Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1195 E. 2021/1493 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1195
KARAR NO: 2021/1493
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2019
NUMARASI: 2017/60 Esas 2019/64 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacılar ve davalı vekilleri tarafından istinafı üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; 20.10.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısının nakdi sermaye artırımı ve esas sözleşmenin sermaye maddesinin değiştirilmesi başlıklı 2. gündem maddesinin iptali gerektiğini, gündem metninde artan nakdi sermayenin 1/4’ünün ödendiğinin yazılı olduğunu, toplantıda alınan kararda ise “ödenecek olup” şeklinde geçtiğini, bu durumun gündeme bağlılık ilkesine aykırı olduğunu,şirketin haklı nedenle feshini talep eden müvekkillerinin dava sonucunda alacakları miktarı azaltmak için pay oranlarını düşürme amacı taşıdığını, şirketin kuruluşundan beri kar payı dağıtılmaması nedeniyle sermayeye aktarılabilecek önemli ölçüde kar ve fon bulunduğunu, sermaye artırımı için hiçbir gerekçe bulunmadığını, davalı şirket tarafından her ne kadar yeni bir fabrika yapımı için banka kredisi alınması için sermaye oranının artırılması gerektiği ifade edilmiş ise de, davalı şirketin halihazırda satış ofisi ve işler durumda ve yeterli ölçülerde birkaç yıl önce hizmete açılmış fabrika binası bulunduğunu, davalı şirket bilançoları incelendiğinde sipariş ve üretim ağında genişlemeyi gerektirir bir artış olmadığı açık olmasına rağmen yeni bir fabrika inşaa edilmesi için banka kredisi alınmasının haklı bir gerekçe olmadığını, davalı şirketin yönetim kurulu başkanının davacı müvekkili pay sahiplerinin bilgi ve rızası dışında … Ltd. Şti. ünvanlı bir şirket kurarak kar miktarının büyük bir kısmını bu şirket üzerinden elde ederek, davalı şirketin gelirini kritik rakamlar altına düşmeyecek oranda sabitleyerek halihazırda müvekkillerinin meşru haklarını hukuka aykırı olarak engellediğini, TTK’nın 462/3-1 maddesi uyarınca bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması halinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden sermayenin taahhüt edilmesi yoluyla sermayenin artırılamacağını, kanunun emredici hükmüne aykırı olarak huzurdaki davaya konu sermaye artırımının yapılmasının iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, genel kurulda alınan finansal tabloların okunması, müzakeresi ve oylanmasına dair 4. maddenin iptalinin gerektiğini, TTK’nın 437. maddesi gereğince davalının şirketin finansal tablolarını genel kuruldan en az 15 gün önce inceleme için hazır bulundurması gerektiğini, ancak 19.10.2016 tarihinde vekil olarak inceleme için şirket merkezine mesai saatleri içerisinde gidilmesine rağmen şirket çalışanları tarafından bilançolarının incelenmesine izin verilmediğini, bu nedenle müvekkillerinin şirketin gelir tablosu ve bilançolarından haberdar olamadığını, genel kurul sırasında da bu konuda hiçbir belge sunulmadığını, 2015 yılı kar dağıtım teklifine ilişkin 6. maddede alınan kararın da iptalinin gerektiğini, her sene kar ettiği belirtilen şirketin kuruluşundan bugüne kadar hiç kar dağıtmamış olmasının da iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek, davalı şirket 20.10.2016 tarihli 2015 yılı olağan genel kurulunca alınan 2, 5 ve 6 numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacıların 20.10.2016 tarihli genel kuruldan önce ya da toplantı sırasında iştirak taahhütnamesine imza atmadıklarını, ödemeleri gereken sermaye artırım bedellerini genel kuruldan önce ya da toplantı sırasında getirmediklerini, gündemde sermaye artırımına ilişkin maddede “ödenmiş olup” olarak geçen ibarenin genel kurul kararında “ödenecek olup” şeklinde yer aldığını, bunun nedeninin ise davacıların sermaye artırım bedelini getirmemeleri olduğunu, değişikliğin hiçbir hak kaybına neden olmadığını, bu nedenle kararın iptalinin istenemeyeceğini, bu konuda davacıların bir muhalefet şerhinin de bulunmadığını, şirketin mevcut durumunda sermaye artırımı yapması için tüm şartların yerine getirildiğini, şirketin Dilovası ilçesinde fabrika binası inşaatının bulunduğunu, şirketin ekonomik durumu ve yeni yatırım planları gereği sermaye artırımının gerekli olduğunu, tesisin faaliyete geçmesiyle üretimin 4 kat artacağını, fabrika arsasına 5 yıl içinde fabrika yapılmaması halinde OSB yönetiminin arsaları bedelsiz olarak geri aldığını, bu nedenle inşaatın bitirilmesinin şirket için elzem olduğunu, 2015 yılı genel kurulunda kar dağıtılmamasının nedeninin de davalı şirketin devam etmekte olan fabrika inşaatı olduğunu, bu yatırımın tüm hissedarların