Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1211 E. 2019/900 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1211
KARAR NO : 2019/900
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2019 ve 29/04/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/183 Esas
TALEP : Kayyım Atanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/06/2019
İhtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin 12/04/2019 ve 29/04/2019 tarihli ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, tarafların 29/03/2016’da Türkiye’de faaliyete geçen …Ltd.Şti.’nin %50 hissedarı olup, her iki tarafın münferiden tam yetkili müdürler olduğunu, müvekkilinin 2013 yılında İngiltere merkezli “… Ltd.” ünvanıyla lojistik şirketi kurduğunu ve hem … hem de … Ltd. ibarelerinin İngiltere’de kendi adına marka olarak tescilli olduğunu, davalınınmüdürlükten doğan görevini hukuka aykırı olarak kullandığını, davalının şirket çalışanlarını müvekkiline karşı kışkırtıp cephe aldırdığını, kârlığı artan şirketi zarar ediyor gösterdiğini, şirketin ticari ünvanını kendi adına marka tescili için müracaat ettiğini,davalının amacının şirketin içini boşaltmak olduğunu, bu nedenlerle TTK 630/2 maddesi gereği davalının şirket yönetimi hakkının ve temsil yetkisinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, mahkemece gerek görülmesi halinde müvekkili davacının da şirket yönetimi hakkının ve temsil yetkisinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve şirkete mali müşavir bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 28/04/2019 tarihli dilekçesiyle; dava açıldıktan sonra aynı gün davalının azmettirmesi sonucu …lakaplı bir şüphelinin arayarak tehdit ettiğini ve davalı …’yü aramasını ve şirket hisse devriyle ilgili anlaşma imzalamasını istediğini, davanın konusunun sadece yöneticilerin azline ilişkin olmadığını, aynı zamanda davalının haksız olarak iktisap ettiği bedellerin şirkete iadesi ve genel kurulun toplantıya çağrılması talebini içerdiğini, ilk duruşma tarihine kadar davalının ortada şirket bırakmayacağının çok açık olduğunu, tedbir kararı verilmemesi halinde,ticari itibarı ve markası yok olmuş bir şirketten başkasının kalmayacağını belirterek ihtiyati tedbir talebini yinelemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 12/04/2019 tarihli ara karar ile; asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine imkan bulunmadığı uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine,yinelenen talep üzerine 29/04/2019 tarihli ara karar ile; 12/04/2019 tarihinde ihtiyati tedbir isteminin istinaf başvuru yolu açık olmak üzere reddine karar verildiğinden, dosya kapsamıyla yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; dava dilekçesinde yer almayan ve sonradan ortaya çıkan şartlar ve gerekçelerle yeni tedbir talebinin hiçbir şekilde dikkate alınmayarak reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının azmettirmesiyle müvekkilinin tehdit edildiğini,ancak davalının herhangi bir anlaşma yapmadığı gibi e-posta ile tehdit ve şantaja devam ettiğini,davalının temsil yetkisinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve şirkete mali müşavir kayyım atanmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE :Taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK 630 maddesi uyarınca şirket müdürünün temsil yetkilerinin sınırlandırılması ve kaldırılmasına yönelik olup,başlangıçta ihtiyati tedbir kararıyla temsil yetkisinin kaldırılarak dava süresince şirkete kayyım atanmasıdır.Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, bu nedenle tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil yaklaşık ispat yeterli olacağı HMK 390/3 maddesinde düzenlenmiştir. Değişik ifade ile ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın subutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın başarılması yeterlidir. TTK’da kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmayıp TMK 403/2 maddesinde kayyımın belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için atanacağı, 427.madde ile de bir tüzel kişi gerekli organlarından yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamış ise kayyım atanır hükmünü içermektedir. TTK 630 maddesinde müdür veya müdürlerinin yönetim ve temsil hakkının kaldırılması ve sınırlandırılmasının her ortağın mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiştir. Müdürlerin azil davasında tüm deliller toplandıktan sonra gerekli görüldüğünde ve fevkalade durumlar bulunduğu takdirde şirketi organsız bırakmamak amacıyla şirket müdürlerinin görevine devam edemeyeceği anlaşılırsa; şirkete temsil veya yönetim kayyımı atanması TTK hükümleri uyarınca mümkün olup yönetim veya denetim kayyımı atanması da geçici bir hukuki koruma tedbiridir. Mahkemece böyle bir geçici hukuki korumaya karar verilebilmesi için ,somut bir tehlikenin varlığı zorunludur.Böyle bir tehlike olmadıkça ihtiyati tedbir kararı verilemez. Eldeki davada davacı ve davalının şirketin %50 oranında ortakları olduğu ve her ikisinin münferit temsil yetkisini haiz oldukları anlaşılmaktadır.İhtiyati tedbir talebinin incelendiği aşamada davacı tarafça sunulan delillerin şirket müdürünün kötü yönetimi bakımından mahkemeye kanaat verecek düzeyde olmadığı , davacı vekilinin istinaf başvurusundaki sebeblerin ve gerekçelerin varlığı ve doğruluğu yapılmakta olan yargılama sonunda belirleneceğinden yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği açıktır.Şirket yönetiminin esas olarak genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması gerektiği zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esas olduğu gözetildiğinde ,dosya mevcudunda somut bir tehlikenin varlığı hususunda yaklaşık ispat koşulunun yerine gelmediğinin kabulü gerektiği; dosya mevcudunun yaklaşık ispat düzeyine ulaşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar veren mahkemenin takdirinde isabetsizlik görülmemiş, İlk derece mahkemesince değişen durum ve koşullar aşamalar itibariyle değerlendirilecek olup ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2019