Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1300 E. 2019/952 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1300
KARAR NO : 2019/952
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI : 2015/1002 E.-2019/257 K.
DAVA : Menfi Tespit(kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/07/2019
Davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacılar vekili, davalı bankanın müvekkilleri hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, ancak takibe konu çekteki kaşe ve imzanın müvekkili … Ltd. Şti.’ne ait olmadığını, bu çek …. Ltd. Şti. elinde iken … isimli şahıs tarafından çalındığını ve konu hakkında ceza soruşturması başlatıldığını, ayrıca çekin iptali için dava açıldığını ve mahkemece tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin bu çeki diğer müvekkilinden olan alacağına karşılık aldığını, müvekkillerinin davalı şirketle veya bankayla ticari alışverişlerinin olmadığını ileri sürerek müvekkillerinin davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, çekin iptali ile müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar yasal sürede davaya cevap vermemişler, davalı banka vekili yasal süreden sonra sunduğu beyan dilekçesinde, davacı …’ın bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, davacıların imza itirazı ile İcra Hukuk Mahkemesinde açmış oldukları davada, davacı … yönünden davanın kabul,diğer davacı yönünden reddedildiğini, ayrıca imzaların bağımsızlığı ilkesi gereği çekin çaldırılmış olmasının davacı …’ın sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 06.02.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında dosyanın Adli Tıp Kurumu Fizik ihtisas dairesine gönderilmesine karar verilerek 600.-TL ücret takdir edilmesine rağmen ücret yatırılmadığından dosyanın gönderilmediği, dosyanın 11.09.2018 tarihinde ele alınarak yeni bir bilirkişi atandığı ve davacıya bilirkişi ücreti olan 850.-Tl yi yatırması için 2 haftalık kesin mehil verilmesine rağmen ücretin yatırılmadığı, davacı vekilinin 25.09.2018 tarihli oturuma katılmadığı, mazeret sunduğu ve 12.03.2019 tarihli oturuma kadar da ara karar ile verilen kesin mehile rağmen gereğini yerine getirmediği, böylece bilirkişi incelemesi yapılması için oluşturulan 06.02.2018 tarihi ile son oturum 12.03.2019 tarihleri arasında hiç bir işlem yapılmaksızın dosyanın beklediği gerekçesiyle HMK 119 ve 120 maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-12.03.2019 tarihli duruşmaya katılmama nedenlerinin aynı/yakın saatte başka mahkemelerde duruşmalarının olması olduğunu, eski hale getirme talepleri ile ilgili olarak da herhangi bir karar verilmediğini, mazeretlerinin kabulünün gerektiğini, kaldı ki mazeretleri reddedilse dahi verilmesi gereken kararın açılmamış sayılma kararı değil, dosyanın işlemden kaldırılması kararı olduğunu,2-Taraflarına verilen kesin süre içinde imza incelemesi için gerekli bilirkişi ücretinin yatırıldığını, müvekkili şirket yetkilisinin imza örneklerinin alınmasına ilişkin olarak ise kesin süre verilmediğini, ayrıca yargılama sırasında şirket yetkilisinin gerek mahkemece alınmış gerekse kurumlarda bulunan imzalarının İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/572 E. sayılı dosyasında bulunduğunu belirttiklerini ve celbini istediklerini, mahkemece yeterli görülmemesi halinde ise usulüne uygun olarak verilen sürede yetkilinin hazır edileceğini bildirdiklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, imzası inkar edilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve çekin iptali istemlerine ilişkindir.Öncelikle ilk derece mahkemesinin yargılama sürecini özetlemek gerekirse; ilk derece mahkemesi 06.02.2018 tarihli duruşma 5 nolu ara kararında, ispat yükünün davalıda olduğu belirtilerek davalıya davacı ….’ın yetkillerinin imzalarını içeren belge asıllarının bulunabileceği yerleri bildirmesi için kesin süre verilmiş, bildirilmemesi durumunda mahkeme huzurunda yetkilinin imza örneklerinin alınmasına karar verilmiş, 7 nolu ara kararında eksiklikler giderildiğinde ATK’dan rapor alınmasına karar verilmiş, 8 nolu ara kararında çekin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespiti için mali müşavirden rapor alınmasına, ücretin davacı gider avansından karşılanmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili 20.02.2018 tarihli dilekçesinde, imzalı belge asıllarının bulunabileceği yerleri bildirmiş, ayrıca bu evrakların ve mahkeme huzurunda alınan imzaların İstanbul Anadolu 5 ATM 2015/572 E. sayılı dosyasında olduğunu bildirmiştir. İlk derece mahkemesinin 11.09.2018 tarihli ara kararında ise, icra hukuk mahkemesi dosyasının imza incelemesine esas evrak asılları ile celbine, ardından 7 nolu ara kararın yerine getirilmesine karar verilmiş, ayrıca 8 nolu ara karar gereği bilirkişi ücreti yatırılmadığından inceleme yaptırılamadığı, yerinde inceleme de yaptırılacağı belirtilerek bilirkişi ücreti 850-TL olarak belirlenmiş ve davacılara bu ücreti yatırmaları için 2 haftalık kesin sürede verildiği, aksi halde bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı, ayrıca ara kararın oturum günü taraf vekillerine tebliğ edileceği belirtilmiştir. 25.09.2018 tarihli duruşmada, taraf vekillerinin mazeretlerinin kabulüne, 11.09.2018 tarihli ara kararın aynen yerine getirilmesine karar verilmiştir, 11.09.2018 tarihli ara karar davacılar vekiline 05.10.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacılar vekili 25.09.2018 tarihli beyan dilekçesinde, verilen sürede 850-TL ücretin yatırıldığını, ayrıca şirket yetkilisinin en kısa sürede mahkemeye başvuru yapıp imza örnekleri vereceğini bildirmiştir. Davacılar vekili 12.03.2019 tarihli son duruşma için de mazeret dilekçesi sunmuş, bu kez mazereti reddedilmiş, ancak davalı banka vekilince dava takip edilmiştir. Görüldüğü üzere, 12.03.2019 tarihli duruşmada davacı tarafın mazereti reddedilmiş olmakla birlikte, davalı banka vekili davayı takip ettiklerini bildirdiğinden, yargılamaya devam edilmiş olup, bu durumda davacılar vekilinin haklı mazeretlerinin ve eski hale iade taleplerinin kabul edilmediği yönündeki itirazının değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. Öte yandan ilk derece mahkemesince imza incelemesi için takdir edilen bilirkişi ücreti olmadığı gibi, UYAP üzerinde yapılan incelemede, defterler üzerinde yaptırılacak inceleme için mali müşavir bilirkişiye takdir edilen 850-TL ücretin de davacı tarafça verilen kesin sürede yatırıldığı görülmüştür. O halde ilk derece mahkemesince yargılamaya devam edilerek gerekli deliller toplanıp imza incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme (İİK 72.maddesi uyarınca kambiyo senetlerine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu dikkate alınmadan) ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; ilk derece mahkemesinin kabulüne göre ise, mevcut deliller incelenerek davanın esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken, davalı tarafça takip edilen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)a-5 uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 Tarih 2015/1002 Esas 2019/257 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 44,40- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 04/07/2019