Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1117 E. 2021/1395 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1117
KARAR NO: 2021/1395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2014/965 Esas-2019/199 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı …A.Ş.’nin, Türkiye’de ilk defa müvekkili …A.Ş. tarafından üretilen ve satılan ürünleri izinsiz olarak ürettiği ve ticari amaçlarla kullanıldığının tespit edildiğini, bu hususta davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, 2007 Ekim-2009 Haziran döneminde davacı şirketin yöneticilerinden olan ve uzun süre çalıştıkları diğer davalı …’ın davacının ticari sırlarını hukuka aykırı şekilde kullandığını, davacının yoğun emeklerle tanıttığı vana modellerinin hiçbir ar-ge çalışması yapılmaksızın aynen taklit edildiğini, ticari sırların ve teknik bilgilerin izinsiz şekilde kullanıldığını, 1 no.lu davalının davacının üretip tanıtmış olduğu bu ürünleri tüm karakteristik ve özgün hatlarıyla ve biçimiyle taklit ettiğini, davacının bu şekilde maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalıların davacıların üzerinde hak sahibi olduğu ürünleri izinsiz üretmesi ve pazarlamasının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin durdurulmasına, ortadan kaldırılmasına, üretim araçlarının imhasına, 1.000-TL maddi tazminat ve 30.000-TL manevi tazminatın haksız rekabetin başlangıç tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; davacının ilk defa üretimi ve piyasaya arzını gerçekleştirdiği ürünün davalı tarafça kullanıldığı iddiasının haksız olduğunu, davalının kendine özgü, her yönüyle değişik özellikleri olan vana üretimi yaptığını, davacının elinde patenti dahi olmayan bir ürünün haksız rekabet ile üretildiği iddisıanın kabul edilemez olduğunu, bu ürünlerin dünyada ve ana sağlayıcı …firmasındaki standartlara göre yapıldığını ve müvekkili şirketin bu firmaya iş yaptığını, patent sahibi ve ana sağlayıcının bu firma olduğunu belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini ve fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000-TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davaya konu vanaların dış görünüşleri, biçimleri, malzemeleri, parçaları ve ölçüleri birebir aynı olması, aynı amaç için kullanılması nazara alındığında, davacının davalılara yönelik TTK’nın 55. maddesi uyarınca iş bu ürünlerin izinsiz üretilmesi ve pazarlanmasının haksız rekabet teşkil ettiği, davalı …’ın ise TTK 55/1-a,4 maddesi uyarınca başkalarının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleriyle ilgili karıştırmaya yol açacak önlemler almak fiilinden dolayı haksız rekabet suçundan cezalandırılmasına dair karar verildiği ve iş bu kararın da kesinleştiği, TBK’nın 50. Maddesinde uğranılan zarar miktarının tam olarak ispat edilememesi halinde hakimin olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemleri de göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyebileceği, davacının 1.000-TL maddi tazminat talebinde bulunduğu gerekçesiyle davaya konu ürünlerin davalılardan …A.Ş.’nin izinsiz üretmesi ve pazarlamasının TTK’nın 56/1 maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin menine, 1.000-TL maddi tazminat ile davaya konu ürünlerin davacının rızası dışında kullanılması nedeniyle oluşan maddi zararın da tazmini amaçlı 30.000-TL manevi tazminatın 24/08/2009 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer taleplerin reddine, davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde 50.000-TL. manevi tazminat taleplerinin bulunduğu belirtilmiş ise de verilen kesin süreye rağmen iş bu taleplerine ilişkin harcın ikmal edilmediği gerekçesiyle bu talebin 492 sayılı harçlar yasasının 30. maddesine yollamasıyla HMK 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; davacının herhangi bir patent ya da yetki belgesi bulunmadığını, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarının hepsinde bahse konu ürünün Avusturya menşeli … firmasına ait olduğunun belirtildiğini, Avrupa’da patentli olan bir ürünün Türkiye’de tescilli olmaması halinde bunun aynısının üretilmesinde bir engel bulunmadığını, kararın gerekçesinde çelişkiler bulunduğunu, 31.10.2014 tarihinde dosyaya sunulan patent belgesi, katalog dosyası, teknik resimler ve sipariş formlarının incelenmediğini, TPE’den bu ürünle ilgili gerekli belgelerin getirtilmediğini, davacı tarafın kişilik haklarının zedelenmesi söz konusu olmadığından manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, manevi tazminata avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, vanaların benzer olmasının teknik zorunluluktan kaynaklandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti, meni, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, dava konusu pistonlu ve küresel vana ürünlerinin 1966 yılında Türkiye’de ilk defa üretiminin ve piyasaya arzının kendileri tarafından gerçekleştirildiğini, ürünlerin vana sektöründe tanınmasını ve tercih edilmesini yoğun emekleri neticesinde sağlandığını, bu ürün için Avusturya menşeli … firmasına know-how ücreti ödediklerini, davalının hiç bir emek ve ar-ge çalışması yapmadan müvekkili tarafından üretilen ürününün birebir aynısını yaparak piyasaya sürmesinin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek iş bu davayı açmıştır. Davalı taraf ise, kendileri tarafından üretilen vananın davacıya ait olandan her yönü ile farklı olduğunu, kendileri