Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/108 E. 2021/259 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/108
KARAR NO: 2021/259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2016/684 Esas – 2018/591 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacılar ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; müvekkillerin, davalı şirketin esas sermayesi olan 500.000,00 TL’nin l/10’unu oluşturan azınlık pay sahipleri olduğunu, davalı şirketin büyük pay sahiplerinin elbirliği ve fikir birliği içerisinde şirketi keyfi tutumları ile yönettikleri gibi kasıtlı olarak bilançolar ile oynayarak şirketi zararda gösterdiklerini, bugüne kadar müvekkilleri tarafından şirketin yönetim kurulu üyelerine genel kurul toplantıları dışında ve genel kurul toplantılarında şirket işleyişi ve finansal tablolar hakkında yöneltilen soruların cevapsız bırakıldığından, müvekkillerinin vazgeçilmez ortaklık hakkı olan bilgi alma ve belge inceleme haklarının kasıtlı olarak kullandırılmadığını, bu nedenle eşit işlem ilkesine aykırılık doğduğunu, TTK’nın 447. maddesi gereğine alınan genel kurul kararlarının batıl yaptırımına tabi tutulmasının elzem olduğunu, 24.03.2016 tarihli genel kurulun, 01.12.2015 tarihli genel kurulda bilançoların müzakeresini erteleme talepleri sonucunda ertelenen genel kurul toplantısı olduğunu, 01.12.2015 tarihli genel kurul toplantısı incelendiğinde sordukları soruların yanıtsız kaldığının görüleceğini, taraflarınca davalı şirkete keşide edilen ihtarnameler ile sordukları sorulara cevap verilmediği gibi azınlık olarak gündem maddesi olarak eklenmesini istedikleri hususların eklenmediğini, talep ettikleri bilgi ve belgelerin de hazırlanmadığını, şirketin tüm ortaklarının sadece müvekkillerine dürüst olmayan ve kötü niyetli hal ve tutumları sergilediklerini, çünkü müvekkilleri dışında kalan tûm pay sahiplerinin şirketin fiili hakimiyetini kurdukları gibi şirketin malvarlığını kendi maivarlıklan gibi uhdelerinde tutup keyfi harcamalar yapıp bilançolarını da kendi istedikleri gibi makyajladıklarını, bu nedenle 24.03.2016 tarihli genel kurul toplantısının 3. maddesinin ihtiva ettiği bilançoların ibrası kararının batıl sayılması gerektiğin, tasfıyeye giriş bilançosunun gerçeği yansıtmadığını, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/119 esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da davalı şirketin bilançolarının gerçeği yansıtmadığı, döviz kurlarının farklı yansıtıldığı, davalı şirketin sermayesinin kaybedildiğinin tespit edildiğini, nitekim somut durumda davalı şirketin 2/3 sermayesini kaybettiğinin sübut bulduğunu, davalı şirketin ortaklara borçlar hesap kayıtlarının fıktif hesap olduğunu, müvekkillerinin davalı şirkete fon sağlamamasına, yani şirkete borç vermemelerine rağmen şirketten alacaklı gözüktüklerini, davalı şirketin ticari alacaklarının 2014 yılında iki kat arttığını ve alacağının tamamının dava dışı … Tekstil’den olduğunu, satışların çok büyük kısmının da … Giyim, … Pazarlama ve … Tekstil Ürünleri’ne olduğunun bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, bu şirketlere örtülü kâr transferi yapılmakta olup, davalı şirket aleyhine ticari alışverişler yapılarak şirketi sürekli zarara uğratıldığını, 24.03.2016 tarihli genel kurul kararlarının 4. maddesi ile gündeme bağlılık ilkesi ihlal edildiği gibi, batıl bir karar alındığını, … Tekstil Ürünleri’ndeki Tasfiye Halinde … hisseleri ile ilgili olarak adı geçen şirketin tasfiyesi konularının görüşülmesi şeklinde belirtilen gündem maddesi aşılarak, dava dışı şirketin tasfiyesine ilişkin alınan kararın yoklukla malul yaptırımına tabi tutulması, aksi halde ise iptaline karar verilmesinin zorunlu olduğunu, bir genel kurul kararının konusu bakımından, kamu düzenine, emredici hükümlere, ahlak ve adaba kişilik haklarına aykırı veya konusu bakımından imkansız ise batıl olduğunu, yani hukuken bir hüküm ifade edemeyeceğini, yokluk ve butlanın hukuki sonucunun, her ikisinin de baştan itibaren hükümsüz olduğunu, davalı şirketin genel kurul toplantısında oyladığı 4. maddenin farklı tüzel kişiliğin ortaklar kurulunda alınması gereken bir karar olduğunu, müvekkillerine gönderilen toplantı davetinde yer alan gündem maddeleri ile 24.03.2016 tarihli genel kurul toplantısında oylanan 4. maddenin birbiri ile uyuşmadığını ve bu durumun gündeme bağlılık ilkesinin ihlali anlamı taşıdığını, bu kararın kamu düzenine de