Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1182 E. 2021/1668 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1182
KARAR NO: 2021/1668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2017/993 Esas – 2019/353 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında 22/06/2016 tarihinde akdedilen Mal Alım Satım Sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki kapsamında müvekkil şirketin davalı şirketten 16.830,70 -USD tutarında alacaklı olduğunu, davalı şirketin yapılan tüm konuşmalara ve sözlü uyarılara rağmen bu tutarı müvekkiline iade etmediğinden alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve mesnetsiz olarak yaptığı itiraz ile takibin durduğunu itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; tarafların aralarında yaptıkları sözleşme çerçevesinde; mail yazışmalarından anlaşılacağı üzere davacı tarafın siparişi üzerine müvekkil şirket ilki 25.02.2016, sonuncusu 31.03.2016 tarihinde olmak üzere 6 sevkiyat programlayıp 8 tırlık yüklemeye ilişkin tarih bilgilerini davacıya sunduğunu, bunlara ilişkin olarak sözleşmenin 5. maddesine göre toplam ürün bedelinin yarısı gönderilmişse de geriye kalan ücret verilen süre içerisinde ödenmediğini,müvekkili şirketin programa uygun şekilde kalan siparişleri göndermeye devam ettiğini, davacı şirket yetkilisi … müvekkil şirkete mail göndererek Irak’ta yaşanan siyasi ve terör olaylarından dolayı satışları yapamayacaklarını ve 8 tırlık siparişten geriye kalan 4 tır kömürün alımından vazgeçtiklerini bildirdiğini, müvekkil şirketin kalan 4 tırlık kömürü göndermişse de karşı tarafın almadığını, sözleşme maddelerini ihlal edenin davacı taraf olduğunu, müvekkil şirketin sözleşme ile kendilerine yüklenen tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiğini, davacının davasının haksız olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Taraflar arasındaki sözleşmenin birinci maddesinin; satıcının ürünü hazırlayacağı ve bir haftaya kadar alıcının ürünü almasa dahi bedeli ödemek zorunda olduğunun düzenlendiği, satıcının ürünü hazırladığı ve alıcının piyasa koşullarından dolayı ürünün yarısını teslim almadığı, ürün bedeli peşin ödendiğinden davacı alıcının sözleşmeye göre ödediği parayı geriye isteyemeyeceği, sözleşmenin üçüncü maddesinin ayıplı ürüne ilişkin olup dava ile ilgisi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davacı vekili; müvekkil şirket taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında sipariş ettiği 8 tır kömürü, siparişten sonra ancak makul süre içerisinde 4 tırlık siparişi iptal etmek zorunda kaldığını, bunun üzerine taraflar aralarında yaptıkları yazışmalar ile bu konu hakkında anlaştıklarını buna rağmen mahkemenin taraflar arasındaki yeni iradeyi ve sözleşme tadilini görmezden gelerek karar verdiğini, hiçbir hukuk düzeninin bir kişinin veya kurumun haksız şekilde iktisabı üzerine malvarlığında meydana gelen zenginleşmeyi korumayacağını, bu kapsamda müvekkil şirket kömür almamasına rağmen almışçasına parasını ödemek zorunda kaldığını, bu sebeple dahi takibin devam etmesi gerektiğini bu nedenlerden dolayı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında 22.06.2016 tarihinde imzalanan … marka pratik mangal kömürü alım satım sözleşmesi gereğince; ürünlerin yarısının siparişinin davacı tarafından iptal edilmesi sonucu, davacı tarafından ürünlerin teslim alınmaması nedeniyle, teslim alınmayan ancak bedeli davacı tarafından davalıya peşin ödenen bedelin, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle davacıya iadesi için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının vaki itirazının iptaline ilişkindir. 22.06.2016 tarihli sözleşmenin 1 maddesi gereğince; davacı alıcı tarafından siparişi istenilen ürünlerin yine davacı alıcının bildirdiği tarihte tedarik edilerek davacı alıcıya teslimatı yapılacağı, davacı alıcı ve davalı satıcının kararlaştırdığı tarihten sonraki tarihte yapılacak teslimatların davacı alıcı tarafından alınmak zorunda olmadığı, davacı alıcının uğradığı müspet ve menfi zararlardan davalı satıcının sorumlu olduğu, kararlaştırılan tarihlerde ürünlerin 1 hafta içerisinde davacı tarafından alınmaması durumunda üretilen ürünlerin kalan ödemesinin davacı alıcı tarafından davalı satıcıya yapılacağı, 3. maddesinde; malların davalı satıcının fabrikasında araç üstünde teslim edileceği, teslim sonrası taşıma ve depolamada ortaya