Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1263 E. 2021/1483 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1263
KARAR NO: 2021/1483
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2019
NUMARASI: 2018/61 Esas – 2019/394 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARŞI DAVA: İSTİRDAT
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine ilişkin kararın davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı – karşı davalı vekili; taraflar arasında imzalanan yönetim sözleşmesi gereğince davalı firmaya verdikleri hizmetlerin karşılığı olmak üzere düzenlenen faturaların 122.400-TL kısmının davalı tarafından ödenmediğini,taraflar arasında dava konusu alacak ile ilgili olarak e- mail yolu ile mutabakat yapıldığını, ancak ödenmediği gibi sözleşmeyi feshettiklerini müvekkil şirket yetkilisine bildirdiklerini, bu bildirim üzerine, davalıya 22/12/2017 tarihinde noter aracılığı ile 122.400- TL ile birlikte sözleşmeden kaynaklanan diğer haklarını talep ettiklerini, davalının 02/01/2018 tarihli ihtarname ile müvekkili şirketin alacaklarını inkar ettiklerini,bunun üzerine müvekkilince İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra – inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı- karşı davacı vekili; cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde husumetin eksik yöneltildiği, takibin dayanağını oluşturan yönetim sözleşmesinin, davacı şirket kurulmadan doğrudan … tarafından imzalandığını, davacı şirketin sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmenin 2.6. maddesi gereği müvekkiline karşı … ile birlikte takip yapılması gerektiğini, müvekkilinin davacıdan hizmet almadığını, buna rağmen iyi niyetle ilk aylarda toplam 84.100-TL ödeme yaptığını, daha sonra hizmet alamadığından ödemeleri kestiğini, sözleşmenin 2. maddesinde belirtilen hizmetlerin yerine getirilmediğini beyan ederek, asıl davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
KARŞI DAVA: Davalı- karşı davacı vekili karşı davası ile; davacı- karşı davalıdan hiçbir hizmet alınmadığı iddiası ile ödenen 84.100-TL’ nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı- karşı davalı karşı davacı tarafından ileri sürülen vakıaları inkar ile karşı davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; tarafların usule uygun tutulan ticari kayıt ve defterlerine göre; asıl ve karşı davaya konu faturaların davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibarıyla davacı şirketin davalı şirketten 122.400-TL alacak kaydının bulunduğu ve davalının defterlerinde kayıtlı olan miktar kadar mal aldığını BA formu ile Gelir İdaresi Başkanlığına beyan ettiği, davalının kendi ticari defterlerinde kayıtlı borcunu ödediğini ispat ederek borcundan kurtulacağı, bu yönde delil ibraz etmediği gibi aksine dair bilgi ve belge bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde aleyhine olarak kayıtlı olan 122.400-TL borç kaydı bulunması nedeniyle, davalı şirketin takibe konu faturalardan dolayı hizmet almadığı itirazının yerinde olmadığı gereçesiyle davanın kabulüne ,alacağın likit olması nedeni ile davacı lehine icra inkar tazminatının tahsiline ,ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/karşı davacı vekili;mahkeme tarafından davacı- karşı davalının sözleşmesel edimini ifa etmediği hususuna dikkat edilmediğini, savunmalarının ve delillerinin hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, ispat yükünün davacı karşı davalıda olup, bu sözleşme uyarınca hangi hizmetleri sunduğunu ispatlamakla yükümlü olduğunu, bu yönden eksiklik bulunan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, sözleşmeye dayalı olan bir davada sözleşmesel edimini ifa etmeyen davacının sadece faturalar ve ticari defter kayıtları ile alacaklı olduğuna hükmedilmesi yasal olmadığını, sözleşme içeriğinde 2.2 maddesinde yapılan hizmetlere ilişkin aylık rapor düzenlenmesi zorunlu olmasına rağmen davacının bu zorunluluğu yerine getirmediğini, hizmet sunulmadığı halde fatura düzenlenmesine dayanarak davacının alacağa hak kazandığına dair asıl davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını, karşı dava açısından; dava dışı …’un hizmet edim ifasının bulunmaması ve davacı- karşı davalının sözleşmeye uymaması nedeni ile karşı davalı- davacının sebepsiz