Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/128 E. 2021/205 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/128
KARAR NO: 2021/205
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2018
NUMARASI: 2017/253 Esas – 2018/958 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı hakkında ödenmeyen fatura borçlarının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini, davalı borçlunun faturalara itiraz etmemesi nedeniyle fatura içeriklerinin kesinleştiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirket kayıtlarının incelenmesinde karşı tarafa ödenmemiş bir fatura bulunmadığı gibi cari hesaba ilişkin bir borç da tespit edilmediğini, borcun dayanağı faturalar müvekkiline tebliğ edilmediğinden takibe itirazlarının haklı olduğunu belirterek, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki ticari münasebetin 2016 yılı öncesinden başladığı, davalının haricen dosyaya sunduğu ödeme makbuzlarının bulunduğu, ayrıca davalı adına tanzim edilen fatularda teslim alan bölümünde imzalarının bulunduğu, davalı vekilinin sunmuş olduğu bu belgelere göre akdi ilişkinin kendilerinin de kabulünde olduğu, bu kapsamda davalının kısmi ödemeler yaptığı, tarafların karşılıklı iddia ve beyanları ile yapılan kısmi ödemelerin malın alındığına karine teşkil ettiği, zira davalı tarafından havale makbuzlarının sunulduğu, bu ödemelerin bir kısmının da davadan sonra da olduğu gerekçesiyle, davadan sonra yapılan 8.133,13 TL ödemenin infazda nazara alınmasına hükmedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; borcun tamamen ödenmesi ile konusuz kalan davanın reddi gerekirken davanın kabulü ile asıl alacak üzerinden tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davacının ticari defterleri sunulmamasına rağmen alınan bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, davacının başka ürün vermeyeceği tehdidi ile icra borcunun ödenmek zorunda kalındığını, takipten sonraki ödeme ile borcun kalmadığını, mahkemece bu nedenle davanın reddi gerekirken var olmayan bir alacak için bir de tazminata hükmedilmesinin haksız olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekir. Fatura sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Bu durumda faturalarda yazılı malların davalıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükü davacıya aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır. Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafından inceleme için ticari defterleri ibraz edilmemiş olsa da, takip dayanağı toplam 12 adet faturada teslim alan imzasının bulunduğu, davalı tarafından yasal süresinde faturalara itiraz edildiğine dair iddia ve delil ileri sürülmediği, davalı tarafından dönem içerisinde yapılan kısmi ödemeler de dikkate alındığında faturalar konusu malların davalıya teslim edildiğinin kanıtlandığı, esasen davalının malların teslim edilmediği yönünde bir iddiasının da bulunmadığı, davalının takip tarihi öncesindeki kısmi ödemelerinin mahsubu sonucunda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 8.045,22 TL alacağının bulunduğu, davalı tarafından ise dava tarihi sonrasında 04.10.2017 tarihinde 8.133,13 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda ilk derece mahkemesince; alacak kanıtlanmış olmakla davanın kabulüne, dava tarihinden sonra yapılan 8.133,13 TL ödemenin ise icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına karar verilmesi isabetli olduğu gibi, niteliği itibariyle takip konusu alacak likit olup, davalının da takipte haksız olması nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353(1)b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE, Davalıdan alınması gereken 549,57 istinaf karar harcından davalı tarafça peşin yatırılan 137,25-TL’nin mahsubu ile bakiye 412,32 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 16/02/2021