Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1285 E. 2021/1638 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1285
KARAR NO: 2021/1638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2017/1200 Esas-2019/254 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin hakim hissedarı ve yönetim kurulu başkanı … olup diğer küçük hissedar ve yönetim kurulu üyesinin davalı olduğunu ve halen yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, ancak son zamanlarda davalının fiilen … AŞ unvanlı şirket bünyesinde ticari faaliyetine devam ettiğini, davalının, müvekkili şirkette çalıştığı süre boyunca şirketin üretim, hammadde, satış, pazarlama başta olmak üzere şirket ile ilgili ticari sır ve gizli bilgi niteliğinde olan üretim bilgilerine vakıf olduğunu, davalının halen yönetim kurulu üyeliğine devam etmesine rağmen, şahsi menfaat temin etmek maksadıyla … şirket yetkilisi olan eski yönetim kurulu üyesi … ile birlikte müvekkili şirkete karşı haksız rekabet içerisine girdiğini, davalının birlikte hareket ettiği …’ın müvekkili şirket ile aynı iştigal alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirketin yarattığı güven ve tanınırlıktan yararlanmak için müvekkil şirketin unvanını kullanarak müvekkiline karşı haksız rekabet içine girdiklerini, davalı ve yeni şirketi tarafından müvekkili çalışanlarının ayartılarak işe alındığını, bu nedenle işten ayrılan bazı çalışanlarının bu şirkette çalışmaya başladıklarını,davalının TTK’nın 396. maddesindeki rekabet yasağı hükmünü ihlal ettiğini, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile 10.000-TL maddi ve 50.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili dava dilekçesinde sözü edilen hiç bir eylemi gerçekleştirmemiş olup … şirketiyle de hiç bir ilişkisinin bulunmadığını, haksız rekabete konu eylemlerin … tarafından yapıldığı iddia edildiğinden davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı şirket çalışanları olduğu belirtilen kişilerin beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde geçen whatsapp yazışması müvekkiline ait olmadığı gibi aksi halde dahi mesajı yazanın davacının müşterilerine satış yapılmadığını beyan etmesi nedeniyle haksız rekabetin varlığını kabule olanak olmadığını, davacı tarafından yapılan işin münhasıran davacı tarafından yapılabilen, özel formül ve sırlar içeren bir iş olmadığını, piyasada davacı ile aynı nitelik ve kalitede iş yapan 8-10 büyük firma daha bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; TTK’nın 396. maddesindeki yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağına ilişkin davalarının, zarar gören şirketin ticari işlem yasağına aykırı davranan yönetim kurulu üyelerine karşı açılabileceği, davalının, 2017 yılında davacı şirketteki yönetim kurulu üyeliği görevinden ayrılmış olup, ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu şirket kaydı bulunmadığı, dava dışı … AŞ 19.10.2017 tarihinde kurulmuş olup, davalının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde haksız rekabete konu eylem ve işlemlerinin somut olarak ispatlanamadığı, davalının aynı faaliyet kolunda çalışmasının engellenemeyeceği, tecrübesine dayalı olarak edindiği bilgilerin ticari sır olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, yeni iş akdi ile işe girme konusunun personelin serbest iradesine bağlı olduğu, bunun aksinin çalışma özgürlüğüne ve akit serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olacağı, TMK’nın 50. maddesinde tüzel kişilerin iradesinin organlar aracılığıyla açıklanacağı, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı hüküm altına alınmakla, haksız rekabet iddiasının davalıya yöneltilemeyeceği, davanın dava dışı … AŞ’ye yöneltilmesi gerekmekte olup bu talep yönünden de davanın reddinin gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili; mahkeme kararında belirtilenin aksine davalının davacı şirketteki yönetim kurulu üyeliğinin 12.03.2018 tarihli genel kurul kararıyla sona erdiğini, dava açıldıktan sonra yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığını, dava dışı … şirketinin de , 27.02.2017 tarihinde Çorlu’da kurulduğunu, davalının yönetim kurulu üyeliği devamı süresinde … üzerinden müvekkiline karşı haksız rekabet içine girdiğini, davalının birlikte hareket ettiği bu firmanın müvekkili ile aynı ilde ve aynı iştigal konusunda faaliyet gösterdiğini, davalının haksız rekabeti nedeniyle yaptıkları suç duyurusu üzerine davalı hakkında ceza davası açıldığını, davalının faaliyete geçirdiği şirketin unvanını çağrıştıran unvan kullanarak TTK’nın 55/1a-4 maddesine aykırı davrandığını, davalının, müvekkilinin önemli görevlerdeki çalışanlarını … firmasına işe alarak müvekkilinin ticari üretim sırlarına ulaşarak bunları kullandığını,davalı ile yeni şirketinin müşterilerine müvekkilini kötülediğini, davalının gönderdiği whatsapp mesajında müvekkili ile haksız rekabete girdiğini beyan ettiğini, yönetim kurulu üyesi olan davalının bu davranışlarıyla rekabet yasağını ihlal ettiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile haksız rekabet ve rekabet yasağına aykırılık nedenlerine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. TTK’nın 396. maddesi; yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. “hükmünü haizdir. Somut olayda davacı şirket ; yönetim kurulu üyesi bulunan davalının davadışı bir şirket ile birlikte hareket ederek haksız rekabette bulunduğunu,rekabet yasağını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.Davalının; davacı şirketin 08.08.2011 tarihli genel kurul kararıyla yönetim kurulu üyeliğine seçildiği,12.03.2018 tarihli genel kurul kararıyla sona erdiği, davalının birlikte hareket ettiği iddia edilen … şirketinin ise 24.02.2017 tarihinde Çorlu’da kurularak tescil edildiği, şirket merkezinin 19.10.2017 tarihinde İstanbul’a nakledildiği,kuruluşundan itibaren tek ortağı ile yetkilisinin … olduğu,kayıtlarda davalının bu şirkette ortak veya yöneticiliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça ileri sürülen haksız rekabet ve rekabet yasağına aykırılık iddiası kapsamında; davalının davacı şirkette yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde aynı sektörde faaliyet gösteren … şirketinin davalı tarafından kurularak ,davalının ticari faaliyetini bu şirkette sürdürdüğü ,davacı bünyesinde vakıf olduğu üretim sırlarını kullandığı, davacı çalışanlarını ayartmak suretiyle işten ayrılıp … firmasında çalışmaya başlamalarını sağladığı, davacı çalışanlarına ve müşterilerine davacı şirketi kötülediği iddia edilerek TTK nun 396.maddesinde yazılı haklarını kullandıkları ileri sürülmüştür. Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında sunulan Küçükçekmece C.Başsavcılığının 2019/14413 soruşturma sayılı ve 21.03.2019 tarihli iddianamesiyle de, davacı şirketin şikayeti neticesinde iddia edilen eylemler nedeniyle davalı ve dava dışı … şirketi yetkilisi hakkında 6102 sayılı TTK’nın 62/1 maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Açılan ceza davası neticesinde isnat olunan haksız rekabet fiilinin işlenip işlenmediği belirlenecektir.Bu durum karşısında mahkemece ceza yargılamasının sonucu beklenerek oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir (Yargıtay 11 HD’nin 2011/10152-2012/16828 ve 2011/2773-2012/11686 sayılı benzer nitelikli ilamları). Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2019 Tarih 2017/1200 Esas-2019/254 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/11/2021