Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1294 E. 2021/1632 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1294
KARAR NO: 2021/1632
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2016/106 Esas 2018/1126 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, … tarafından …’ya satılan asfalt dökme makinesinin taşıma işini üstlendiğini, emtianın Kütahya-Afyon yolunda başka bir aracın sıkıştırması nedeniyle aracın köprü duvarına sürtmesi sonucu hafif hasara uğradığını, müvekkili şirketin haberi olmadan yapılan ekspertiz sonucu 01.04.2014 tarihli rapor ile 37.640-euro hasar tespit edildiğini, ekspertiz raporunun delillere değil kanaate dayalı verilerden oluştuğunu, aporda masraf kalemi olarak belirlenen bedellerin fahiş ve afaki olduğunu, rapordaki malzeme bedelinin üç katı tutarında zarar tespitinin kabul edilemeyeceğini, firmanın emtianın Ankara-Burdur arası taşınması için 13.000-Euro verildiğini iddia ettiğini, bu tutarın ürün bedelinden fazla olduğunu, oysa bu bedelin en fazla 6.500-TL olabileceğini, yine vinç bedelinin fahiş olduğunu, raporda belirtilen işçilik bedelinin işin tekniğine ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, alıcının malı CMR hükümlerine aykırı olarak teslim almış olması nedeniyle malın hasarsız teslim alındığı hususunda karine oluştuğunu, müvekkili şirket taşıma konusu ürünleri … Sigorta’ya sigortalatmış olmasına rağmen davacının sigorta şirketine başvurmamış olmasının kötü niyetli olduğunu, fahiş olarak tanzim edilen rapor sonucunda müvekkilinin icra takibine maruz kaldığını, müvekkilince icra takibine itiraz edemediğinden takibin kesinleştiğini,zarar miktarının bilirkişi tarafından tesbitinin gerektiğini belirterek, müvekkilinin İzmir …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava dışı … ile dava dışı … firmasının müvekkili nezdinde nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava dışı sigortalı … aracılığı ile satış sözleşmesi ve dava dışı diğer sigortalı … ile yapılan finansal kiralama sözleşmesi ile davaya konu emtianın dava dışı … firması tarafından satın alındığını, Almanya’dan Türkiye’ye gönderilmek üzere yüklemesi yapılan ve 15 treyler ile taşınan asfalt plenti ve ekipmanları emtiasının, dava dışı …’in sorumluluğu altında alt taşıyıcı dava dışı Trans İtalya tarafından Avusturya üzerinden İtalya Limanına getirildiğini, buradan da yine dava dışı … tarafından davacı …’ten kiralanan dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki araca aktarıldığını, dava dışı alıcı İşsan İnşaat firmasının şantiye sahasına ulaşan emtianın, hasarlı olduğunun tespit edilmesi üzerine dava dışı sürücü …’un da imzasını havi tutanağın tanzim edildiğini ve CMR senedi üzerine hasar şerhi düşüldüğünü, emtiada meydana gelen hasara istinaden ekspertiz raporu tanzim edilerek hasarlanan emtiada 38.720-Euro’luk zarar tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından poliçe kapsamında dava dışı sigortalı …’nın muvafakati ile diğer dava dışı sigortalı … firmasına 103.723,13-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin halefiyet ilkesi gereği davacı ile dava dışı diğer taşıyıcılar …, … firmaları aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davacı bakımından takibin kesinleştiğini, yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ekspertiz raporunda emtiadaki hasarın ne denli büyük olduğunun tespit edildiğini, raporun bağımsız eksper tarafından düzenlenmesi nedeniyle bağlayıcı olduğunu, diğer taşıyıcı … tarafından yaptırılan yaptırılan ekspertiz sonucu alınan raporun da aynı doğrultuda hasar tespiti yaptığını, emtia sıfır bir makine olduğundan garanti teminatının bozulmaması için makinenin Türkiye yetkili servisi … tarafından onarımının yapılması gerektiğini, bu nedenle onarımın bu bedelle bu firma tarafından yapılmasında mutabık kalınarak onarımın yaptırıldığını, emtianın teslimi sırasında CMR senedine şerh düşülerek davacının sürücüsünün imzasını içeren tutanak düzenlendiğini, ayrıca sigortalı …İnşaat tarafından 23.10.2013 tarihli ihtarname ile davacıya hasar ihbarı yapıldığını, CMR’nin 34 vd. maddeleri gereği ortaklaşa yapılan taşımada tüm taşımanın yapılmasından her bir taşıyıcının sorumlu olduğunu, üst ve alt taşıyıcıların müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, davanın reddi ile müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava dışı satıcı … ile dava dışı alıcı … arasında yapılan satış sözleşmesi ile dava konusu