çıkarına olduğunu, müvekkili şirketin öz sermayesi yeterli olmadığı için kredi almaya çalıştığını, bankaların ise sermaye yetersizliği nedeniyle kredi vermemeleri nedeniyle sermaye artışına gidildiğini, şirketin nakit sıkıntı içinde inşaata devam edemezken kar payı dağıtamayacağını, şirketin finansal tablolarının genel kuruldan en az 15 gün önce pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğunu, aksini davacıların ispatlaması gerektiğini, yine bilgi alma hakkı engellenen pay sahiplerinin mahkemeye başvuru hakları bulunduğunu, davacıları ise bir başvurusunun bulunmadığını, sermaye artırımında aslolanın şirket çıkarları olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı şirketin halen üretimini İmes OSB Dilovası Kocaeli adresinde … ada … parselde kayıtlı 4.000 metrekare arsa üzerindeki fabrika binasında sürdürdüğü, sermaye artışına neden olarak gösterilen arsanın 2013 yılında alındığı, OSB’nin alınan arsaların üzerine 2 yıl içinde inşaat yapılması gereği nedeniyle finansman için sermaye artırımı yapıldığının savunulduğu, teknik bilirkişi raporunda bina yapılan arsanın yakın bir dönem itibariyle ihtiyaçtan kaynaklanmadığı, ileride işletmenin genişletilebileceği planlamasından kaynaklandığı,inşaatın geldiği aşama itibariyle, idari binanın %50, imalathane binasının %80 oranında tamamlandığı, taşınmazın mevcut hali ile değerinin 12.370.792-TL olduğu, yatırım amaçlı olsa dahi, bu yatırımın davalı şirket ortakları açısından ekonomik bir değer sağladığının tespit edildiği,davalı şirketin 31.12.2015 tarihli bilançosunda dava konusu genel kurul toplantı tarihi itibariyle sermayeye ilave edilebilecek TTK 462/3 maddesinde, “Bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması halinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamaz.”denildiği ,hem bu fonların sermayeye dönüştürülmesi hem de aynı zamanda ve aynı oranda sermayenin taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılabilir…” şeklindeki hükmü uyarınca sermayeye dönüştürülebilecek fonları bulunduğu da tespit edildiğinden, talebe konu 2 no.lu kararın iptalinin gerektiği,davalı şirket satışları ile ilgili olarak yapılan analizlere göre finansal yönden 4 ve 6 no.lu kararların iptali koşullarının oluşmadığı, davaya konu edilen 2015 yılı karının dağıtılmamasına yönelik karara muhalefette kar dağıtılmamasına ilişkin gerekçelerin gerçeklikten uzak bulunduğu, azınlık statüsündeki pay sahiplerinin kar almasının kasıtlı olarak engellendiğinin ileri sürüldüğü, 2 no.lu karar bağlamında davalı şirketin yatırım planlaması ve finansmanına olan gereksinme nedeniyle 2015 yılı karının dağıtılmayarak şirket bünyesinde tutulmasının planlandığı, dolayısıyla 4 no.lu kararın iptali talebinin ve TTK 437. Maddesi uyarınca davacıların başvurusunun olmadığı nazara alınarak 6 no.lu kararın iptali yönündeki talebin reddi gerektiği gerekçesiyle, davalı şirketin 20.10.2016 tarihli 2015 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin olan 2. gündem maddesinde alınan kararın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:1-Davacılar vekili; genel kuruldan bir gün önce bilançolarının incelenmek istendiğini ancak şirket çalışanlarınca incelemeye izin verilmediğini, genel kurul esnasında da müvekkillerine bu konuda hiçbir belge sunulmadığını, bu nedenle şirket gelir tablosu ve bilançolarının tam anlamıyla müzakere edildiğinin söylenemeyeceğini, müvekkillerinin bilgi alma haklarının ellerinden alındığını, bu nedenle 4 numaralı kararın iptalinin gerektiğini, davalı şirketin kuruluşundan bu yana hiçbir zaman kar dağıtımı yapmadığını, şirketin aslında zarar edeceği bir inşaat için kar dağıtmamasının dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, yatırım amaçlı sermaye artırımı için dağıtılmamış kardan yapılacak aktarım hesap dışı bırakılarak karın bir miktarının dahi dağıtılmamasının dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını belirterek, kararın kaldırılarak 4 ve 6 numaralı genel kurul kararlarının da iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; müvekkilinin şirketin çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda sermaye artışına gittiğini, iç kaynaklardan sermaye artırımının zorunlu olmayıp ihtiyari olduğunu, yapılan yatırımın şirkete değer kazandırdığını, müvekkili şirketin dış kaynaklardan sermaye artırımı yapmasının şirket lehine olduğunu, şirketin mevcut fabrika binasının yeterli gelmediğini, imalathane kısmının %80 oranında tamamlandığını, taşınmazın 11.02.2012 tarihinde satın alındığını, OSB yönetiminden alınan arsalarda 5 yıl içerisinde fabrika yapılması gerektiğini, müvekkili tarafından OSB yönetiminden