Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1272 E. 2019/970 K. 08.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1272
KARAR NO : 2019/970
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2019
NUMARASI : 2016/725
DAVA : Tapu İptali ve Tescil-Hisse İptali ile Tescil-(terditli)Tazminat
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2019
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın ihtiyati tedbir isteyen/davacı … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:İhtiyati tedbir isteyen/davacı … ve davacı şirket vekili, müvekkili … ile davalının, davacı şirket ile dava dışı …Ltd. Şti.’nin %50 oranında ortağı olduklarını, davalının her iki şirketin de fesih ve tasfiye istemiyle dava açtığını, bu ortaklık ilişkisinde çeşitli malvalıkları edindiklerini, bu malvarlıklarından 3 adet taşınmaz davacı şirkete ait olmasına rağmen tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, ayrıca Rusya’da tarafların da %25 oranında ortağı oldukları … Şti. isimli bir şirket kurulduğunu, ancak müvekkilinin %25 hissesinin de davalı üzerinde kayıtlı olduğunu, zira müvekkilinin davalıya güvenerek inançlı işlem yaptığını, davalının ortaklığı sona erdirmek istediğini ve mutabakat toplantıları yapıldığını, ancak davalının uzlaşmaz tavrı nedeniyle olumsuz sonuçlandığını, toplantılar sırasında davalı adına kayıtlı hissenin müvekkiline devri hususunda mutabık kalındığı gibi, davalı adına kayıtlı 3 adet taşınmazın davacı şirkete ait olduğunun ifade edildiğini ve değerlerinin belirtildiğini, ancak daha sonra gerek şirket hissesinin gerekse taşınmazın devrinden imtina edildiğini ileri sürerek dava konusu 3 adet taşınmaz üzerine müvekkilinin ileride oluşacak mağduriyetinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalı adına kayıtlı dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili şirket adına tesciline, Rusya’da yerleşik şirketteki davalı adına olan %50 hissenin %25’inin iptali ile müvekkili … adına tesciline, bu talepleri yerinde görülmez ise oluşacak reel zararlarının davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı … vekili 08.12.2018 tarihli dilekçesinde, yargılama sırasında davalının taşınmazları 3.şahıslara devrettiğinin ortaya çıktığını, ancak taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin çok altındaki bir bedel ile satıldığını, bu durumun da devreden davalı ile devralanlar arasında muvazaalı bir ilişki olduğunu gösterdiğini, hatta taşınmazlardan birini devralanın davalının eşi olduğunu ileri sürerek taşınmazları devralan şahısların davaya dahil edilmelerine, taşınmazların bu üçüncü kişiler üzerinden de başkalarına devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, tedbir kararı icra edilinceye kadar taşınmazların kaydına “davalıdır” şerhi işlenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, tarafların ortağı oldukları davacı şirkete ait malvarlıklarının ayrıştırılması çalışması yapıldığını, ancak süreç içerisinde bazı değerleme çalışmalarındaki usul eksikliği, davacının şirketin altını boşaltacak çalışmalarının farkına varılması, hakkı olmayan dava konusu taşınmazlar gibi bir kısım taşınmazlar için de hak iddiasında bulunması gibi nedenlerle sulh görüşmelerinin akim kaldığını, davacı tarafın iş bu davadaki taleplerinin de haksız olduğunu, ayrıca müvekkilinin davacı şirketin yetkilisi olması nedeniyle şirket adına açılan davaya muvafakat etmediğini, vekili azlettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Bu aşamada dahili davalılara henüz dahili dava dilekçesi ve dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesinin 28.01.2019 tarihli ara kararı ile,tüm dosya kapsamı, davanın niteliği, dosyada toplanan tüm deliller ile davacı tarafça dahili dava dilekçesine ekli delillerin sunulmaması ve bildirilmemesi karşısında HMK’nun 389 ve devamı maddelerinde ön görülen ihtiyati tedbire ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, ancak satın alanlar açısından iyi niyet iddialarını önleyici ve davacının dava sonrasında hak elde etmesi halinde hakkına kavuşmayı sağlayacak nitelikte dava konusu taşınmazların çekişmeli ve tapu iptali ve tescil davasına konu olduğu konusunda tapu kayıtları üzerine davalı şerhinin işlenmesinin uygun görüldüğü gerekçesiyle taşınmazların tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine, taşınmazların tapu kaydı üzerine “davalıdır” şerhi konulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen/davacı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Taşınmazların gerçek değerinin çok altında bir bedel ile dahili davalılara satılıp devredildiğini, bu hususun tapu kayıtları ve bilirkişi raporlarından açıkça anlaşıldığını, kaldı ki dahili davalı …’ın davalının eşi olduğunu, dolayısıyla davalı ile dahili davalılar arasındaki satışın muvazaalı olduğunu belirterek 28.01.2019 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, davacı şirkete ait olup davalı adına kayıtlı olan 3 adet taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile davacı şirket adına kayıt ve tescili ile davalı adına kayıtlı olan dava dışı şirket hissesinin davacı … adına tescili, mümkün olmadığı takdirde davacılar zararının davalıdan tahsili istemiyle açılan davada, taşınmazların 3.kişilere devri ve satışının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında taşınmazlar 3.kişilere satılarak devredilmiş ve davacı … bu şahısların da davaya dahil edilmeleri yönünde dilekçe vermiş, ayrıca dahili davalılar üzerinden yapılacak satışların ve devirlerin önlenmesi yönünde de ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda, davacı …’in davalı ile arasında düzenlenen 30.01.2013 tarihli sözleşmeye dayalı ayni hak iddiası karşısında, davalının sözleşmenin içeriğine yönelik itirazı, akabinde taşınmazların yargılama sırasında el değiştirmiş olması, buna karşılık davacı tarafın muvazaa iddiası ve taşınmazların gerçek/satış fiyatları gibi hususlar dikkate alındığında davacı iddiasının haklılığına ilişkin yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmiş olduğu sonucuna varılabilir ise de; ilk derece mahkemesince bundan sonra taşınmazları devralabilecek 3.kişilerin iyiniyet iddialarını önlemek amacıyla taşınmazların tapu kayıtları üzerine “davalıdır” şerhi işlenmiş olması karşısında, satışı ve devri önleyici ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde, davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından veya ciddi bir zararın doğacağından söz edilemeyeceği, dolayısıyla HMK 389.m. koşullarının mevcut olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ihtiyati tedbir isteyen/davacı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/07/2019