Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1110 E. 2022/67 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1110
KARAR NO: 2022/67
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2019
NUMARASI: 2017/896 Esas 2019/217 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; taraflar ticari ilişki kapsamında oluşan 20,851,20- TL cari hesap borcunun davalı tarafça ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazda bulunduğunu, yetki itirazının kabul edilerek , dosyanın Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … -esas sayısını aldığını, icra dosyasına davalı tarafça, davacı müvekkil şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığı iddiası ile takibe, borca, faize itiraz ettiğini,davalının itirazından sonra davalı tarafça müvekkil şirkete 2.772,25-TL ödeme yapıldığını,borcun varlığının müvekkil şirkete ait defter ve kayıtlarla da sabit olduğunu beyanla itirazın iptaline davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı taraf takip konusu borcun hangi hizmetten kaynaklandığını, hizmete dair bir fatura tanzim edilip edilmediğini,edilmiş ise fatura bilgilerini ve faturanın müvekkil şirkete tebliğ edilip edilmediğini beyandan imtina ettiğini,müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığının bilirkişi incelemesi ile de sübut bulacağını, takibe konu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin hukuka uygun olmadığını, beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacı taraf her ne kadar 20.851,20- TL alacaklı olduğu iddiasında ise de; davacının 15.909,71- TL alacağını ispatladığı, 2015 yılından devir olan davacı alacağının 228,57- TL’ lik kısmının davalı taraf defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının bu miktar yönünden ispatlayıcı bir belge sunamadığı, bunun yanın da toplam 4.712,92- TL bedelli iki adet faturaya ilişkin servis formlarının dava dışı … Limited Şirketi çalışanları tarafından imzalandığı, davacı taraf her ne kadar davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının bu faturalardan da sorumlu olduğunu iddia etmişse de, bu hizmetlerden davalının sorumlu olduğunun davalı tarafça da kabul edilmediği, servis formlarının altında dava dışı … Ltd.Şirketinin kaşesi bulunduğu, bu durumda davacının davalıdan 15.909,71 TL alacağının ispatlandığı, davalı tarafça takip tarihi sonrasında yapılan 2.772,25 TL’ lik ödemenin davacı tarafça iş bu davaya konu edilmediği dikkate alındığında ,davanın 13.137,46- TL üzerinden itirazın iptali ile davacı lehine icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; dağıtıcı firma olan davalının bayiinin faaliyet gösterdiği istasyon için gerekli ekipmanların uygulanması ve işlerliği, denetime ilişkin otomasyon sisteminin kurulması ve uygulanması yönünden sorumluluğu bulunduğu, davalı firmadan gelen talep üzerine anılan istasyona hizmet verildiğinden davalının işbu fatura bedellerinden sorumlu tutulması gerektiğini montaj ve servis formlarının faturaların davalının ticari defterlerinde yer almamasından ötürü kabul edilmemesinin haksızlık teşkil ettiğini,kararın reddedilen kısım yönünden kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; müvekkil şirkete verilmeyen hizmet karşılığı kesilen faturalara karşılık müvekkili şirketçe iade faturası kesildiğini, tebliğ zorunluluğu olmayan iade faturaların müvekkil şirkete borç olarak yükletilmemesi gerektiğini, yemin delilinin hatırlatılmadığını,alacak likid olmadığı halde müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmediğini, bu nedenlerle kararın bozularak ortadan kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Kural olarak; açık hesaba esas teşkil eden fatura konusu montaj ve servis hizmetinin ifa edildiğini ispat külfeti davacıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu hizmetin ifa edildiğini kanıtlamak zorundadır. Fatura sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Eldeki davada davalı borcu inkâr etmektedir. Tarafların incelenen ticari kayıt ve defterlerine göre, takip tarihi itibarı ile davacının ticari defterlerinde davalıdan 20.851,20-TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine kayıtlı olmayan 228,57-TL 2015 yılı devir alacağının bulunduğu, davalı defterlerinde kayıtlı bulunmayan davacı fatura tutarının 4.712,92-TL olduğu, 2015 yılından devir olan davacı alacağının 228,57-TL’lik kısmının davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının bu miktar alacağın dayanağını açıklayıp belge sunmadığı, ayrıca toplam 4.712,92-TL bedelli iki adet faturaya ilişkin sunulan servis formlarının dava dışı … Ltd.Şirketi çalışanları tarafından imzalandığı hizmeti alanın davadışı şirket olduğu anlaşılmaktadır. Faturalar davalı şirket adına düzenlenmiş ise de bu işlerin davalının talimatı ile yapıldığına ilişkin talimat ,vs.belge sunulmamıştır. Davacı her ne kadar davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının bu faturalardan sorumlu olduğunu iddia etmişse de ,davalının talimatı ile işin yapıldığı ,servis isteğinde bulunduğu belgelendirilmediği görülmekle alacak hesabında dikkate alınmamasında isabetsizlik yoktur. Davalı ise, iade faturaları düzenlenmesi nedeniyle hiç borç bulunmadığını savunmuştur.Yapılan bilirkişi incelemesinde iade faturaların davacıya tebliğ edilmediği ,davacının ticari defterlerinde kaydı bulunmadığı tesbit edilmiştir.Davalı vekili iade faturasının tebliği gerekmediğini savunmuş ise de ,ticari defterlerine zamanında kaydettiği faturalar için neden iade faturası düzenlendiğini açıklamamış ,dayanak belgelerini de ibraz etmemiştir.Davacı lehine delil vasfında olan ticari defterleriyle alacağını kısmen ispatlamış olup ,iade faturaları nedeniyle alacağın olmadığını savunan davalıya yemin delilinin hatırlatılmadığına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Davacının davalıdan 15.909,71 -TL alacağının ispatlandığı, davalı tarafça takip tarihi sonrasında 24.08.2017 tarihinde yapılan 2.772,25 TL ödeme düşülerek dava açıldığı gözetilerek takibin 13.137,46 TL üzerinden devamına karar verilmesi dosya kapsamına uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle ,tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle hazırlanan bilirkişi raporu benimsenerek itirazın kısmen iptaline ve likit alacak nedeniyle hükmolunan miktar likit alacağa ilişkin olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur.Taraf vekillerinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalıdan alınması gereken 897,41-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 224,29‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 673,12-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/01/2022