Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1194 E. 2021/1601 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1194
KARAR NO: 2021/1601
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2018/693 Esas-2019/280 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında tekstil ürün alımına ilişkin ticari ilişki olduğunu, davalı tarafın bir süredir aleyhine oluşmuş olan cari hesap bakiyesini tüm ikazlara rağmen kapatmadığını, buna ilişkin İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak davalı borçlunun haksız olarak ilgili icra dosyasına itiraz ettiğini ileri sürerek davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı taraftan alınan ürünlerin bir bölümünün düzenlenen irsaliyeli faturalar ile davalı tarafa iadesinin yapılmış olduğu, bu hususun vergi dairesinden alınan BA formlarına da yansıdığı, dolayısıyla davalının söz konusu malları iade aldığının ispatlanmış olduğu, davalının iade aldığı ürünlerden dolayı fazladan aldığı 9.516,25 TL lik ödemeyi davacıya iade ettiğine dair ispat edici mahiyette vesaik sunmadığı, davacının 22.02.2018 takip tarihi itibarı ile davalı taraftan 9.516,25-TL alacaklı olduğu, buna karşılık alacağın likit olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; müvekkili şirkete yargılama sırasında yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, müvekkiline iade faturasına konu olan ürünlerin teslim edilmediğini, faturada imzası bulunan kişinin malları iade almaya yetkili kişi olmadığı gibi bu kişinin şirketin yetkilisi de olmadığını, faturaya itiraz edilmemiş olmasının içeriğinin kabul edildiğine karine teşkil etmediğini, irsaliyeler üzerinde yeterli inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesini hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için genel haciz yolu ile başlatılan takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Davacı cari hesaba dayalı alacağının tahsilini talep etmiş olup, yargılama sırasında ibraz ettiği 10/10/2017 tarihli 9.412,81-TL bedelli, 10/10/2017 tarihli 4.488,44-TL bedelli, 17/10/2017 tarihli 18.297,93-TL bedelli, 09/11/2017 tarihli 29.507,62-TL bedelli 4 adet iade faturasıyla davalıdan 9.516,25-TL alacaklı hale geldiğini ileri sürmektedir. Mahkemece, davacı tarafından düzenlenen iade faturası içeriği malların davalıya iade edildiği, bu durumda davacının davalıdan cari hesapta 9.516,25-TL alacaklı hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hükme karşı istinaf yoluna başvuran davalı istinaf dilekçesinde, iade faturalarını inkar etmiş olup ayrıca savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüştür. Davalı vekili dava dilekçesi tebliğinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ,savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüştür.Dava dilekçesi davalı şirket adına daimi çalışan … isimli kişinin imzasına tebliğ edildiği, bu kişinin davalı tarafça vergi dairesine bildirilmek suretiyle benimsenen 10/10/2017 tarihli faturalarda ismi ve imzası bulunduğu anlaşılmakla taraf teşkilinin sağlandığı, duruşma gününün, bilirkişi ara kararının, bilirkişi raporunun usulüne uygun bir şekilde aynı adresde tebliğ edildiği, dolayısıyla davalının savunma hakkının kısıtlanmadığı anlaşıldığından davalının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan davacı iade faturasındaki teslim alan imzalarının müvekkili şirketi temsile yetkili kişiye ait olmadığını, bu malların müvekkili şirkete iade edilmediğini ileri sürmüştür.TBK 551 maddesi anlamında özel olarak yetkilendirilmemiş olsa dahi çalışanlar alışılmış işler kapsamında olan işleri görmeye yetkili olduğunun kabulü gerekir.Davalı şirketi temsile yetkili olanların iade malları teslim alması gerektiğinin ileri sürülmesi yerinde görülmemiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan gelen BA formlarında bahsi geçen 4 adet iade faturasının davalı tarafından beyan edildiği, dolayısıyla davacı tarafından düzenlenen iade faturalarının davalı tarafından tebliğ alındığı ve benimsendiği anlaşılmaktadır. İade ve teslim alınan malların bedelinin iade edilmesi gerekmektedir.Davalının iade faturalarını inkara yönelik istinaf nedenleri isabetli bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 650,05-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 162- TL harcın mahsubu ile bakiye 488,05‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021