Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1132 E. 2019/1125 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1132
KARAR NO : 2019/1125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019
NUMARASI : 2018/579 E.-2019/277 K.
DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/09/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin 1973 yılından buyana … yolcu uçaklarının Türkiye ve KKTC’de satış; kiralanması konusunda acentelik ve danışmanlık hizmetleri verdiğini davalı … Amerikalı bir şirket olup, diğer davalının %100 hissedarı olduğunu, … in Ankarada şubesi ve İstanbul’da satış ofisinin olduğunu, diğer davalıya uluslararası satışlar bakımından strateji ve operasyon desteği verdiğini, ilişkilerin 2017 ye kadar devam ettiğini,en son olarak 11/02/2016 tarihinde,2 yıl süre ile geçerli sözleşme imzalandığını,davalı … ile yazılı bir sözleşme bulunmasa da şirketin İstanbul ofisinden emir ve talimat aldığını, bu nedenle her iki davalının müvekkiline karşı sorumlu olduklarını, THY dışında kalan tüm havayollarını davalılara müşteri olarak kazandıranın, münhasır acente olan müvekkili olduğunu, davalı … tarafından 29/06/2017 tarihinde iletilen, tek taraflı irade beyanı içeren bir fesih bildirimi ile sözleşmenin haksız feshedildiğini, müvekkili şirketin portföy tazminatı ve mahrum kalınan ücretleri için davanın açıldığını, sözleşmede yer alan hukuk seçimi, yetki sözleşmesi ve sözleşmenin feshini müteakip “tazminat istenilmeyeceğine” ilişkin maddelerin geçersiz olduğunu, sözleşmenin 11.07 maddesindeki hukuk seçimi ve 11.8 maddesindeki yetki koşulunun da geçersiz olduğu, TBK nın 27.maddesi uyarınca kanunun emredici hükümlerine, aykırı olan yetki anlaşmasının hükümsüz olduğunu TBK 122. maddesi uyarınca müvekkiline 4.991,200-usd tutarında denkleştirme tazminatı ve şimdilik 9.480.000- usd tutarında ücret alacağının davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:1-Davalı … vekili; müvekkili ile davacı arasında doğrudan ticari veya hiçbir sözleşmesel ilişkinin bulunmadığını, davacının acente olmadığını belrterek, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini istemiştir.2-Davalı … vekili;taraflar arasındaki ilişkinin danışmanlık/müşavirlik sözleşmesi olduğunu,sözleşmenin 11.8 maddesinde yetkili mahkemenin Washington mahkemeleri olduğunu ve bu düzenlenmenin MÖHUK 47. maddesi kapsamında geçerli olduğunu, yetkili mahkemenin belirlenmesi ile uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukukun belirlenmesinin birbirinden tamamen farklı konular olduğunu, belirtilen konuların kamu düzeninde olduğu varsayılsa bile; bu durumun yabancı bir ülke mahkemesinin yetkilendirilmesine engel olmayacağını,biran için denkleştirme tazminatı yönünden yetki sözleşmesi geçersiz sayılsa bile diğer taleplerinin ayrılması ve TTK 113/3 maddesine dayalı talebi yönünden davanın Washington mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, uygulanan hukuk seçiminin MÖHUK 24.maddesi gereğince geçerli olduğunu,sözleşmenin tamamının davacının danışman olması üzerine kurgulandığını, müvekkilinin Türkiye’deki ticari uçak satım operasyonlarının kendi satış ekibi tarafından yürüttüğünü, davacının sadece danışmanlık hizmeti sağladığını ve müvekkilinin talimatları çerçevesinde ihtiyaç oldukça hizmet alındığını, pörtfoy tazminatı isteminin bu nedenle reddi gerektiğini, ücret alacağının da bulunmadığını belirterek, yetki ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davalı BİC ile yazılı bir sözleşme bulunmadığını ,talep boyutu dikkate alındığında iddianın HMK’nın 200. maddesi uyarınca; yazılı deliller ile kanıtlanması gerektiği, bu yönde bir delil bildirilmediği gibi, davalı … sözleşmenin tarafı olmadığı, davacı ile adı geçen davalı arasında hukuki bir ilişkinin bulunmadığı ve kendisine husumet yöneltilmeyeceği gerekçesiyle, davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan davalı … vekilinin yetki itirazının kabulüne, mahkemenin milletlerarası yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; ön inceleme duruşması bitirilmeden, tahkikat aşamasına geçemeden, delillerin yazılı delil başlangıcı teşkil ettiği varsayımında dahi söz konusu yazılı delil başlangıçlarının delilleri arasında yer alan tanık beyan ile desteklenmek suretiyle HMK’nın 202/1 hükmü gereğince senetle ispat kuralının aşılabileceğini, ön inceleme duruşması bitirilmediği için müvekkili şirkete HMK.’nın 140/5 hükmüne göre başka yerlerden getirtilmesini talep ettiği deliller için açıklama yapma imkanı da verilmediğini, müvekkili şirketin delil listesinde dayanılan ticari defterleri incelemeden … ile arasında bir ticari ilişki bulunmadığı gibi sonuca ulaşıldığını,kesin delil olan yemine de dayandığı, ancak mahkemenin tahkikat aşamasına geçmeyip alelacele davayı reddettiğinden karşı tarafa yemin ettirme imkanlarından da bertaraf edildiğini, acentelik sözleşmesinde sözleşmesel uyuşmazlıklar bakımından A.B.D. Washington eyaletinde bulunan bir kısım mahkemelerin yetkili olacağının öngörüldüğünü, yabancı mahkemeyi yetkili kılan yetki şartının TBK’nın 20. Maddesinde genel işlem şartları denetimine de tabi