Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1315 E. 2019/933 K. 01.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1315
KARAR NO : 2019/933
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2019
NUMARASI : 2018/724 Esas 2019/403 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı tasfiye memruru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti aleyhine İstanbul Anadolu 28. İş Mahkemesinin 2017/41 Esas 2018/154 Karar sayılı dosyası üzerinden alacak davası açtığını; iş bu davada bir kısım işçilik alacaklarına hükmedildiğini ancak dava derdest iken bu şirketin ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğunun anlaşıldığını; şirketin tasfiye sonunda terkin edildiğinin belirlendiğini, hükmün infazı aşaması için Ticaret Siciline yeniden tescili gerektiğini belirterek; söz konusu şirketin ticaret siciline yeniden kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, söz konusu olan şirketin tasfiye sonunda sona erdiğini; şirketin usulünce ilgili kurulundan tasfiye konusunda karar alındığını; karar sonunda tasfiyenin tamamlandığını ve tasfiyenin tamamlanıp ticaret sicilinden kaydının silinmesi içinde müvekkiline başvuru yapıldığını belirterek; bu prosedür içinde Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından derdest davanın bilinemeyeceğini, müvekkiline yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. 2-Davalı …. vekili, davada hukuki bir yararın bulunmadığını, 26/03/2016 tarihinde şirketin tasfiyesi için karar alındığını; 31/03/2016 tarihinde de tasfiye kararı üzerine Ticaret Sicilden bu şirketin terkin edildiğini belirterek; şirketin aktif hiç bir mal varlığının kalmadığını; bu nedenle ek tasfiyeye karar verilse dahi davacının hiç bir şey elde edemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, derdest davanın devamı halinde tasfiyeye gidilemeyeceği; gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; şirket tasfiye ile sona ermiş bulunduğundan ve şirketin tasfiye yönünde bir iradesi söz konusu olduğu için; ek tasfiyeye karar verilmiş bu amaçla son tasfiye memuru …. tasfiye memuru olarak atanmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı tasfiye memuru …; şirketin17/02/2015 tarihinde tasfiye sürecine girmiş olup, 26/03/2016 tarihinde tasfiye sürecinin sona erdiğini, TTK hükümlerine uygun olarak 31/03/2016 tarihinde tasfiye sonu kararının tescil edildiğini, alacaklılara ilanların yapıldığını, ancak davacı tarafın müracaatı olmadığını, müvekkilinin tasfiye memurluğunu yapabilecek durum ve şartlarda olmadığını, başka bir tasfiye memuru atanmasını, kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE :Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’ nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde dava konusu şirketin 17/02/2015 tarihinde tasfiyeye girdiği, tasfiye kararının 19/02/2015 tarihinde tescil edildiği, 31/03/2016 tarihinde tasfiyenin sonlandığının tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği, ancak davacı tarafından tasfiye sürecinden çok evvel 10.10.2012 tarihinde şirket aleyhinde İst.Anadolu 28. İş Mahkemesi’nin 2017/41 Esas-2018/154 Karar sayılı dosyasında dava açıldığı, bu davada verilen hükmün infazı için ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır.Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, tasfiyeden evvel ki işçilik alacakları nedeniyle açtığı dava derdest iken tasfiyeye girilip sonlandırıldığı ,dava neticesi verilen hükmün infazı için ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu, tasfiyenin usulune uygun yapıldığının dinlenemeyeceği ,tasfiye memuruna alacak bildirimi yapılmasının alacak hakkını sona erdirmeyecektir.tasfiyenin usulune uygun yapılmaması nedeniyle tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği gözetilerek, mahkemenin tüzel kişiliğin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin hükmüne yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş,davalı evvel ki tasfiye memuru olup mazeretini geçerli kanıtlarla belgelemediğinden başkaca bir tasfiye memuru atanması istemi yerinde görülmemiştir.Dairemizce; Yargıtay 11. HDnin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, daha evvel ki uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davalı tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 27,50- TL posta masrafının davalı tasfiye memuru … alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/07/2019