Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/122 E. 2019/432 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/122
KARAR NO : 2019/432
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018 (Duruşma ara kararı)
NUMARASI : 2015/466 Esas
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/03/2019
İhtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili davası ile dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin davalı ile birlikte 1/2 oranında ortağı olduklarını, istisnai haller hariç müdürlük konusun da müştereken yetkili kılındıklarını, davalının genel kurulda herhangi bir karar olmaksızın şirketin en değerli taşınmazını bedelinin çok altında …. Ltd. Şti’ne, bu şirket aldığı bedelin 2 katı ancak yine değerin altında ……AŞ’ye sattığını, … Bankası AŞ lehine 25.000.000- TL bedelle ipoteklendiğini, davalının … AŞ ile ilgili olduğunu, şirket hakkında fesih ve tasfiye kararının verildiğini, ancak satışın karar öncesi gerçekleştirildiğini, bu nedenle davalının kötü niyetli, mal kaçırma kastı ile hareket ettiği nedenle menkul ve gayrimenkulleri, 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten teminatsız olarak haczine, taşınmazın satış bedeli olan 810.000-TL’nin davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesine, satış zararı 6.190.000- TL’nin davalıdan tahsili ile şirketeödenmesine tazminine, davalının müdürlükten azline ve ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi istenmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yargılamada gelinen aşama, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/454 sayılı dosya ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği, ancak haciz kesinleşmediği, davaya konu alacağın miktarının belirlenebilir nitelik kazandığı, birleşen İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1236 sayılı dosyasında … … aleyhine yönetim yetkisinin kaldırılması, müdürlükten azli yönünde açtığı davada şirkete yönetici kayyum atanmasını talep ettiği ve denetim kayyamu atandığı, kayyumun sunduğu rapor, davacının, davalı tarafından mal kaçırdığına dair ibraz ettiği belge ve beyanlar ile birlikte değerlendirildiğini ve İİK 257/2 maddesi ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu belirtilerek ıslah edilen dava değeri üzerinden %15 teminat ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir.Yargılama sırasında vefat eden davalı …’in mirasçısı … tarafından ihtiyati haciz kararının kaldırılması ve kayyum kararından rücu edilmesi talebi üzerine 13.04.2016 tarihinde haciz kararı verildiği, itirazın 08.11.2018 tarihli olup süresinde olmadığı, şartlarda değişikliğinde bulunmadığı nedenle ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı mirasçısı … vekili ; olayları tetikleyen unsurun davacının kötü niyetli eylemleri olduğunu, şirket hesaplarından sürekli para çektiği, taşınmazın satılmasının haksız ve mal kaçırma olarak nitelendiğini, ihtiyati haciz taleplerinin fesih ve tasfiye kararı verilmesi sonrası haciz talebinin kabul edildiğini, iddianın ispata muhtaç olup mal kaçırma girişiminin, vadesi gelmiş bir para borcunun olmadığını, mirasçıların işleri ve çocukları olup, kaçma ihtimalinin olmadığını, taşınmazın değerin belirlemesinin üzerindeki bitmiş yapı ve binalarla birlikte yapıldığı, devrin yapıldığı hal ve koşullarda olmadığını, davacının aynı alanda kurduğu şirkete bu şirketten ucuz mal satışı yaparak haksız menfaat temin ettiğini, fesih ve tasfiye kararının bozulduğu,fahiş miktarlı bir ihtiyati hacize hükmedildiğini, İİK 257 koşullarının oluşmadığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılmasını, uygulanan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl davada mahkemece 13.04.2016 tarihli ara kararı ile İİK 257 vd maddelerine istinaden davacının ihtiyati haciz talebini kabul ederek dava değeri (ıslah ile birlikte) 7.296.471,22 TL tutar üzerinden davalının menkul gayrimenkul ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine %15 teminat ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir.Dava,şirkete ait bir adet taşınmazın ortaklar kurulu kararı olmaksızın şirket müdürü davalı tarafından satıldığı,bedelinin şirket kayıtlarına intikal ettirilmediği gibi ,satışın düşük değerle yapıldığı iddia edilmiş; mahallinde yapılan keşif neticesi alınan bilirkişi kurulu raporu ile diğer delillerde değerlendirilerek itiraza ve istinafa konu ihtiyati haciz kararı verilmiştir.Taraflar arasında her iki yanın diğeri aleyhine açtığı ,şirket müdürünün azli ,tazminat davaları bulunduğu anlaşılmaktadır.Şirkete atanan kayyım raporlarında da gayrımenkul satış bedeline ilişkin bir kayda rastlanmadığı belirtilmiştir.İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına itirazın süresinde olmadığına değinilmiş ise de ihtiyati haciz kararına … vekili tarafından süresinde itiraz edildiği ,ancak aradan geçen zamana rağmen itirazın karara bağlanmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin kararın itiraz üzerine verilen bir karar olduğu kabul edilerek istinaf incelemesi yapılmıştır. İİK 258/1 gereğince alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri mahkemeye göstermek mecburiyetindedir.Bu düzenleme ile ihtiyati haciz kararı verilmesi için kafi kanaat verici delillerin sunulması yeterli olup kesin bir ispat aranmamaktadır. Dosya mevcudunu yaklaşık ispat düzeyinde yeterli gören mahkemenin takdirinde isabetsizlik olmadığından davalı mirasçısı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı mirasçısı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/03/2019