Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1207 E. 2021/1602 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1207
KARAR NO: 2021/1602
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2017
NUMARASI: 2014/43 Esas – 2017/474 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili banka bünyesinde birleştirilen … A.Ş. müşterisi müflis … A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereği borçluların yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu amaçla asıl borçlu ve müteselsil kefil sıfatı bulunan davalının da aralarında bulunduğu borçlulara Beyoğlu … Noterliği’nin 13/01/2000 tarih … yevmiye nolu kat ihtarının gönderildiğini, yine borçlulara Beyoğlu … Noterliği’nin 25/07/2005 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile teminat mektuplarının depo edilmesi ihtarında bulunulduğunu, ancak herhangi bir ödemede bulunulmadığını, bu sebeple başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına davalının haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek davalının itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davaya cevap dilekçesi sunulmamış, aşamalardaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, … A.Ş. ile dava dışı … A.Ş. Arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalının müteselsil kefaleti bulunduğu,kredi hesaplarının 13/01/2000 tarihi itibariyle kat edildiği, ancak kat ihtarının davalıya tebliğ edilemediği, davalının takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, dava dışı borçlu lehine düzenlenen mektuplara ilişkin komisyon alaacğına ilişkin gecikme faizlerinin banka tarafından tespit edilen akdi faiz oranları dikkate alınarak hesaplandığı, ihtarname tarihine kadar birikmiş komisyon ve gecikme faizlerinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla takibin nakdi alacak yönünden 16.640-TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 67.721,08-TL için devamına, gayrinakdi alacak yönünden, meri 17 adet toplam 2.013,25-TL tutarında teminat mektuplarının güncel değeri olan 19.376,47-TL’nin deposunu teminen devamına,nakit alacak üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; genel kredi sözleşmesi’nin 51/1. maddesinde, bankaya bildirilen adrese yapılan tebligatların kendilerine yapılmış sayıldığı ve adres değişikliğinin noter kanalı ile bildirilmediği takdirde itiraz haklarının olmayacağının düzenlendiğini,her üç ihtarnamenin de davalının genel kredi sözleşmesinde bulunan adresine gönderildiğini, adres değişikliğinin bildirilmediğini, bu nedenle temerrüt tarihinin ihtarname tarihi olarak dikkate alınması gerektiğini, Merkez Bankasına gönderilen yazıda bankaca tahsil edilecek ücret, masraf ve komisyonların minimum tutarının yıllık % 2,devrevi minimum 30-TL olarak uygulanacağının bildirildiğini, bilirkişinin bankanın bu uygulamasını dikkate almaksızın hatal rapor tanzim ettiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerin ödenmemesi sebebiyle başlatılan takibe müteselsil kefil sıfatı bulunan davalının itirazının iptaline ilişkindir. Mahkemece, temerrütün icra takibiyle gerçekleşmesinden dolayı, alacağa takip tarihine kadar akdi faiz oranı üzerinden hesaplama yapan, komisyon ücretleri bakımından ise bankaca belirlenenin aksine 20-TL’yi dikkate alan bilirkişi raporuna itibarla, davacının nakdi alacağa ilişkin talebi kısmen, gayri nakdi alacağa ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 490.maddesi (6098 sayılı TBK’nun 589/1.md.) gereği kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur. Kefil asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumludur. Ancak kendi temerrüdü oluştu ise bu aşamadan sonra limit ile sınırlı olmaksızın kendi sorumluluğu başlar. Kefil, takipten önce temerrüde düşürülmemişse hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olur. Temerrüt için hesap kat ihtarının kefile tebliği şarttır (Yarg. 19. HD. 07/12/2015 tarih, 2015/3357 E. 2015/16301 K. Sayılı kararı). Diğer taraftan taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi’nin 52.1 maddesinde müşteri ve kefiller tarafından sözleşmede bildirilen adreslerinin değişmesi halinde yenisini bankaya bildirilmesi gerektiği, aksi halde bildirilen adreslere yapılacak tebliğlere itiraz hakkı bulunmayacağı düzenlenmiştir. Davalı kefil, 12/08/1997 tarihli genel kredi sözleşmesinde adres olarak …, B…. D…. Tuzla adresini, 14/01/1999 tarihli ek genel kredi sözleşmesinde ise Cevizli, … Cad. N…. Maltepe adresini bildirilmiştir. Beyoğlu … Noterliği’nin 13/01/2000 tarihli, Beşiktaş … Noterliği’nin 21/06/2004 tarihli, Beyoğlu … Noterliği’nin 25/07/2005 tarihli ihtarnamelerinde ise davalının ilk bildirdiği Tuzla adresi gösterilmiş ve davalıya tebligat yapılamamıştır. Her ne kadar bankaca adres değişikliğinin bildirilmemesi nedeniyle temerrütün ihtarname ile gerçekleştiği ileri sürülmüş ise de, davalı kefil tarafından sonraki tarihli ek genel kredi sözleşmesinde ilk adresten farklı olarak Maltepe adresi bildirilmiştir. Dolayısıyla ek genel kredi sözleşmesi ile sözleşmenin karşı tarafı bankanın adres değişikliğinden haberdar olduğunu kabul etmek gerekir. Buna rağmen tebligat ilk adrese gönderildiğinden usulüne uygun bir tebligattan bahsedilemeyeceğinden temerrütün icra takip tarihinde gerçekleştiğinin benimsenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar davacının talep ettiği teminat mektubu komisyonunun Merkez Bankası’na yapılan 16/10/2001 tarihli bildiri ile yıllık %2, minimum 50 TL olarak belirlendiği, 16/05/2003 tarihinde tüm şubelere yapılan duyuru ile komisyon oranının % 2, minimum 30-TL olarak kararlaştırıldığı ileri sürülmekte ise de, kararlaştırılanın aksine daha yüksek oranda veya miktarda komisyon istenebilmesi için müşterinin veya komisyon ödeyecek kimsenin bunu bilmesi ve icazet vermesi gerekir. Bu konu ile ilgili borçlulara bildirimde bulunulduğuna ilişkin dosyada belge ve bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının tek başına belirlediği komisyon bedelinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı bankanın aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine,dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021