inşaatın tamamlanması için son bir kez süre uzatım izni alındığını,şirketin ihtiyaç nedeniyle sermaye artışına gittiğini belirterek, kararın kaldırılarak 2 numaralı karar yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 20.10.2016 tarihli genel kurulunda alınan 2, 4 ve 6 numaralı genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. Davacılar tarafından, sermaye artırım kararının gündeme bağlılık ilkesine aykırı olduğu, müvekkillerinin bilgi alma haklarının engellendiği, sermaye artırım koşullarının bulunmadığı, şirketin kurulduğu günden bu yana kar dağıtımı yapmadığı ileri sürülmüş; davalı tarafından ise şirketin yeni fabrika inşaatı kaynaklı finansman ihtiyacı nedeniyle sermaye artırımı ve kar dağıtılmaması kararlarının alındığı, davacıların bilgi alma haklarının engellenmediği savunulmuştur. Genel kurulun dava konusu 2 nolu kararı, davalı şirketin 5.000.000-TL olan esas sermayesinin 2.000.000-TL artırılarak 7.000.000-TL’ye çıkarılmasına ilişkindir. TTK’nın emredici nitelikte bulunan 462/3 maddesine göre, “Bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması halinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamaz. Hem bu fonların sermayeye dönüştürülmesi hem de aynı zamanda ve aynı oranda sermayenin taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılabilir…” Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da davalı şirketin genel kurul tarihi itibariyle sermayeye eklenebilecek nitelikte geçmiş yıllar karı bulunduğu tespit edilmiştir. Açıklanan emredici yasa hükmü doğrultusunda davalı şirket genel kurulunca alınan 2 numaralı karar iptale tabi olup, mahkemece işbu maddede alınan kararın iptaline karar verilmesi isabetsizlik yoktur. Genel kurulun 4 nolu kararı, 2015 yılı finansal tablolarının okunması, müzakeresi ve oylanmasına ilişkindir. Davacılar vekilince, TTK’nın 437. maddesi hükmüne rağmen şirket bilançoları ve finansal tablolarının incelenmesine izin verilmeyerek bilgi alma haklarının engellendiği gerekçesiyle, işbu kararın iptali talep edilmiştir.TTK 437/1 hükmü ,belgelerin pay sahiplerine verilmesini değil, onlar tarafından istendiğinde incelenmek üzere şirket merkezinde ve varsa şubelerinde hazır bulundurulmasını öngörmektedir.Sayılan belgelerin hazırlanarak toplantı tarihinden en az 15 gün önce incelemeye hazır tutulması, bu yükümlülüğün yerine getirilmesi bakımından yeterlidir. Somut olayda toplantı tutanağında ; davacı … vekili … tarafından toplantı tarihinden bir gün önce şirkette YK başkanı tarafından verilen faaliyet raporunun kısıtlı bir zaman dilimi içerisinde incelendiği ifade edilmiş, şirketin mali tablolarına ilişkin sorular sorulmuştur. Bilgi edinme hakkının yeteri kadar kullanılamamasının yanlış karar alınmasına ve bu kararın hangi sebeplerle usul yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı olduğunun ispatı gerekmektedir.Bu haklarının ihlal edilmiş olduğu kabul edilse dahi, davacıların vekillerinin toplantıya katılarak muhalefetlerini tutanağa yazdırmış oldukları anlaşılmaktadır., Ancak bilgi alma hakkının ihlali halinde dahi, bilgi vermeme ile alınan kararlar arasında illiyet bağının bulunması halinde kararların iptalinin söz konusu olabileceği bu yönde somut iddia ve delil bulunmadığı anlaşılmakla 4 nolu karar bakımından ,istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Genel kurulun 6 numaralı kararı, şirket ortaklarına kar payı dağıtılmamasına ilişkindir. Davalı tarafça kar payı dağıtmama gerekçesi, şirketin devam etmekte olan yeni fabrika inşaatı nedeniyle oluşan finansman ihtiyacı olarak gösterilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fabrika inşaatı için arsanın 2012 yılında satın alındığı, idari bina inşaatının %50, imalathane inşaatının %80 oranında tamamlanmış olduğu, taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin 12.370.792-TL olduğu, yatırıma konu arsanın önceki yıllarda alınmış olması, davalı şirket aktifinde yer alması, inşaat süreci ile katılan aktif değerine göre inşaatın kısa dönemde salt yatırım amaçlı olsa dahi ortaklar açısından ekonomik değer sağladığı hususları tespit edilmiştir. Şirketin ileride üretim artışı planlaması nedeniyle söz konusu yatırımın yapıldığı, inşaatın geldiği aşama itibariyle de tamamlanmasının şirket lehine olacağı, bu nedenle oluşan finansman ihtiyacı nedeniyle kar dağıtılmamasına ilişkin iptal koşullarını yerinde görmeyen ilk derece mahkemesinin takdirinde isabetsizlik görülmemiş, davacı ortakların kar payından mahrum bırakma amacıyla alındığına ilişkin istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacılar ve davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021