Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/110 E. 2021/204 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/110
KARAR NO: 2021/204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2015/653 Esas – 2018/200 Karar
DAVA: Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili sigorta şirketi nezdinde … nolu Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … firmasının Fildişi Cumhuriyeti -Türkiye taşımasının davalı tarafından üstlenildiğini, taşıma sonrası 07/04/2014 gümrük çıkışını takiben, 20 adet konteyner, içeriği kakao emtiasının ıslak-küflü olduğunun tespit edildiğini, 15/09/2014 tarihinde sigortalıya 5.375,46-TL ödeme yapıldığını, TTK. M.1472/1 maddesi gereğince halefiyete dayalı işbu rücuen tazminat talebinde bulunulduğunu belirterek, davanın kabulü ile 5.375,46-TL tazminatın 15/09/2014 tarihinden itibaren kısa vadeli avans faiz oranı üzerinden faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu olaya ilişkin müvekkili şirkete TTK’nun 1185/1 maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde hiç bir şekilde hasar ihbarı yapılmamış olup, mezkur konteynerin davacının sigortalısı tarafından 27/02/2014 tarihinde yine aynı tarihli ordino ile teslim alındığını, konşimentoda yetki-tahkim şartı yer aldığını, konşimentoda bulunan FCL/FCL ve “Shipper’s stow, load, count and seal” kaydı gönderileni bağlayıcı olup, bu kayıt çerçevesinde yükün konteynere yüklenmesinden, istifinden ve sayılmasından, mühürlenmesinden yükleyicinin (shipper) sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin hasardan hiç bir surette sorumluluğu bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarını da kabul etmediklerini, iş bu davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, öncelikle hak düşürücü süre, yetki ve zamanaşımı yönünden usulden reddini, esastan ise, müvekkili şirketin kusurlu ve sorumlu olmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava konusu taşımanın konteyner taşıması şeklinde organize edildiği, davalı tarafından temin edilen konteynerlere yükleme yapıldıktan sonra, varma yerinde de 27/02/2014 tarihinde ordino verilerek malın çekilmesine izin verildiği, deniz taşıma sürecinin 27/02/2014 tarihinde dolduğu, ancak 07/04/2014 tarihinde tahliyenin gerçekleştirilebildiği, konteyner boşaltması anında hasarın tespiti halinde hak düşümü süresinin bu andan başlatılmasını haklı gösterdiği, teslimin 07/04/2014 tarihinde yapıldığının kabul edildiği, bu sebeple TTK’ nun 1188/1 madde ve fıkrası gereğince en geç 07/04/2015 tarihine kadar yargılama sürecine girilmesi gerekeceği, 18/03/2015 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünde takip yapıldığı, ancak davanın tazminat davası olarak açıldığı ve söz konusu takibin hukuksal etkisinden faydalanılamayacağı gerekçesiyle davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvurusunda; taşıyana karşı 1 yıllık hak düşürücü süre içinde yargı yoluna başvurulmuş ve ilamsız icra takibi yapılmış olup, bu nedenle davanın itirazın iptali talepli açılmamış olmasının talep hakkının kaybı sonucuna vardırılacak mahiyette amacına aykırı yorumlanmasından kaynaklı hatalı değerlendirme içeren esas mahkemesi kararının kaldırılarak haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı … şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen hasar nedeniyle ödediği bedelin davalıdan rücuen tahsiline ilişkin alacak davasıdır. TTK. Madde 1188/1 gereğince; hasar kaynaklı her türlü tazminat istem hakkı bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşmektedir. Aynı hükmün 2. Fıkrasında ise; söz konusu sürenin eşyanın taşıyan tarafından teslim edildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir. Yerleşik yargı uygulamasında hak düşürücü süre içerisinde taşıyıcıya karşı icra takibi başlatılması halinde de yargıya başvuru şartı gerçekleşmiş sayılmaktadır.Açılan davanın tazminat davası olması da sonucu etkilememektedir. İlk derece mahkemesinin takibin hukuksal etkisinden faydalanılamayacağı gerekçesi yerinde değildir.Teslim tarihinden itibaren bir yıl içerisinde icra dairesine müracaatta bulunulması halinde TTK’nın 1067. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde mahkemeye müracaat şartı gerçekleşmiş olur.(Yargıtay 11 HD nin 2014/9094 esas-201415985 karar sayılı 20.10.2014 tarihli ilamı) İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünde … tarihinde başlatılan söz konusu takibin borçlusunun davalı şirket olmadığı (…) olduğu anlaşılmaktadır. Teslim tarihi itibariyle zararın tazminini hangi kişi veya şirketten isteyebileceği hususunun da belli olduğunun kabulü gerektiği, bu süre içinde başlatılacak takibin doğru hasım gösterilmek suretiyle başlatılmaması halinde davacının yeniden ek bir süre kazanmasının mümkün olmadığı, daha sonrasında davanın doğru hasıma yöneltilmesi ile söz konusu hak düşürücü sürenin bu şekilde uzayacağının kabulünün de mümkün olmadığı gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/02/2021