Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1262 E. 2021/1522 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1262
KARAR NO: 2021/1522
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI: 2017/9 Esas – 2019/411 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı birlikte ortak olarak … Ticaret sicil numaralı, davalı şirketi 10/04/2014 tarihinde kurduklarını ve bugüne kadar davalının şirkette çalıştığını, ancak son dönemde davacıdan habersiz hukuka aykırı ticari ahlaka bağdaşmayan iş ve işlemler yapıldığını gördüğünü ve şirketin sürekli zarar ettiğini, kendisinin şirketten uzaklaştırmaya çalışıldığını bu sebeple şirketten kaynaklı şahsi sorumluluğunun da doğabileceği şüphesinin de doğduğunu belirterek TTK 638/2 maddesi kapsamında ortaklıktan çıkma talebinde bulunduklarını, şirketten çıkma hakkını kullanma hakkının doğduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili ; müvekkili şirketin temsil ve ilzamında yetkili olarak şirket müdürünün … olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacının, şirketin alacak borç ilişkisinin dışında kaldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacının davalı şirkette % 50 oranında ortak olduğu, davacının dava dilekçesinde şirkette kendisinden habersiz ve hukuka aykırı işlemler yapıldığı, kendisinin hiç bir işlemden haberdar edilmediği, davalı diğer ortağın davacıyı hiçe sayarak tüm yetki kendisindeymiş gibi işletmeyi sevk ve idare ettiği iddia edilse de bu yöndeki soyut iddialarını destekleyen nitelikte somut bir bilgi, belge ve delil sunulmadığı,davacının Büyükçekmece … Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnameninden bahsettiği ancak ihtarnamenin davalı tarafa tebliğ edilmediği, davacının şirketin zarar ettiği ve hiç kar edemediği iddia edilmiş ise de şirket ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre şirketin kurulduğu tarihten itibaren her yılı karlı kapattığı,dosya kapsamında dinlenen tanık …’ in beyanında çalıştığı dönemde davacı ile davalı diğer ortak …’un aralarının iyi olduğunu, bir kısım ortaklar ayrılınca şirketin zor duruma düştüğünü, ancak muhasebe ile ilgili bilgisinin olmadığını beyan ettiği bunun sonucunda davacının iddialarını gerek bilirkişi raporu gerekse tanık beyanları ile ispat edemediği, davacının haklı sebeplerin varlığını ortaya koyamadığı kanaati ile ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkiline davalı … tarafından şirketin işlerinin iyi olmadığı sürekli zarar ettikleri bilgisinden başka hiçbir bilgi verilmediğini, bilirkişi incelemesi neticesinde aslında her yıl kar ederek büyüdüğünün ifade edildiğini, ancak müvekkilinin davalı tarafça verilen para dışında gelir sağlayamadığını, kar payı dağıtılmadığını, müvekkilinin inceleme yetkisinin davalı tarafça kısıtlandığını ve engellendiğini, davalı şirket aleyhine açılan icra dosyalarının müvekkilinin şirket işleyişinden uzak tutulduğu zamanları kapsar şekilde borçlandırıldığının görüldüğünü, taraflar arasında ortaklık nezdinde güven duygusunun bulunmadığını, davalı …’un şirkette fiili anlamda hiç bir iş yapmadığını ve sadece patron olarak hareket ettiğini, şirket hesabının davalının cep telefonuna kurulmuş olmasının şirket borçlarının ve alacaklarının davalı tek elinde yönetilmesinin müvekkilini saf dışı bıraktığının göstergesi ve açıkça eşit davranma ilkesinin ihlali olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; TTK m. 638/ 2 uyarınca limited şirket ortaklığından çıkma ile ortaklık payının tahsiline ilişkindir. TTK’nın 638/2. maddesine göre “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” Anılan düzenlemede “haklı sebeplerin” neler olduğu belirtilmemiştir. Bu nedenle çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını Mahkeme değerlendirecektir. Ortaya konulan haklı sebebin nesnel ve objektif ölçülere uygun olması gerekir. Bu durumda şirketlerin kuruluş gayesi dikkate alınarak; aynı amaç için birlikte sermaye koyup emek vererek çalışma, dayanışma ve karşılıklı güven ortamının sağlanması gayelerine aykırı düşen; şirketin çalışmasını, devamını, ortaklarına kazanç sağlamasını ve kuruluş amacının gerçekleşmesini imkansız hale getiren davranışların haklı neden olarak kabulü gerekmektedir. Kuşkusuz haklı nedenler sınırlı olmayıp, iddia edilen eylemlerin haklı neden oluşturup oluşturmadığı her somut olayın özelliğine ve koşullarına göre değerlendirilmelidir. Davacı taraf çıkma istemine haklı sebep olarak bilgi alma, inceleme hakkını kullanamadığı, habersiz iş ve işlemler yapıldığı, kar payı dağıtılmadığı, şirketin zarara uğradığı, eşit davranma ilkesine aykırılık bulunduğu, güven ilişkisinin kalmadığı, sağlıklı olarak ortaklığın yürütülemeyeceği, ortaklıktan kaynaklanan hakların ve sevk ile idarenin engellendiği ,şirket hesabını davalı ortağın kullandığını ileri sürerek ortaklıktan çıkmak istemektedir. TTK nun 614.maddesi ortağın inceleme hakkı engellenmesi halinde önce genel kurula başvurulacağı, genel kurul haksız yeri bilgi alma hakkını engellerse mahkemeye başvurulacağını düzenlemiştir. Davacının bilgi edinme hakkını kullanmak üzere genel kurula ya da mahkemeye başvurduğuna ilişkin bilgi bulunmadığı, davalı şirket ortağının ise sicil özetine göre yetkili müdür olduğu anlaşıldığından şirket hesabını yönetmeye yetkili olup bu hususun ortaklıktan çıkma için haklı sebep olarak da ileri sürülemeyeceği açıktır. İlk derece Mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesi, toplanan tüm delillere göre haklı sebebin gerçekleştiğinin ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; istinaf sebepleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL daha harcın davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, Davalı tarafça yapılan 60,40-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021