Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/126 E. 2021/151 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/126
KARAR NO : 2021/151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2017
NUMARASI : 2013/444 Esas – 2017/38 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin yıllardan beri alüminyum soğutucu ve alüminyum profil tasarlayan, soğutucu parçaları üreten, araştırma ve geliştirme faaliyetleri yapan ve ürettiği bu ürünleri kendi yarattığı kodlarla pazarlayan bir firma olduğunu, davalı şirketin, müvekkilinin yarattığı, senelerdir kullanmakta olduğu ve para, emek ve gayretiyle ayırt edicilik kazandırdığı ürün kodlarını olduğu gibi kopyalayarak kullanmak suretiyle müvekkili ile iltibas yaratıp, müvekkilinin itibarından ve ayırt ediciliğinden haksız olarak menfaat sağladığını, davalı şirketin müvekkili tarafından oluşturulmuş ürün kodlarını bire bir müvekkilinden kopyalayarak müvekkilinin üretmekte ve satmakta olduğu ürünler ile aynı ürünlerin tanıtımında, pazarlamasında ve satışında kullanmakta olduğunu, davalının söz konusu ürün kodlarına kataloglarında, web sitesinde ve tanıtım amaçlı hazırladığı tüm dokümanlarda yer verdiğini, bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu, davalının pazarlama faaliyetleri sırasında müvekkilini kötüleyerek ürünlerinin kalitesiz olduğunu ve müvekkilinin “kazıkçı” olduğunu ileri sürdüğünü, ayrıca davalı tarafından müvekkiline gönderilen 29.03.2012 tarihli ihtarnamenin de haksız ve incitici nitelikte olduğunu belirterek, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine, 15.000-TL maddi tazminat ile 15.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin tescil edilen ürünlere ilişkin olarak kodları kullandığını, bahsedilen kodların ayırt edici özelliğinin bulunmadığını, AS ile başlayan kodların alüminyum soğutucu kelimelerinin baş harflerinden oluştuğunu, müvekkili tarafından TPE’nin … tescil numarasıyla 12/04/2011 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, bu tasarımların davacı tarafından kullanıldığının tespiti üzerine keşide ettikleri 29.03.2012 tarihli ihtarnameyle tecavüzün sonlandırılmasının talep edildiğini, ürün kodu davacı adına davacı adına tescilli olsa bile davacıya inhisari bir hak tanımayacağını, ancak belirtilen kodların yurtdışında faaliyet gösteren firmaların geçmiş yıllardaki kataloglarında da yer aldığını, bu nedenle AS ibaresinin davacı adına tescilinin mümkün olmadığını, davacının diğer iddialarının gerçeklerden uzak ve ispatı mümkün olmayan iddialar olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bir işletme tarafından üretilen ve bu ürünleri sınıflandırma ve çeşitlerine ayırmak amacıyla geliştirilen bir kodlama sistemini piyasada tanıtan bir işletmenin, bu kodlama sistemi ile müşterilerin kataloglardaki bu sınıflama kodlarına göre ürünleri sipariş etmede kolaylık sağlamasından sonra, rakip bir işletmenin bu kodlama sistemini kendi kataloglarında kullanmasının da TTK’nın 55/1-a-4 maddesi anlamında iltibas sayılabileceği, ancak bu halde iltibasın söz konusu olabilmesi için ürün kodlarının davacı tarafından ilk defa piyasaya sunulması, bu kodların davacı ürünleri ile özdeşleşmesi ve ürün kodlarının herkesçe kullanılan, piyasanın kullandığı genel kodlar olmaması, somut olaydaki gibi ürün isminin kısaltması şeklinde olmaması gerekmekte olup, haksız rekabet oluşturan eylemin bulunmadığı, bu sebeple zarar doğduğu iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; davalının müvekkiline ait tasarım kodlarını kullanarak haksız rekabete devam ettiğini, davalının haksız rekabet eyleminin; müvekkiline gönderilen kötüleyici ve incitici nitelikteki ihtarname ile haksız