tutulamayacağı gerekçesinin de hukuka ve Yargıtay HGK uygulamasına aykırı olduğunu,TTK’nın 122/4 ve 12/son maddesi gereği denkleştirme tazminatı ve ücret haklarından önceden vazgeçmek mümkün olmadığından, bu uyuşmazlık bakımından; Acentelik Sözleşmesi’nin 11.8 maddesindeki yetki şartının HMK.’nın 18. maddesi gereğince geçersiz olduğunu, HMK.’nın 8. maddesinde tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konularda yetki sözleşmesinin yapılamayacağını, Ekodan’ın TTK’nın 120. ve sair hükümlerine istinaden acentelik ilişkisi temelinde açacağı ücret ve alacak davaları bakımından da portföy tazminatına ilişkin değerlendirmelerin aynen geçerli olduğunu, Ekodan’ın acentelik sözleşmesi çerçevesinde istemeye hak kazanmadığı tüm ücret ve alacaklarını Türk mahkemelerinde TTK hükümleri uygulanmak suretiyle talep edebileceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık davacı ile davalılardan … arasında imzalanan 11.02.2016 tarihli (Uluslararası Hizmet Yüklenici Sözleşmesi) nin adı geçen davalı tarafından haksız feshedildiği iddiasıyla açılmış bulunan TTK’nın 120. ve 122. maddelerine dayalı acentelik ücret alacağının ve denkleştirme tazminatı talebine ilişkindir.Sözleşmenin 11.7 maddesi gereğince; sözleşme ve yorumunun Washington Eyaleti kanunlarına tabi olduğu, 11.8.maddesinde ise; her iki tarafın sözleşmeden doğan veya sözleşme ile ilgili her türlü uyuşmazlığı görmeye münhasıran Washington Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır.Davacı vekili davacının görece olarak ticari ilişki de zayıf olan taraf olması,tazminat talebinden önceden feragatın geçersiz olduğunu ileri sürerek yetki koşulu ve hukuk seçimi hükümlerinin TBK nun 20,27.madde uyarınca hükümsüz olduğunu ileri sürmektedir.Davacı taraf ilişkinin acentelik olduğunu ,davalı ise;uyuşmazlığın, danışmanlık sözleşmesinden kaynaklandığını savunmuştur. Sözleşmenin niteliği ister acentelik ,ister hizmet sözleşmesi olsun yetki sözleşmesi MÖHUK 47/1 maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.(1) Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmemesi, (2) taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yabancılık unsuru taşıması; (3) taraflar arasındaki uyuşmazlığın borç ilişkilerinden doğması halinde uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk Mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde yetkili Türk Mahkemesinde görülür.Sözleşmenin 11.8 maddesinde yer alan yetki sözleşmesi borç ilişkisinden doğması ,yabancılık unsuru taşıması ,uyuşmazlık türk mahkemelerinin münhasır yetkisine ilişkin olmaması nedeniyle MÖHUK 47. maddede aranan koşulları sağlamaktadır.Yetki sözleşmesi ve hukuk seçimine dair sözleşme ve asıl sözleşme birbirinden bağımsız olup, yetki sözleşmesinin geçerliliğinin asıl sözleşmeden bağımsız olarak ele alınması gerekir. Bu sebeble sözleşmenin başkaca hükümleri kamu düzenine aykırılık taşısa dahi yetki anlaşmasının geçerli olduğu sonucuna varılmaktadır. Tarafların tacir olduğu ilişki de MÖHUK 47 madde koşullarına uygun bir yetki anlaşması TBK 27.madde kapsamında kanunun emredici hükümlerine ,ahlaka,kamu düzenine ,kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız bir sözleşme olarak değerlendirilemez. TBK nun 20.maddesinde genel işlem koşulları ,bir sözleşme yapılırken düzenleyenin ileri de çok sayıda ki benzer sözleşme de kullanmak amacıyla ,önceden tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmıştır.Madde gerekçesinde ; çağın sosyal ve ekonomik gelişmeleri , vs hususların kitlelere yönelik yeni bir sözleşme modeli ortaya çıkardığı açıklanmıştır.Somut olayda ise davacı ile davalı … arasında ki sözleşmenin bireysel sözleşme olduğu hususunda kuşku yoktur. Tip sözleşme sözkonusu olmadığından TBK nun genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı yoktur.Davalı … ile davacı şirket arasında ayrıca tarif edilen ticari bir ilişkinin bulunmadığı ve adı geçen davalının sözleşmenin tarafı olmadığı sabittir.Davacı tarafça sözleşme tarafına hizmet sunulurken davalı … emir ve talimatları doğrultusunda ticari ilişki yürütüldüğü belirtilerek talepte bulunulmuştur.Davacı dayanağı sözleşmede davacı tarafın edimi; adı geçen şirket tarafından üretilen uçakların Türkiye’de ve KKTC de satış/kiralanması hususunda hizmet vermek olduğu,davacının bu desteği doğal olarak uçakların üreticisine vermiş olacağı ,… %100 iştiraki olsa da davacı bazı talimatları bu şirketten alsa da ,sözleşmenin tarafı olan … adına hareket ettiği anlaşılan davalı hakkında tahkikat aşamasına geçilmeden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiğine yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir.Dava dilekçesinde bildirilen vakıaların değerlendirilmesi ayrıca tahkikatı gerektiren bir husus değildir. Zira sonuç olarak davacının edimi … uçaklarının satış veya kiralanmasına ülke sınırları içerisinde destek hizmeti vermektir. Davacı vekilinin her iki davalı hakkında verilen hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde bulunmadığından davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığınaHMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 19/09/2019