Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1159 E. 2019/845 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1159
KARAR NO : 2019/845
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2019
NUMARASI : 2017/693 E.-2019/74 K.
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalı tasfiye memuru … tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı ihyası istenen … A.Ş. arasında Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinin …. sayılı dosyaları ile görülen davada ihyası istenen şirket aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedildiğini, mahkeme kararlarına istinaden Antalya …. İcra Müdürlüğünün … E. ve Antalya …. İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyaları ile … San ve Tic A.Ş. aleyhine ilamlı icra takipleri yapıldığını, bu aşamada şirketin sicilden terkin edildiğini öğrendiklerini, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından şirketin tasfiyesinin sona erdiğine 31.05.2017 tarihinde karar verildiğini ve 09.06.2017 tarihinde tescil edildiğini, müvekkilinin sicilden terkin edilmiş bir şirketten alacağını bu haliyle tahsil etmesinin mümkün olmadığını ve … San ve Tic A.Ş’nin şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Memurluğu vekili; Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK.nun 32. ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddeleri hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını bildirerek müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Tasfiye memuru … davaya karşı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacı tarafından yapılan icra takiplerinden dolayı sicilden terkin edilen şirketin ihyasının gerektirdiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, davalı şirketin tasfiyesinin tasfiye memurunca icra takibi olduğu halde usulüne uygun olarak yapılmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulduğu, davalı … Sicilinin yasal hasım olması gerekçesiyle yargı giderinden sorumlu tutulmadığı, icra takipleri nedeniyle açılan davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı … vekili; tasfiyesini yaptığı şirket ile ilgili olarak davacının açmış olduğu şirketin ihyası davasından tarafına dava dilekçesinin tebliğ ile haberdar olduğunu, davacının bahsettiği davalardan haberi olmadığını, tasfiyesini gerçekleştirdiği şirkete bu davadan önce herhangi bir tebligat yapılmadığını, bu durumda şirketin ihyasına konu dava sebebiyle yargılama giderlerinden sorumlu olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ortada bir yargılama gideri ve ücreti vekalete hükmedilecekse bunun ancak ihyası istenen şirketin aleyhine hükmedilmesi gerektiğini, tasfiye memurunun şahsi malvarlığı ile bundan sorumlu tutulmasının yasal olmadığını, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’ nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin …nün… sicil numarasına kayıtlı olduğu ve ticaret merkezinin … Kısım … Cad. … Blok D:… Başakşehir/İSTANBUL olduğu, şirketin son tescilinin 09/06/2017 tarihinde yapıldığı, davalı …’nın tasfiye memuru olduğu, şirket tasfiyesinin sona erdiğinin 09/06/2017 tarihinde tescil edilerek sicil kaydının kapatılmıştır.Antalya … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı tarafından terkin edilen şirket aleyhinde başlatılan takipte yargı gideri ile vekalet ücreti alacağına ilişkin 12.550,79 TL’nin 2017/5521 sayılı dosyasında ise 7.024,64 TL alacağın tahsili talep edilmiştir.Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, tasfiyeden evvel ki alacaklarına ilişkin icra takipleri nedeniyle ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği esasen davalı tasfiye memurunun savunmalarının esas takip ve davalarda incelenebilecek nitelikte olduğu gözetilerek, mahkemenin tüzel kişiliğin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin hükmüne yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Dairemizce; Yargıtay 11. HD’nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGK.nun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile “Şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbiti nedeniyle, daha evvel ki uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile HMK.’nun 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 20/06/2019