Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1114 E. 2021/1876 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1114
KARAR NO: 2021/1876
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2018
NUMARASI: 2016/461 Esas – 2018/822 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece Mahkemesince verilen kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili ,müvekkilinin davalıdan 27.9.2013 tarihinde … plakalı … marka araba satın aldığını, karşılığında 33.000-TL ödediğini, 2 yıl garanti kapsamında olan aracın sürekli arıza yaptığını, aldığı ilk hafta aracı çekici ile servise gönderdiğini, serviste 4 gün kaldığını, servisten aracı alıp yola çıktığında yine arıza yaptığını, daha sonra sürekli arıza yapan araçta silecek motorunun 3 defa değiştiğini, halen bozuk durumda olduğunu, triger setinin komple değiştiğini, 2 kere turbonun değiştiğini, aracın kendiliğinden yağ eksilttiğini, motor kapağının açılıp tamir edildiğini, sürekli olan ve hiç gitmeyen ıslık sesinin 2 kere turbo değişmesine rağmen devam ettiğini, arabayı aldığı günden beri sürekli tamirde olduğu için işlerinin aksadığını ve arabadan hiç yararlanamadığını beyanla, öncelikle ödediği paranın iadesini yada arızalı olmayan başka bir araçla değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili davacının 27/09/2013 tarihinde müvekkili şirketten davaya konu aracı satın aldığını, bir süre sonra aracın arızalanması şikayeti ile arızanın müvekkili şirkette bildirildiğini, söz konusu arızanın yetkili servis tarafından incelenmesi sonucu kullanıcı hatasından kaynaklandığının tespit edildiğini, buna rağmen müşteri memnuniyeti çerçevesinde arızanın yetkili servis tarafından garanti kapsamında giderilerek aracın davacıya sorunsuz olarak teslim edildiğini, sonrasında davacı tarafından aracın arızalanması şikayeti üzerine aracın tekrar yetkili servise getirildiğini, söz konusu arızanın yine kullanıcı hatasından kaynaklanmasına rağmen müvekkili şirketin çalışma prensipleri çerçevesinde makul süreler içerisinde onarıldığını, şikayetlerin en kısa sürede değerlendirilmiş ve garanti kapsamında yasal süresi içerisinde giderilerek herhangi bir mağduriyete sebebiyet verilmediğini, davacının iddialarının hukuki bir dayanağının bulunmadığını, araçta bir üretim hatası veya ayıp bulunmaması nedeniyle ürün bedelinin iadesi için gerekli koşulların oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Arızaların niteliği ve tamiri yapıldıktan sonra aracın son durumuna uygun olan teknik rapora göre, aracın satın almadan kısa bir süre sonra arızaların meydana geldiği ancak bedelsiz onarım hakkı kullanılarak bu arızaların giderildiği,aracın bedeline hükmedilmesinin veya misliyle değiştirilmesinin koşullarının olmadığı ancak giderilen söz konusu arızaların araçta % 30 oranında bir değer kaybı meydana getirdiğinden araç satış bedeli olan 28.124,95- TL’nin %30 oranında karşılığı olan 8.437,49-TL’nin davacıya ödenmesi ,bedele dava tarihinden tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği , davacının davanın açıldığı sırada zarardan indirim yapılması hususunda hakimin takdir hakkını kullanıp kullanmayacağını ve indirim yapılacaksa bunun miktarının ne olacağı hususunda öngörüde bulunması beklenemeyeceğinden yapılan indirim nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :1- Davacı vekili ; müvekkilinin sözleşmeden dönmeye ilişkin talebinin TMK 2/2.maddesinde öngörülen hakkın kötüye kullanılması yasağını ihlal ettiğinin söylenemeyeceğini,araçta meydana gelen arızaların önemsiz addedilebilecek türden olmadığı, aracın pek çok defa arızalanıp servise götürülmek zorunda kalınması, her defasında farklı arızaların oluşması, yağ akıtma ve motordan ses gelmesi şeklindeki sorunların giderilememekte olması karşısında malın bedelinin iadesi ya da misliyle değişimi satıcı için orantısızlık sonucunu doğurmayacağını, motorda nedeni anlaşılamayan sorun nedeniyle müvekkil sık sık yolda kaldığını, malın değeri ile ortaya çıkan sorun arasında fark olduğunda sözleşmeden dönme hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebileceğini,talebi olan malın bedelinin iadesi yerine hesaplanan değer kaybının tarafına ödenmesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kararın kaldırılarak, satış bedelinin satış tarihinden işleyecek ticari faiziyle beraber tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; müvekkil şirketin satım akdinin tarafı olmadığını, davanın süresinde açılmadığını, aracın ayıplı olmadığını,ayıba karşı