menfaat sağlamaya yönelik iltibas teşkil eden eylemlerden oluştuğunu, söz konusu ihtarnamenin müvekkilinin piyasadaki itibarını zedelediğini, ancak mahkemece ihtarnamenin hiç dikkate alınmadığını, davacının ihtarnamedeki haksız beyan ve taleplerinin müvekkilinin ekonomik olarak mahvına neden olabilecek nitelikte olduğunu, müvekkili tarafından davacı tarafından tescil edilmiş tasarımların sicilden terkini ve hükümsüzlüğü istemiyle Bakırköy 1. FSH Hukuk Mahkemesinin 2012/141 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, söz konusu dosyada verilen ve kesinleşen karar ile davalının haksız rekabet eyleminin ispatlandığını, davalının müvekkiline ait ürün kodlarını kullanmasının açık bir kötü niyet ve haksız rekabet göstergesi olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız rekabet, TTK’nın 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Haksız rekabetin amacı, TTK’nın 54/1. maddesinde “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde belirtilmiştir. Haksız rekabet sayılan bazı durumlar TTK’nın 55. maddesinde sayılmıştır. TTK’nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.Somut olayda davacı tarafın haksız rekabet iddiası; davalı şirketin, müvekkilinin yarattığı ve kullanmakta olduğu ürün kodlarını olduğu gibi kopyalayarak kullanması, davalı tarafından keşide edilmiş olan incitici, itibar zedeleyici 23.09.2012 tarihli ihtarname ve son olarak davalının pazarlama faaliyetleri sırasında davacıyı kötülemesi iddialarına dayandırılmıştır. Ürün kodu; benzer ürünler ile karışıklığın önüne geçmek, birim fiyatlarına hızlı ve doğru bir şekilde ulaşabilmek amacıyla ürünlerin cins, tür, boyut gibi özelliklerinin belirtilmesine yarayan harf ve sayı kombinasyonu olarak tanımlanabilir. Somut olayda davacı tarafından kullanılan AS ve benzeri diğer ürün kodlarının davalı tarafından da kullanıldığı açıktır. Ancak söz konusu kodlar nihai ürün kodu niteliğinde olmayıp, son tüketici nezdinde görülüp bilinmesi, dolayısıyla iltibasa neden olması mümkün değildir. Söz konusu kodların tasarım olarak nitelendirilmesi de mümkün olmayıp, esas ürünün işlerliğine yarayan ara ürün ve faydalı parça niteliğinde olduğu, Bakırköy 1. FSH Hukuk Mahkemesinin 2012/141 esas sayılı dosyasında verilen ve kesinleşen karar ile de tespit edilmiştir. Dolayısıyla söz konusu ürün kodları, bunları oluşturan davacıya herhangi bir üstün hak vermediğinden, kodların davalı tarafından kullanılması, tek başına haksız rekabet olarak nitelendirilemez. Davalı tarafından davacıya keşide edilen 29.03.2012 tarihli ihtarnamede, söz konusu ürün kodlarının davalı tarafından tescilli olduğu belirtilerek kodların kullanımına son verilmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağı hususları davacıya ihtar edilmiştir. Ancak ihtar tarihi itibariyle söz konusu kodlar davalı adına tescilli olup, davacı tarafından Bakırköy 1. FSH Hukuk Mahkemesinin 2012/141 esas sayılı dosyasında açılan dava sonucunda mahkemece tasarım niteliği taşımayan ürün kodlarının hükümsüzlüğünün tespiti ile sicilden terkinine karar verilmiştir. Dolayısıyla ihtar tarihi itibariyle doğru olmasa da davalının elinde ürün kodları yönünden tasarım tescil belgesi bulunmaktadır. Tasarım tescil belgesinden kaynaklanan hakların kullanılması, bu belgeyle sağlanan koruma kapsamında olduğundan, henüz tescilin hükümsüz kılınmadığı dönemde davalı tarafından keşide edilen ihtarnameyle tecavüzün sonlandırılmasının istenmesinin de bu nedenle haksız rekabet olarak nitelendirilmesi olanaksızdır.Davacının, davalı tarafından müvekkilinin kötülendiği yönündeki iddiası da kanıtlanamamış olmakla, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.04/02/2021