Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1227 E. 2019/1053 K. 03.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1227
KARAR NO : 2019/1053
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İST.ANADOLU 5. A.TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2019 (ara karar)
NUMARASI : 2014/1693 Esas
BİRLEŞEN KADIKÖY 3. ATM’NİN 2011/386 ESAS SAYILI DOSYASI
TALEP : Haczin Kaldırılması Ve İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/09/2019
İlk derece mahkemesince verilen haczin kaldırılması ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin 08/03/2019 tarihli ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili 21/02/2019 tarihli dilekçesi ile; ceza dosyasının halen kesinleşmemiş olması sebebiyle davanın yargılamasının da uzadığını, müvekkili şirketin 2011 yılında haczedilen …. plakalı aracının kullanılamadığını, kiralanamadığını, satılamaz durumda olup yıllar içinde atıl duruma geldiğini, bu durumun müvekkili şirketin mağduriyetini her geçen gün arttırdığını, banka hesabının da 2011 tarihinden itibaren hacizli olduğunu,müvekkilinin mağduriyetinin bir nebze olsun giderilebilmesi için hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini , müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı araç kaydına 02/03/2011 tarihinde konulan haciz ile müvekkili şirketin bankadaki 5.896,89- TL bakiyeli hesabı üzerine 21/02/2011 tarihinde konulan haczin kaldırılmasına, müvekkili şirketin lehine hükmedilecek kötüniyet tazminatının davalı …’den başkasından tahsili olanağı olmadığını ,belirterek kötüniyet tazminatı tutarınca davalı …’in malvarlığına ihtiyati tedbir /haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 02/12/2015 tarihli karar ile; davaya konu senetlerin 5 adet bono ile ilgili olarak açılmış ve açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmiştir. Mahkemece 08/03/2019 tarihli ara karar ile; alacaklının malvarlığı uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbire konu olamayacağı, takiplerin durdurulmasına ilişkin verilen kararın ancak takibi olduğu yerde durdurabileceği, tedbirden evvel konulmuş hacizlerin kaldırılmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sürdüğü gerekçesiyle, davacı tarafın ihtiyati tedbir ve haczin kaldırılması istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davanın menfi tespit davası olup dava sonunda mahkemece uygun bulunması halinde müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedileceğini, dava bedelinin 2.270.000- USD olduğunu, bu kapsamda kötü niyet tazminatının da 454.000- usd tutarında olacağını, bu bedelin … haricindeki diğer davalılardan tahsil kabiliyeti bulunmadığını, mahkemece müvekkili şirketin banka hesabına ve adına kayıtlı aracın trafik kaydına konulan haczin kaldırılması talepleriyle ilgili olarak yapmış olduğu değerlendirme neticesinde konulmuş hacizlerin kaldırılmasının mümkün olmadığı beyan edilmiş ise de, mevzuatta bunu yasaklayan bir hüküm veya yerleşik Yargıtay içtihadının bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir ve haczin kaldırılması istemi hakkında kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve davalı …’in malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava; menfi tesbit istemine ilişkin olup, İİK.’nın 72. madde kapsamında verilebilecek ihtiyati tedbir kararı takibin durdurulması veya icra veznesinde ki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkindir. Davacı vekili yapılan yargılama sonunda davalı taraf aleyhine olası hükmedilebilecek kötüniyet tazminatının davalı …’den başkasından tahsili olanağı olmadığını bildirerek muhtemel kötüniyet tazminatı tutarı 454.000-usd tutarınca davalının malvarlığına ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmektedir. Henüz hükmedilmemiş kötüniyet tazminatı veya icra inkar tazminatı muaccel alacak olarak kabul edilemez. Ayrıca somut olayda, davalıların malvarlıkları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının iş bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır.HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı verilebileceği,somut uyuşmazlıktaki gibi konusu menfi tesbite ilişkin davalarda verilebilecek ihtiyati tedbir kararları kanunda yazılı olup, davalı alacaklının malvarlığı üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir.Mahkemece HMK 389 maddesi gereği,öncelikli koşul olan , “… ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği” koşulu yönünden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp,ara kararına yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Mahkeme 5 adet bono ile ilgili verdiği ihtiyati tedbir kararı ile dava konusu senetlerin icra takibine konu edilmemesine ve edilenlerin de icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Buna göre ihtiyati tedbir kararından evvel kesinleşen takipler nedeniyle konulan hacizlerin kaldırılması,hükümden düşürülmesi ancak elde ki davanın neticesine bağlı olarak belirlenecektir.Kesinleşen takip nedeniyle konulan hacizler ancak elde ki davanın neticesine göre kaldırılacak veya devam edecektir.Verilen ihtiyati tedbir kararı takibin sürdürülmesine ve ihtiyati tedbir kararından sonra haciz istemine engel teşkil edebilecektir. Kesinleşen takibe karşı açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir tarihinden evvel konulan hacizlerin kaldırılması mümkün olmadığından davalı vekilinin her iki talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 03/09/2019