sorumluluktan doğan seçimlik hak kullanmasının mümkün olmadığını, davacının misli ile değişim/bedel iadesi talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, MK 2’de belirtilen iyiniyet kuralına da aykırı olduğunu, feshin satıcı aleyhine doğurduğu sakınca, alıcı lehine doğurduğu faydadan büyük olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava nedeni olarak gösterdiği maddi vakıa, bedel indirimine ya da ücretsiz onarıma yol açacak nitelikte olduğunu, davacının aracı kullandığı süre için kullanım bedelinin hesaplanması ve semen tenzili yapılması gerektiğini, araçta değer kaybı miktarının fahiş bir bedel tespit edildiğini, en az üç bilirkişiden oluşacak heyetten rapor alınmasına karar verilmesini kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; davacı alıcının davalı satıcıdan 19.09.2013 tarihinde 28.124,95-TL bedelle satın aldığı, 2012 model- … marka aracın sürekli arızalandığı gizli ayıplı olduğundan bahisle; ”sözleşmeden dönme ile aracın satıcıya geri verilerek bedelinin iadesi veya aracın ayıpsız yenisi ile değişimi” istemine ilişkindir.TTK m. 23 gereğince; ticari satış işlemlerinde TBK nun satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası ” … Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır…” hükmü uygulanır.Davalı satıcının ayıptan sorumluluğu yasa gereğidir. TBK m. 219 uyarınca; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. TBK m. 225 uyarınca; ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir. Ayıbın davacı alıcının tamir istemleri ile ortaya çıkması nedeniyle ihbar süreleri bakımından TBK’nın 223. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, davalı tarafından tamir hizmeti verildiği belirlenmekle ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekir.İş bu davada davacı alıcı gözden geçirilmeyle ortaya çıkarılamayacak ancak kullanımla ortaya çıkabilecek ayıp nedeniyle ilk kez satın almadan 18 gün sonra olmak üzere birden fazla kez davalı satıcı nezdinde garanti süresinde satın aldığı aracı yetkili servise götürerek tamir ettirmekle iş bu ayıp ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirmiştir. Satışın 19.09.2013 tarihinde gerçekleştiği- satılanın alıcıya devredildiği, alıcının davayı 26.08.2015 tarihinde açtığı anlaşılmakla, TBK m. 231’e göre 2 yıllık zamanaşımı süresinde davanın açıldığı gibi davalı tarafça zaman aşımı def’ inin cevap dilekçesinde ileri sürülmediği gözetildiğinde davalı vekilinin davanın süresinde açılmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda servis formları incelendiğinde; ”07.10.2013 tarihli servis talebinde, araç 717 km göstergede iken, alıcının araç çalışmıyor şikayeti ile aracın çekici ile yetkili servise getirildiği, serviste; balata temizleyici, subap itici, triger kiti, klima kayışı ve alternatör kayışının değiştirildiği, 13.12.2013 tarihli servis talebinde, araç 6537 km göstergede iken, alıcının silecek takılı kalıyor, akü zayıf, motordan ıslık sesi geliyor, akü zayıf, arka cam rezistansı çalışmıyor, debriyaj pedalı basılı kalıyor, diferansiyelde yağ kaçağı, arka tampon sağ lastiği yok şikayetleri olduğu,serviste: Turbo kompresörü ve ünitesi, silecek motoru, silecek frezesi komple değişikliği olduğu, 21.05.2014 tarihli servis talebinde, araç 15.800 km göstergede iken, alıcı tarafından 15.000 bakımı ve araç çalışırken ıslık sesi geliyor şikayeti ile yetkili servise getirildiği, serviste yapılan işlerin: periyodik 15.000 km bakımı yapıldığı, 06.01.2015 tarihli servis talebinde araç 34121 km göstergede iken alıcının 30.000 km bakımı, silecek çalışmıyor, kapı camları kapanırken kasıyor, seyir halinde iken uğultu geliyor ve yağ eksiltiyor şikayeti ile yetkili servise aracı getirdiği, serviste yapılan işlerin 30.000 km bakımı, ön fren balatası ve alternatör kayışı değişikliği ve balata temizleyici verilmesine ilişkin olduğu, 04.02.2015 tarihli servis talebinde araç 36.669 km de iken alıcının yağ kaçağı var, silecek çalışmıyor, uğultu sesi var, ön cam yavaş kapanıyor şikayetinde bulunduğu, servis tarafından silecek iç mekanizmasının komple değiştirildiği, 09.02.2015 tarihli servis talebinde araç 37.121 km de iken alıcının motordan ötme sesi geliyor şikayeti ile yetkili servise getirildiği, serviste yapılan işler: turbo ünitesi ve hava filtresi değişikliği olduğu, 24.06.2015 tarihli servis talebinde araç 45.213 km de iken, alıcının 45.000 km bakımı, motordan ses geliyor, ABS lambası yanıyor ve araçta ıslık sesi var şikayeti ile yetkili servise getirildiği, serviste 