zenginleştiğini bu nedenle 84.100 TL nin iadesinin gerektiğini ileri sürerek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava; dava dışı … ile davalı-karşı davacı arasında imzalanan yönetim hizmet sözleşmesinin 2.6. maddesinden doğan alacağı nedeniyle davalı hakkında başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazının iptaline ilişkindir. Taraflar arasında 31 mart 2017 tarihinde imzalanan sözleşme ile davalı şirket çalışanı olan …’un davalı şirketin malvarlığının yönetimini,mülklerin satılması ,kiraya verilmesi ,yetkili makamlarla işlerin takibi ,kredi işlerinin takibi vs birkısım hizmetlerin verilmesi hususunda sözleşme imzalanmıştır. Davacı şirket ile … davalı şirkete keşide ettikleri 22 aralık 2017 tarihli ihtarname ile ” sözleşmenin 13.12.2017 tarihli e-posta ile fesih edildiğinin bildirildiği, müvekkilinin 2017 yılından olan alacağı 122.400-TL nin ödenmesi talep edilmiştir. Asıl davada dava ve takip konusu faturalar ” haziran 2017 tarihinden itibaren davacı şirket tarafından düzenlenen kdv dahil 29.500-TL tutarlı 7 aylık fatura toplamına ilişkindir. Yapılan bilirkişi incelemesinde takibe konu edilen faturaların mutabakat içinde her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ,ilk üç aylık fatura toplamının da faturaları davalı tarafça ticari defterlerine kayıt edilerek davacı tarafa bedellerinin ödendiği anlaşılmaktadır. 4 aralık 2017 tarihli e-posta yazışmasında davalı şirket tarafından yine 122.400-TL alacak için mutabakat bildirilmiştir. Yönetim Hizmet Sözleşmesinin 2.6.maddesine göre: “ …, …’a vereceği yönetim hizmetlerini dilerse kendisi tarafından kurulacak şirket üzerinden veya ortağı olduğu bir şirket üzerinden faturalayabilir” ibareleri yer almakta olup, bu durumda taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu sözleşme kapsamında yürütüldüğü anlaşılmakla davacı şirketin sözleşmede imzası bulunmasa da davanın her iki tarafının sözleşmeyi benimseyip uyguladıkları anlaşılmaktadır.Bu nedenle davacı şirketin hizmet bedeli alacağını talep etmeye aktif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Davalı karşı davacı vekilinin husumetin eksik gösterildiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir. Sunulan elektronik yazışmalarının incelenmesinde ; … ile karşı yan arasında 2017 yılı sonuna kadar yoğun bir şekilde iletişim tesbit edilmektedir.Davalı şirketin davacı tarafın düzenlediği faturaları alarak ticari defterlerine kayıt ettiği , ilk üç ayını da itirazsız ödediği , bu durumda tarafların ticari kayıt ve defterlerinin bir birini teyit ettiği,HMK nın 199.maddesi elektronik ortamdaki veriler de belge kabul edildiğinden davacının hizmeti verdiğinin anlaşıldığı,davacının düzenlediği faturaların bedelini davalının ödemekle yükümlü olduğu sonucuna varılmaktadır. Sunulan elektronik ortamdaki yazışmalar ,mutabakat metni dikkate alındığında davacının sözleşmenin feshine kadar davalıya hizmet verdiği ,faturasını düzenlediği hizmetlerin davalıya verildiğinin kabulü gerektiği, taraflar arasında ödememe nedeniyle uyuşmazlık çıkmadan evvel hizmetin eksik verildiğine ilişkin bir talepde bulunmayan davalının savunmaları ve karşı davasındaki aldığı hizmet karşılığı ödediği bedelin iadesi isteği yerinde görülmemiştir.Bu sebeble asıl davanın kabulüne,karşı davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmamaktadır.Davalı -karşı davacı vekili vekalet ücreti hesaplarının hatalı yapıldığını ileri sürmüş ise de vekalet ücreti hesaplamasında da hiç bir hata bulunmadığı belirlenmiştir.Davalı- karşı davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Asıl davada ;davalıdan alınması gereken 8.361,14-TL istinaf karar harcından davalı taraından peşin yatırılan 2.091-TL harcın mahsubuna ,bakiye kalan 6.270,14- – TL daha harcın davalı/karşı davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Karşı davada; alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davalı-karşı davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL nin mahsubu ile bakiye 14,90-TLnin davalı/karşı davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı-karşı davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı/karşı davalı yan gider avansından karşılanan 22,50-TL posta masrafının davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021