çıkacak hasar ve zararın ortaya çıkmasında davalı satıcının sorumlu olmayacağı,malın ayıplı çıkması durumunda fotoğraf ile tutanakla durumun tespit edilip davalı satıcıya ayıplı malların iadesinin gerektiği, davalı satıcının davacı alıcıya yeni ürün vereceği, davacı alıcının ürünlerin bir kısmını veya tamamını almaktan vazgeçmesi halinde ürünlerin iade edilip ödenen bedelin faizi ile üç iş günü içerisinde davalı satıcının bu bedeli iade edeceği,Sözleşmenin 5. maddesinde; ürünlerin siparişinin verildiği tarihten itibaren davacı alıcının, davalı satıcıya 7 gün içerisinde toplam ürün tutarının % 50’sini şirket hesabına havale edeceği, geri kalan %50 bakiye kısım içinse ürünlerin yükleme gününden itibaren 45 gün vadeli çek vereceği, siparişlerin her ayın ilk haftası verileceği, peşin ödenen % 50 tutar için alıcı satıcıdan senet alınacağı ,imza tarihinden itibaren 1 yıl süreli olan sözleşmenin taraflardan biri tarafından on beş gün önceden yazılı olarak yapılacak fesih beyanı ile sona erdirilinceye kadar yürürlükte kalacağı,11.maddesinde; taraflar arasındaki sözleşmede yapılacak değişikliklerin yazılı olmasının gerektiği, sözleşmedeki hükümlerden ayrılan münferit fiili uygulamaların sözleşmenin değiştirilmiş olduğu anlamını taşımayacağı, 16. maddesinde; anlaşmada yer alan bir hakkın kullanılmamasının feragat edildiği anlamına gelmeyeceği ve gelecekte kullanımına engel teşkil etmeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme gereğince ürünlerin sevkiyatının 25.02.2016, 05.03.2016, 11.03.2016, 18.03.2016, 24.03.2016, 31.03.2016 tarihlerinde, 8 tır ile, 8.800 koli olarak yapılacağı kararlaştırılmıştır.4400 kolinin davacı tarafından teslim alındığı, sözleşme gereğince tüm ürünlerin bedelinin tamamının davacı tarafından davalıya ödendiği konusunda çekişme bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; davacının Irak’ taki iç karışıklık bulunması nedeniyle ürünlerin yarısını teslim almayacağını davalı satıcıya ileterek ödediği bedelden teslim almaktan vazgeçtiği ürünlerin bedeline tekabül eden kısmın iadesini sözleşmenin üçüncü maddesine göre davalıdan isteyip isteyemeyeceğine dairdir.Davalı satıcı sözleşme gereğince sözleşmeye konu tüm ürünlerin üretildiğini, ürünlerin teslim alınması gerektiğini, teslim alınması için davacının haberdar edildiğini ancak davacının ürünleri teslim almaktan kendi kusuru ile imtina ettiğini ve sözleşmenin birinci maddesi gereğince sözleşmede kararlaştırılan tüm bedele hak kazandığını savunmaktadır. Ticaret şirketi olan tarafların işlerinin tamamının ticari olması karşısında tacir olmanın hükümleri gereğince basiretli tacir olarak serbest iradeleri ile kurdukları sözleşmenin taraflara yüklediği sorumlulukları yerine getirmesi beklenir. Davacı alıcı Irak’ ta yıllardır süre gelen iç karışıklığı ileri sürerek, gerekçe göstererek mail yoluyla daha sonrasında Beyoğlu … Noterliğinin 23.03.2017 tarihli ihtarnamesi ile gerekçe göstermeksizin, bedelinin tamamını ödediği ürünlerden teslim almaktan imtina ettiği- davalı tarafından sözleşmeye güvenilerek üretilen ürünlerin bakiye bedellerinin iadesini sözleşmenin farklı amaç ihtiva eden üçüncü maddesini ileri sürerek istemesi, sözleşmenin birinci maddesi hükmüne, sözleşmenin yukarıda belirtilen diğer hükümlerine, sözleşmenin bütünlüğündeki tarafların saiklerine ve dürüstlük kuralına uygun görülmemiştir. Taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin teslim alınmayan ürün bedeline tekabül eden kısmının iadesinin tahsili amacıyla davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan davalı itirazının, ürünlerin yarısının davacı tarafından sözleşmeye aykırı olarak teslim alınmaması ve davalı tarafından üretilmiş bulunması karşısında, haklı olduğu tespit edilmiş olup; davacının, bedel iade talebine konu icra takibine itirazında davalının haklı olduğu, davacının sözleşme gereğince 16.830,70-USD bedelden davalıya karşı sözleşme serbestisi ilkesi ile basiretli tacir ilkesi gereğince sorumlu olduğu, iddia ve savunma kapsamında delillerin usule uygun olarak toplanıp değerlendirildiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının takibe yapılan davalı itirazının iptali davası ile mal alım satımı sözleşmesi nedeniyle davalıdan bedel iade isteminin reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL daha harcın davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/11/2021