Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1167 E. 2021/1547 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1167
KARAR NO: 2021/1547
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2018/1051 Esas – 2019/297 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalının, 24.05.2016 – 01.01.2017 tarihleri arasında … ile müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, ancak davalının prim borcunu ödemediğini, davalı ile müvekkili şirket arasındaki mevcut poliçe sigorta poliçesinde davalının 8 eşit taksitte prim borcunu ödeyeceğini belirtmişse de işbu vadelere davalı tarafından riayet edilmediğini, bu nedenle davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmışsa da takibin davalının haksız itirazı neticesinde durdurulduğunu, müvekkili şirketin ticari defterlerinde … Sigorta adına açılmış alt hesapta raporlanan bakiye içerisinde davalı şirketin bakiye borcunun yer aldığını, …’un broker şirketi olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile müvekkili lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; 24.05.2016-01.01.2017 tarihleri için hazırlanan poliçenin bedelinin bir kısım taksitlerinin ödendiğini, ancak sonrasında tanzim edilen poliçe için broker temsilcisi ile görüşülerek poliçenin iptal edilmesinin istenildiğini, broker temsilcisi ile güven esaslı bir ilişki olması nedeni ile sözlü olarak poliçenin iptalinin istendiğini, söz konusu poliçe 2016-2017 yıllarına ait olmasına rağmen 2018 yılına kadar müvekkiline hiçbir bildirimde bulunulmadığını, müvekkilinin poliçenin iptalini talep ettiğinden poliçenin iptal edildiğini düşünerek görüşme yapmadığını, ancak müvekkiline hiçbir bildirimde bulunulmadan doğrudan icra takibi yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece;davalı lehine taşıyıcı sorumluluk sigortası düzenlendiği,davalının ödenmemiş prim taksitlerinden dolayı 3.580-euro borcu olduğu,davalı tarafça poliçenin iptalinin sözlü olarak istenmesi üzerine iptal edildiği düşünülerek ödeme yapılmadığından bahisle itiraz edilmiş ise de; TTK’nun 1416. maddesinin “Sigorta ettiren tarafından yapılacak tebliğler ve bildirimler sigortacıya veya sözleşmeyi yapan ya da yapılmasına aracılık eden acenteye….yapılır.” şeklinde olup, davaya konu sigorta poliçesinin iptal talebinin geçerli usulle yapılmadığı, davalının ödenmeyen prim alacağından sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; alacak likit olmayıp müvekkilinin de takibe kötü niyetli olarak itiraz etmemesi nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin haksız olduğunu, 2018 yılına kadar müvekkiline hiçbir bildirim yapılmadığını, müvekkilinin de zaten poliçenin iptalini talep ettiğinden poliçenin iptal edildiğini düşünerek bir daha bu konuda bir görüşme yapmadığını, ancak davacı tarafından müvekkiline hiçbir bildirimde bulunulmadan doğrudan icra takibi başlatıldığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bakiye taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesi prim bedeline dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından davalıya 24.05.2016-01.01.2017 dönemini kapsayan taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, toplam 6.265-Euro olan prim bedelinin 01.06.2016 tarihinden itibaren aylık 895-Euro olmak üzere yedi eşit taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığı, davalı tarafından üç taksit ödenmiş olup kalan dört taksit karşılığı 3.580-Euro prim bedelinin ödenmemiş olduğu, bakiye prim bedelinin tutarı konusunda tarafların ticari defterlerinin de birbirlerini doğruladığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça, davacının broker temsilcisi ile aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle sözlü olarak poliçenin iptalinin istenildiği, poliçenin iptal edildiği düşünülerek bakiye bedelin ödenmediği ileri sürülmüştür. TTK’nın 1416. maddesinde, sigorta ettiren tarafından yapılacak tebliğ ve bildirimlerin sigortacıya veya acenteye yapılacağı hüküm altına alınmış olup, somut olayda geçerli bir iptal bildiriminden söz edilmesi mümkün değildir. Davalının bakiye prim bedelinden sorumluluğu devam ettiğinden, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Diğer yandan İİK’nın 67. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasında borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsamda bakiye prim bedelinden ibaret olan alacağın likit olduğu açıktır. Davalının takibe itirazında da haksız bulunmasına göre mahkemece davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.217,63-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 554,50-TLninn mahsubuyla bakiye 1.663,13-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 30,50-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/10/2021