Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1175 E. 2022/60 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1175
KARAR NO: 2022/60
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2016/712 Esas 2019/315 Karar
DAVA: Hisse Senetlerinin Devri Sözleşmelerinin İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkili tarafından 2008 yılında şirketteki hisselerinin 500.000 adedini 500.000-YTL karşılığında aynı zamanda babası olan davalı …’e devrettiğini, söz konusu devir işleminin gerçek olup davalı şirket kayıtlarında yer aldığını, hisse devriyle ilgili 4 suret olarak düzenlenen sözleşmeye daha sonra davalı … tarafından 09/02/2016, 10/02/2016, 11/02/2016, 12/02/2016 tarihlerini içeren kaşe basılmak suretiyle sanki bu tarihlerde de ayrı bir hisse devri olmuş gibi şirket kayıtlarına işlendiği, özel evrakta sahtecilik yapıldığını, oysaki müvekkilinin davalı babasına 2008 yılında yaptığı hisse devri haricinde herhangi bir hisse devrinin söz konusu olmadığını, söz konusu devir sözleşmelerinin gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle devre konu sözleşmelerin iptali ile hisselerin müvekkiline iadesine ve şirket pay defterine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacının babası olan …’in sahtecilikle suçlanmasının kendisine yapılan haksızlık olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece; Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/245 esas sayılı dosyasında tespit edilen maddi olgular, sanık olarak beyanına başvurulan davalı …’in Mahkeme huzurundaki açık beyanı, mahkemede tanık olarak dinlenen …’un ifadesi, şirket sicil kayıtlarına göre 2008 yılında davacının toplam hisse bedelinin 3.075.000-YTL iken 07/03/2016 tarihli yönetim kurulu kararında belirtildiği şekilde hissesinin nominal değerinin 2.175.000-TL olduğu, iki rakam arasındaki farkın 900.000-TL olduğu dikkate alındığında davacı tarafından 2008 yılında gerçekte devrettiği hisse miktarının 500.000-TL’sinin babası olan davalı …’a, 400.000-TL’sinin ise kardeşi olan …’e ilişkin olduğu, toplamda 900.000-TL’lik hisse devri dışında davacının herhangi bir hisse devrinin söz konusu olmadığı, 2008 yılında davalı …’a yapılan 500.000-YTL’lik hisse devrine ilişkin sözleşmelerde yer almayan tarih kısmına bilahare 2016 yılında birer gün arayla 4 ayrı tarih kaşesi basılmak suretiyle toplamda 2.000.000-TL’lik hisse devredilmiş gibi işlem yapıldığı, söz konusu devirlerin gerçeği yansıtmadığı, 2008 yılında 500.000-YTL’lik hisse devrine ilişkin sözleşme suretleri kullanılmak suretiyle 2016 yılında ayrıca 2.000.000-YTL’lik hisse devri yapılmış gibi davacının şirketteki payının düşürüldüğü gerekçesi ile davacı tarafından açılan davanın kabulüne 4 ayrı hisse devir sözleşmesinin iptali ile hisselerin davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı … vekili; davacının hisse devri ile ilgili aldatılmasının mümkün olmadığını,davacının şirketin kurulduğu günden bu yana şirket ortağı olduğu gibi uzun süre YK üyeliği yaptığını, müvekkilinin 2008 yılında 76 yaşında olduğunu, davacının tüm hisse devir işlemlerini davalı babasından misli ile iyi bildiğini, davacının kendi iradesi ile imzaladığının şüphesiz olduğunu, hisse devir sözleşmelerinin tarafların iradelerini yansıttığını, imzaların ıslak olduğunu, hisse devrinin sonradan pay defterine işlenmiş olmasının diğer davalı şirketin takdiri işlemi olup, hisse devir sözleşmelerinin sıhhatini etkilemeyeceğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları, kararın gerekçe bölümünün olması gerektiğini, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın varsayımsal olduğu, ceza dosyasının beklenilmesi gerektiği, sahteliğin bulunmadığı ve davacının hisse devrinin sonradan şirket kaydına alınmasının devrin sıhhatini etkilemediği, kararın gerekçeli olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; davacının ortağı olduğu davalı şirket nezdindeki hisselerinin 500.000- adedini davalı şirket kayıtlarında yer aldığı üzere 500.000-YTL karşılığında aynı zamanda babası olan davalı …’e 2008 yılında devrettiği ancak hisse devriyle ilgili 4 suret olarak düzenlenen sözleşmeye daha sonra davalı … tarafından 09/02/2016, 10/02/2016, 11/02/2016, 12/02/2016 tarihlerini içeren kaşe basılmak suretiyle sanki bu tarihlerde de ayrı bir hisse devri olmuş gibi davalı şirket pay defterine işlendiği, oysaki davacının davalı babasına 2008 yılında yaptığı hisse devri haricinde herhangi bir hisse devrinin olmadığı,devir sözleşmelerinin gerçeği yansıtmadığı iddiası ile hisse devri işlemlerinin iptali ile hisselerin davacıya iadesi ve davalı şirket pay defterine tescili istemine ilişkindir. Davalı … hakkında dava konusu hisse devirlerine ilişkin işlemler nedeni ile özel evrakta sahtecili suçundan Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/245 Esas- 2018/ 889 Karar sayılı 15.11.2018 tarihli karar ile davalı … hakkında mahkumiyet hükmü verildiği ,ceza dava dosyasının istinaf aşamasında bulunduğu tespit edilmiştir. TBK nun 74.madde hükmü gereği ;hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, mahkumiyet kararı ve tespit edilen maddi olgular ile bağlı bulunmaktadır. Davalı … hakkında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmemiş ise de ; davalının ceza dosyasındaki savunması ve tanık beyanları değerlendirildiğinde 2008 yılında davacının davalı babasına 500.000-TL bedelli hisselerini devir ettiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Ancak ,bu hisse devrine ilişkin sözleşmenin birden fazla suret olarak imzalandığı ve 2008 yılında hisse devir sözleşmesinin tescil işlemlerinin tamamlandığı diğer suretlerin de kasaya konulduğu ,daha sonra tarihi boş bırakılan suretlerin doldurularak ayrı ayrı hisse devirleri gibi işlem yapıldığı anlaşılmaktadır.Sözleşmelerin aynı sözleşmenin birebir tekrarı bulunması sadece tarihlerinin değişik olduğu ,davalı tarafında daha evvel aldığı devir beyanlarını 2016 yılında işleme koyduğunu beyan ederek devirlerin hukuken geçerli olduğunu savunduğuna göre ceza davasında verilen kararın kesinleşmesinin sonuca etkisi bulunmadığı açıktır. Açıklanan nedenlerle ; davalı şirketteki davacı hisselerinin davalıya devrine ilişkin sözleşmelerin geçersizliğinin tesbiti ile hisselerin davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı …’den alınması gereken 136.620‬-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 34.199,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 102.420,60-TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı şirketten alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36.30-TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı gider avansından karşılanan 98-TL posta masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/01/2022