makinenin satın alındığı ve dava dışı … tarafından dava dışı … şirketine finansal kiralama sözleşmesi ile kiralandığı, makinenin alındığı Almanya’dan Türkiye’de satıcıya teslim anını da kapsar şekilde taşınması sırasında meydana gelebilecek hasarlara karşı davalı nezdinde nakliyat emtea abonman sigorta sözleşmesi ile sigortalandığı, davacı tarafından alıcıya teslim için Türkiye sınırları içerisinde taşınması sırasında hasara uğradığı, hasarın, davacıya ait araçla taşınırken meydana geldiğinin açık olduğu, alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere CMR hükümleri ve TTK gereğince davacının meydana gelen hasardan sorumlu olduğu, davalının, dava dışı sigortalısı … şirketine sigorta poliçesi kapsamında ekspertiz raporu ile belirlenen 103.723,13-TL hasar bedelini ödediği, davalının söz konusu ödeme ile TTK’nın 1472. maddesi ile sigortalısının haklarına halef olduğu ve hasardan kusuru ile sorumlu olan davacıya rücu ederek takip başlattığı, alınan bilirkişi raporunda meydana gelen hasarın 89.680-TL olduğunun tespit edildiği, raporun teknik açıdan tüm kalemlerin tek tek değerlendirilmesi bakımından uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının, davalıya söz konusu hasar nedeniyle başlatılan icra takibinde 4.043,13-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:1-Davacı vekili; taşıma konusu iş makinesinin yapısı, rayiç bedeli ve parça fiyatlarının Makine İmalatçıları Birliği ile Makine Mühendisleri Odasından getirtilerek rapor alınmasını talep etmelerine rağmen mahkemece bu talep konusunda bir karar verilmeden yeniden rapor alındığını ve bilirkişinin belirlediği fahiş fiyatları kabul etmediklerini, sundukları hasar fotoğrafları incelenerek onarım bedeli hakkında emsal araştırması da yapılarak yeni bir rapor alınması gerekirken bu hususlar yerine getirilmeden rapor alınmasının usuli bir eksiklik olduğunu belirterek, kararın reddedilen kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; mahkemece alınan 22.09.2017 tarihli ve 11.12.2017 tarihli raporlarda 38.720-Euro hasar bedeli tespit edildiğini, ancak hükme esas alınan 04.04.2018 tarihli raporda hasar bedelinin 89.680-TL olabileceğinin tespit edildiğini, üç ayrı ekspertiz raporunun da bu tutarı doğruladığını, mahkemece birbiriyle uyumlu ekspertiz ve bilirkişi raporlarının dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın tamamen reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının fiili taşıyıcı olduğu taşıma esnasında davalı tarafından sigortalanan emtianın hasara uğraması nedeniyle davalı tarafından sigortalısına ödenmiş olan hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla davalı sigortacı tarafından başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; dava dışı … firması ile davalının sigortalısı … arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesi kapsamında, yine davalının sigortalısı … tarafından …’a satışı yapılan asfalt plenti emtiasının Almanya’dan Burdur/Türkiye’ye taşınmasının dava dışı … tarafından üstlenildiği, emtianın alt taşıyıcı olan dava dışı … tarafından Avusturya üzerinden İtalya Limanına getirildiği, buradan da yine dava dışı … tarafından davacı …’ten kiralanan dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki araca aktarılarak sevk edildiği, ancak emtianın tesliminde yapılan kontrolde hasarlı olduğu tespit edilerek davacının araç sürücüsünün de imzasını içeren tutanak altına alındığı ve CMR senedine de şerh düşüldüğü, davalı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz sonucunda emtianın aracın tek taraflı kazası ile üst geçide çarpması sonucunda meydana geldiği ve hasar bedeli tutarının 38.720-Euro olarak tespit edildiği, davalı sigortacı tarafından, tespit edilen hasar bedelinin 103.723,13-TL olarak finansal kiralama firmasının muvafakatiyle sigortalı … firmasına 03.01.2014 tarihinde ödendiği, davalı tarafından sigortalısının haklarına halef olunarak ödenmiş olan hasar bedelinin rücuen tahsili istemiyle davacı ile diğer taşıyıcı firmalar … ve … aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı ve takibin davacı bakımından kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Taşımanın Almanya’dan Türkiye’ye olan güzergahı nedeniyle, olaya CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR’nin 17. