edildiği dönemden çok önce 2007 tarihinden itibaren iflas erteleme tedbirlerinin devam ettiğini, iflas erteleme ve tedbirlerin Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasına kadar ayakta olduğunu, davalının parayı tahsil ettiği 07/05/2009 tarihinde tedbirler devam etmekte olup, paranın masaya aktarılması gerektiğini, davalının dava açılmasına kendisinin sebebiyet verdiğini, ticari defter ve belgeler ve bilirkişi raporu ile de dava dışı … Firmasının müflis şirkete 40.000-TL borçlandığını ve buna istinaden çek verildiğinin sabit olduğunu, ayrıca iflas erteleme davasında verilen tedbirler devam ettiğinden icra müdürlüğünden parayı çekmesinin de hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, rıza dışında elden çıkan çekin istirdadına ilişkindir. Davacı şirket tarafından iflas kararı verilmesinden evvel açtığı dava da alacağın …’a temlik edildiğine dair temlikname ibraz edilmiş ise de , temlike kayyım muvafakatı sunulması aksi halde temlikin geçersiz sayılacağına ilişkin ara kararı üzerine muvafakatname sunulmamış ve dava temlik alan tarafından takip edilmemiştir.Mahkemece dava,davacı şirket İflas İdaresine ihbar edilmiş ,organları teşekkül ettikten sonra dava iflas idaresi tarafından takip edilmiş,temlik alan bu ara karara itiraz etmediği gibi istinafa cevap dilekçesinde de davaya taraf olmak istemediğini beyan etmiş olmakla ,alacağın temliki geçersiz sayıldığından davacı İflas İdaresinin davayı takibe yetkisi bulunduğu kabul edilmelidir. 6762 sayılı TTK ’nun 704. maddesindeki, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 702 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemenin, çeki elinde bulunduran kişinin geçerli ve birbirini takip eden cirolarla yetkili hamil olduğunu ispat etmesi durumunda ancak çeki kötü niyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap etmesi durumunda iade ile mükelleftir. İzmir 4. ATM’nin 2008/117 esas sayılı dosyasında çekin kayıp olduğundan bahisle iptali ile ödeme yasağı kararı verilmesi talep edilmiş,çekin davalı tarafından ibrazı üzerine davacıya istirdat davası açmak üzere verilen süre üzerine eldeki dava açılmıştır. Davacı şirket tarafından yapılan şikayet üzerine yapılan soruşturma sonunda , İzmir CBS’nın 2008/19022 soruşturma-2008-6676 karar sayılı,6.3.2008 tarihli kararı ile ,davacının çalışanlarının beyanı dışında çekin çalındığına ilişkin delil mevcut olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Ankara … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında 12.mayıs 2008 tarihinde davalı tarafça dava konusu çeke dayanılarak , davacı ve keşideci … şirketi borçlu olarak gösterilerek takip başlatılmıştır. Ancak icra takip talebine ;alacaklının alacağının 12.023,99-TL lik kısım ve ferilerinden her iki borçlunun müteselsil sorumlu olduğu,çekin tamamı takibe konu edilmiş ise de ,belirtilen miktarın dışında kalan tutarın borçlu Müdüroğlu şirketine ödeneceği kayıt edilmiştir.Buna göre davalı alacaklı çekin tamamı için başlatılan takipte;çek bedelinin 12.023,99-TL lik kısmının tahsilini talep etmiş,kalanının davacı şirkete ait olduğunu kabul etmiştir. Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/585 Esas- 2008/582 Karar sayılı 13.06.2008 tarihli kararı ile davacı hakkında icra takibi başlatılmasının iflasın ertelenmesi ihtiyati tedbir kapsamında bulunduğu gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. İcra takip dosyasında 07.05.2009 tarihinde keşideciden 40.040-Tl tahsil edilmiş, davalıya alacağı ve ferileri olarak toplam 17.900-TL ödenmiş bakiye kalan kısım 26.140-TL’ açısından 03.06.2009 tarihinde davalı takipten feragat etmiş ve dava dışı- borçlu- keşideciye bakiye kısım İcra Dairesi tarafından iade edilmiştir. Davacı şirket hakkında İzmir 4. ATM’nin 2007/805 esas- 2008/24 karar sayılı 31.01.2008 tarihli kararı ile , davacı hakkında ”07.01.2007- 31.01.2008”, (+1 yıl)” tarihlerinde iflas erteleme kararı verildiği, 16.10.2008 tarihli bozma ilamı ve 24.09.2009 bozma ilamına uyma kararına kadar ihtiyati tedbirlerin devam ettiği, iflasın ertelenmesi kararının bozulması üzerine davacı hakkında 12.11.2009 tarihinde iflas kararı verildiği anlaşılmaktadır.İflasın ertelenmesine ilişkin mahkeme kararı ile ihtiyati tedbir yoluyla davacı hakkında icra takibi yapılması yasaklanmıştır.Bu meyanda ,davacı hakkında davalı tarafça başlatılan icra takibinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. İncelenen ticari defter ve kayıtlarına,tarafların beyanlarına göre dava tarihi itibariyle davacının davalıya 12.023,99-TL borçlu bulunduğu tesbit edilmiştir. Davacı tarafça çekin çalındığına yönelik şikayet üzerine yapılan soruşturma delil yetersizliği nedeniyle takipsizlik kararı ile sonuçlanmıştır.Eldeki çek üzerinede davacı şirketin cirosu mevcut olup davaya konu çekin davacının rızası dışında elinden çıktığı ,davalının da çeki ağır kusurlu olarak iktisap ettiği kanıtlanamamıştır.İflas erteleme sürecinde verilen ihtiyati tedbir kararı borçlunun malvarlığının korunması amacıyla verilmiş olup takip,haciz ve muhafazanın yasaklanmasına ilişkindir.İhtiyati tedbir kararının amacı da ,sürecin alacaklıların haciz ve icra takibi baskısından uzak olarak sürdürülebilmesi içindir. Borçların ödenmesi yolunda şirketin tasarruf yetkisi kısıtlanmamıştır. İcra takibinde davacı dışında ki keşideci … tarafından ödenen dosya borcunun ,ödeme ciranta davacının gerçek bir borcuna istinaden yapıldığı anlaşılmakla bu yönüyle ödemenin geçersiz olduğu kabul edilemez. Davalıya ödenen tutar dışında kalan kısım ise davalı alacaklı tarafa düşülen kaydın aksine İcra Dairesi tarafından borçlu keşideciye iade edilmiştir.Çek keşidecisine ödenen bu tutardan ise davalı sorumlu tutulamaz.Ödeme kayyım nezaretinde yapılmasa dahi ,ödemenin yapıldığı tarihden sonra iflas kararı verildiği anlaşılmakla ,gerçek bir borca karşılık yapılan ödemenin iflas idaresi tarafından davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle,davacı şirketin iflasından evvel borçlu bulunduğu miktarın ödendiğinin anlaşıldığı,davalıdan geri istenemeyeceği ,kalan miktar ödemenin de keşideci dava dışı borçlu şirkete iade edildiği gözetildiğin de çekin davacının rızası dışında elinden çıktığının ve davalının çeki kötüniyetle iktisap ettiğinin kanıtlanamadığın gerekçesiyle davanın reddine ilişkin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı iflas idaresi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan tahsili gereken 59,30-TL istinaf karar harcından yatırılan 44,40-TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 14,90-TL daha harcın davacıdan tahsiliyle Hazine’ye ödenmesine, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/11/2021