40.000 km bakımının yapılarak bütün filtreler, klima, alternatör kayışı değiştirildiği” anlaşılmaktadır.Yine mahkemece keşif yapılarak araç incelenmiş, aracın göstergesinde 123.732 km sürüş yapmış olduğu, davacının, özellikle araçtan ıslık sesi ve motordan uğultu sesi geldiği şikayetinin devam ettiği hususunda, aracı çalıştırmak ve araç sürüşü esnasında yapılan incelemede heyetin kesin bir tespit yapamamış ve bunu doğrulayamamış olduğu, bunun yanında davacının motorun yakıt eksilttiği şikayetinin de bulunduğu, ancak yapılan bu inceleme metodu ile bu şekildeki araç üzerinde görsel incelemeyle belirlenemeyeceği değerlendirmesi yapılmıştır. Bunun dışında, davacının şikayeti olan arızaların giderilip onarıldığı tespiti yapılmıştır. Servis formlarında görüldüğü üzere, dava konusu aracın ilk servise gelişi, araç çalışmıyor şikayeti ile çekici ile yetkili servise getirildiği 07.10.2013 tarihinde aracın satın alma tarihinden yaklaşık 18 gün sonra ve araç km si 717 km olduğu anlaşılmaktadır. Serviste aracın balata temizleyici, subap itici, triger kiti, klima kayışı ve alternatör kayışı değiştirilmiştir. Değişen bu parçalar, araç motorunun önemli parçaları olduğu ve normal şartlarda kısa sürede değişmemesi gereken parçalardan olduğu belirlenmiştir.Alternatör kayışı, daha sonra 30.000 ve 45.000 km bakımlarında da tekrar değiştirilmiştir.Garanti süresi içinde 3 kez alternatör kayışının değiştirilmesi,Turbo ünitesinin iki kez, turbo kompresörünün bir kez değiştirildiği görülmektedir. Araç, 4 kez araçtan ıslık sesi ve motordan uğultu sesi geldiği şikayeti ile servise gelmiştir.Arızaların niteliklerine ve ortaya çıkış tarihlerine bakıldığında, genel olarak arızaların ve değişen parçaların motorun önemli parçaları olduğu ve eskime ve yıpranma durumlarının bu sürelerde olmaması gerektiği tespiti yapılmıştır. Sonuç olarak henüz yeni olduğu süreçte bu tip arızaların çıkması ve bu önemli parçaların değişmesi aracın imalatında hataların yapıldığını göstermektedir. Dolayısıyla, dava konusu aracın yaklaşık 19 ay içerisinde 7 kez arıza şikayeti ile servise geldiği, böylece garanti süresi içinde araçta değişik arızaların 4 ten fazla meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bütün bu tespitler birlikte değerlendirildiğinde aracın gizli ayıplı olduğu sonucuna varılmaktadır. Garanti süresi içinde davacı tarafından periyodik tüm bakımların zamanında ve yetkili serviste yaptırıldığı tespit olunmuştur. Davacının gizli ayıp nedeniyle seçimlik haklarını kullanmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır Satıcının alıcıya karşı ayıptan kaynaklanan sorumluluğu doğduğu taktirde; alıcının TBK m.227 uyarınca seçimlik haklarını kullanması söz konusu olacaktır. Bu seçimlik haklar; 1.Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre satıcının bedeli alıcıya iadesi- alıcının satılanı satıcıya iadesi veya 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme veya 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme ve bu seçimlik haklarla birlikte isterse alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. .. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir. Dava konusu araçta meydana gelen arızaların üretim hatasından kaynaklandığı, kullanıcı hatası olmadığı, aracın gizli ayıplı olduğu, araçtaki arızaların motordan uğultu gelmesinin ve aracın yağ akıtma iddiası dışında davalı tarafından onarıldığı/ motordan uğultu gelmesinin aracın yağ akıttığı iddiasının kanıtlanamaması dışındaki diğer arızaların davalı tarafından onarım yapılmakla giderildiği, ancak tüm arızaların araçdan beklenen faydayı engelleyici nitelikte bulundukları, alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının aracın mevcut durumu itibarı ile davalı tarafından ücretsiz onarımı yapılmakla mümkün olmamakla bu durumda dönme talebinin kabulünen mümkün olmadığı,ancak arızaların neden olduğu değer kaybının giderilmesi ,satış bedelinin indirilmesine karar verilmesi gerektiği, araç satış bedeli üzerinden %30 oranında yapılmasına ilişkin hükümde isabetsizlik görülmemiştir.Hükme yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri de yerinde olmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TLnin mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalıdan alınması gereken 576,36-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 145- TL’nin mahsubu ile bakiye 431,36-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Taraflarca yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/12/2021