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya ve hasardan mesuldür. Ziya ve hasar halinde tazminatın hesaplanmasına ilişkin CMR’nin 23. maddesine göre; emtianın kısmen veya tamamen kaybı halinde tazminat, emtianın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve tarihteki değerine göre hesaplanır. Malın kıymeti, ticaret borsası fiyatına göre; eğer böyle bir fiyat yoksa, geçerli piyasa fiyatlarına göre bir tespit edilir. Ticaret borsası ve geçerli piyasa fiyatının da mevcut olmaması halinde ise, tespit aynı cins ve kalitedeki malların normal kıymetine göre yapılır. Ancak kısmi kayıp halinde, sorumluluk miktarının tespitinde kaybedilen kısmın ağırlığına göre taşıyıcının sorumlu olduğu miktar belirlenmelidir. Bu durumda tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogram başına 8,33 SDR tutarını aşamaz. CMR’nin 29. maddesinde ise, “hasar taşımacının kendi kötü hareketinden veya davaya bakan mahkemenin kararı ile isteyerek kötü harekete eşdeğer sayılan kusurdan ileri gelmiş ise, taşımacı, sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan yahutta kanıt yükünün karşı tarafa yükleyen bu maddenin hükümlerinden faydalanamaz” denilmek suretiyle taşımacının sınırsız sorumluluk halleri sayılmıştır. Dosyaya sunulan ve dava dışı taşıyıcı … tarafından alınan ekspertiz raporunda 7.440-Euro malzeme bedeli ve 30.200-Euro işçilik ve diğer masraflar olmak üzere toplam hasar bedeli 37.640-Euro olarak tespit edilmiştir. Davalı tarafından yaptırılan ekspertiz sonucunda alınan raporda ise emtianın onarım için Burdur’dan Ankara’ya götürülüp getirilmesi için gerekli nakliye, izin, eskort araç, vinç, malzeme ve işçilik dahil 39.500-Euro olan onarım bedelinden sovtaj değerinin indirilmesi sonucunda tazminat tutarının 38.720-Euro olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece alınan 22.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda teknik bilirkişi bulunmadığından, hasar bedeline ilişkin olarak teknik bir inceleme bulunmamakta olup, bu yönüyle raporun hükme esas alınması mümkün değildir. 11.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda da malzeme, işçilik ve diğer onarım kalemleri bakımından detaylı ve gerekçeli bir değerlendirme bulunmamaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 04.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise, onarım için gerekli nakliye, vinç, parça ve işçilik bedeli ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle 18.800-TL malzeme, 29.200-TL işçilik, 29.800-TL ek masraflar olmak üzere ve 1.800-TL sovtaj indirimi sonucunda KDV dahil onarım bedelinin 89.680-TL olarak kadri maruf olduğu tespit edilmiştir. İşbu rapor kapsamında tespit edilen hasar onarım bedeli, emtiada tespit edilen hasarın nitelik ve ağırlığına göre isabetli bulunmuştur. Sunulan ekspertiz raporlarında detaylı parça ve işçilik masraf analizleri bulunmamakta olup, bu bağlamda hükme esas alınan bilirkişi raporuyla çelişkiden bahsedilemeyeceği gibi mahkemeyi bağlayıcı da değildir. Bu nedenle davacı vekilinin ileri sürdüğü tüm istinaf nedenleri ile davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Emtianın 28.360 kg olan ağırlığına göre sorumluluk üst sınırının, (28.360kgx8,33SDR=236.238,8SDR, 236.238.8×7,5507-TL=1.783.768,30-TL) karar tarihinde 7,5507-TL olan SDR kuruna göre 1.783.768,30-TL olduğu ve mahkemece hükmedilen hasar bedelinin sorumluluk üst sınırının altında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan İİK’nın 72/3 ve 4 maddesinde; borçlu tarafından icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesinde bulunan paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği, davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde ihtiyati tedbir kararının kalkacağı, buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının, ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alacağı, bu zararın herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemeyeceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı borçlunun bu yönde bir ihtiyati tedbir istemi bulunmadığından, mahkemece de verilen bir ihtiyati tedbir kararı bulunmamaktadır. Bu nedenle alacaklının alacağını geç alması da söz konusu değildir. Bu itibarla koşulları oluşmadığından mahkemece davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcının 1.300-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 1.240,70-TL’nin talep halinde davacıya iadesine, Davalıdan alınması gereken 276,18-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 69,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 207,13-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.11/11/2021