tarafından üretilen ürünün … firmasındaki standartlara göre üretildiğini, müvekkilinin … firmasına üretim yaptığını, bu firmanın davacının iddia ettiği ürünlerin asıl sahibi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Bilirkişi incelemesinde, taraflara ait … ve …’lik pistonlu vanalar ile küresel vanaların dış görünüşleri, biçimleri, malzemeleri, parçaları ve ölçülerinin bire bir aynı olduğu (… küresel vana tepe flanşı ve milin alttan yataklı olması hariç) ve aynı amaç için kullanıldığı, vanalardaki mevcut olan ve karşılaştırılan ölçülerin hiçbirinin standartların belirlediği ölçüler olmadığı, firmaların yaptığı tasarım sonucu ortaya çıkan ölçüler olduğu, … firmasına ait patent tescil belgesinin patentin conta bileziği ve mesafe parçası ile ilgili olduğu, vananın tamamını kapsamadığı tespit edilmiş, mahkemece davalıların haksız rekabet eylemleri sabit görülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Daha önceden yurt dışında piyasaya sunulan ve Türkiye’de herhangi bir kişi adına tescilli tasarım niteliğinde olmayan tescilsiz tasarımlar kural olarak herkesin serbestçe kullanımına açıktır. Bu tasarımların uygulandığı ürünler nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıklar ise genel hükümlere göre çözümlenecektir. O halde, somut uyuşmazlıkta da yukarıda belirtilen kural ve TTK’nun 54. ve 55/1-a,4 maddelerinin birlikte değerlendirilmesi gereklidir. İlk defa yurt dışında kamuya sunulmuş bir tasarımın belli bir süre sonra Türkiye’de kullanılması durumunda şayet, Türkiye’de bu tasarımı ilk defa kullanan kişi büyük emek ve para harcayarak bu tasarımın kullanıldığı ürünü tanıtmış ve bir başkası da sırf bu tanınmışlıktan istifadeye yönelik olarak bu tasarımı aynen kullanmaya kalkışır ise, bu davranışın haksız rekabet olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, haksız rekabetin varlığı için; ilk defa yurtdışında piyasaya sunulan ve Türkiye’de de herhangi bir tescilli sınai hak ile korunmayan tasarımın uygulandığı ürünün, Türkiye’de ilk kez piyasaya sunulup, büyük emek ve para harcanarak tanınmış olması yeterli olmayıp, bir başkasının bu emek ve tanınmışlıktan haksız surette yararlanması ve müşteriler nezdinde karışıklığa yol açması, iltibas oluşturması, diğer bir ifade ile failin iltibası önleyecek tedbirleri almaması gerekir. (Yarg. 11. HD. 18/10/2018 T. 2016/10703 E. 2018/6467 K.; 19/12/2014 T. 2014/11783 E. 2014/20103 K.; 21/03/2008 tarih 2008/1816 E. 2008/3687 K.; 30/05/2002 T. 2240/5406 E sayılı emsal kararları ) Somut olayda; davalı tarafça üretilen … ve …’lik pistonlu ve küresel vanaların davacının ürünlerinin birebir aynı olduğu ve aynı amaç için kullanıldığı, sadece tesisat flanş ölçülerinin standartlardan kaynaklanan zorunluluk olduğu, fakat diğer firmaların yaptığı tasarım sonucu ortaya çıkan diğer ölçülerin standartlarda belirtilen ölçüler olmadığı yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporlarında belirtilmektedir. Buna karşılık davacı dava konusu ürünleri … firmasına Know-how bedeli ödeyerek edindiği tecrübe ile ürettiğini ileri sürmüş; davalı ise bahse konu vanaları yurt dışı menşeli … firmasının ölçülerine göre ürettiğini, … firması tarafından verilen siparişlere göre üretim yapıldığını beyan etmiş, bununla ilgili olarak … firmasının sipariş formlarını ibraz etmiştir. Dava konusu vanaların tasarımının Avusturya menşeli … firmasına ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus ceza dava dosyasının gerekçeli kararında yer verildiği üzere 02/05/2013 tarihli bilirkişi raporunda da belirtilmiştir. Davacı şirketin ticari ilişkisi nedeniyle daha evvel yurt dışındaki firmanın ürünlerini üretmekde iken,yurt dışındaki firmanın davacı ile ticari ilişkisini sonlandırdığı ve davalı şirket ile çalışmaya başladığı, uyuşmazlığın bu nedenle çıktığı , ürünlerin birbiri ile kullanılacak şekilde birebir ayniyet taşımasının sebebinin de ürünlerin tasarım ve ölçülerinin … şirketine ait olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan davalının dava konusu ürünlerde kendi markasını kullanılarak iltibası engelleyecek önlemler aldığı da sabittir. Daha önce davacı tarafından satışa sunulan aynı görünümlü malların tamamen özgün ve yaygın kullanım ve tanıtım sonucu davacı firmayla özdeşleşmiş bir ürün olduğu da ispat edilemediğinden haksız rekabetin oluştuğunun kabul edilmesi yerinde olmamıştır. Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ancak yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm verilerek davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/965 Esas-2019/199 Karar sayılı, 20/02/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE”
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin yatırılan 529,45-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 470,15‬-TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Davalılar vekili için haksız rekabetin tesbiti ve men’i talebi yönünden yönünden AAÜT uyarınca takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Davalılar vekili için maddi tazminat yönünden AAÜT uyarınca takdir olunan 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Davalılar vekili için manevi tazminat yönünden AAÜT uyarınca takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan 529,4‬0-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalılar tarafından yapılan 29,78-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 30/09/2021