aykırılık teşkil ettiğini belirterek, davalı şirketin genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 no.lu kararların batıl olduğunun tespitine, aksi taktirde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; 24.03.2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların usule, yasaya ve eşitlik ilkesi ile dürüstlük kurallarına uygun olduğunu, genel kurul toplantısı gündeminin tasfıye memuru tarafından belirlendiğini ve usulüne uygun olarak tüm ortaklara duyurulduğunu, genel kurul toplantısına şirketin pay sahiplerinin katıldığını, genel kurulun (3) sayılı kararı ile şirketin tasfiyeye giriş bilançosu, ayrıntılı gelir tablosu ve tasfiyeye giriş envanterinin oyçokluğuyla kabul edildiğini, şirketin ticari defter ve kayıtlarının muhasebe ilke ve standartlarına uygun tutulmuş olup, şirketin mali ve ticari faaliyetini açıklık ve doğrulukla yansıttığını, gündemin 3 sayılı kararının, yasaya, usule, dürüstlük kuralları ve eşitlik ilkesine uygun olduğunu, … Giyim AŞ. paylan satın alındıktan sonra …’ın kumaş ticareti faaliyetinin hemen hemen sona erdiğini, genel kurulun (4) sayılı kararının ise şirketin dava dışı … Ürünleri’ndeki hisselerinin paraya çevrilmesi amacıyla adı geçen şirketin tasfiye sürecinin başlatılması ve bu konuda tasfiye memuruna yetki verilmesine ilişkin olduğunu, bu kararın … Tekstil Ürünleri’nin tasfiyesi kararı olmadığını, genel kurulun (4) sayılı kararının, şirketin kurucu ortak ve pay sahibi olduğu … Tekstil Ürünleri’ne ilişkin tasfiye işlemlerinin başlatılması yönünde bir irade açıklaması olduğunu, … Tekstil Ürünleri’nin sermayesinin %84’üne karşılık gelen payının davalı şirkete ait olduğunu, adıgeçen şirket paylarının, davalının aktifinde yer aldığını ve davalı şirket tasfiyeye girmiş olmakla … Tekstil Ürünleri paylarının da paraya çevrilmesinin zorunlu olduğunu, diğer yandan TTK 408/2. maddesi uyarınca “önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının” anonim şirket genel kurulunun devredilemez görev ve yetkileri arasında olduğunu, yine TTK 538/2 maddesi gereğince de tasfiyeye giren anonim şirketlerde “önemli miktardaki aktiflerin paraya çevrilmesi için” genel kurul kararının zorunlu olduğunu, dava konusu (4) sayılı genel kurul kararının da şirketin aktifinde yer alan … Tekstil Ürünleri paylarının paraya çevrilmesi amacıyla adı geçen şirketin tasfiye işlemlerinin başlatılması yönünde tasfiye memuruna yetki verilmesinden ibaret olduğunu, genel kurul kararının usule, yasaya ve dürüstlük kurallarına uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; iptali talep edilen maddeler ayrı ayrı değerlendirildiğinde; 3. madde açısından tasfiyeye giriş bilançosu ve kâr-zarar hesaplarının alınması, görüşülmesi, ibrası, salt tasfiyeye giriş dönemi verileriyle sınırlı olduğundan, 3.maddenin iptalinin koşullarının oluşmadığı; 4. madde açısından ise, TTK 413/8 maddesindeki “Gündeme Bağlılık” ilkesine aykırı olduğundan iptalinin talep edildiği, TTK 413/2 maddesinde, gündemde bulunmayan konuların genel kurulda müzakere edilemeyip karara bağlanamayacağını kesin bir şekilde ifade ettiği, ayrıca davalı şirket dava dışı … Tekstil Ürünleri şirketinde %84 oranında paya sahip olup, genel kurulda dava dışı bu şirketin tasfiye işlemlerine başlanması yönünde karar alınmasının hukuken mümkün olmadığı, nihayetinde her iki şirketin farklı tüzel kişiliklere haiz olduğu, kanunun emredici düzenlemelerine, ahlaka ve adaba aykırı kurallar ile yerine getirilmesi imkansız kararlar ve üçüncü kişilerin haklarını etkileyen dürüstlük kuralına aykırı kararların içerik bakımından batıl olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 24.03.2016 tarihli genel kurulun 4 no.lu kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili; davalı şirketin tasfiye bilançosunun gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi raporunda da bu hususun tespiti için 2014 ve önceki faaliyet dönemlerinin incelenmesi gerektiğinin belirtildiğini, ancak mahkemece bu konuda araştırma yapılmadığını, eksik incelemeyle düzenlenmiş bilirkişi raporunun dayanak alındığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; genel kurulun 4 sayılı kararının başka bir şirketin tasfiyesi kararı olmayıp, davalı şirketin … Tekstil Ürünleri’ndeki hisselerinin paraya çevrilmesi amacıyla adı geçen şirketin tasfiye sürecinin başlatılması ve bu konuda şirket tasfiye memuruna yetki verilmesine ilişkin olduğunu, davalı şirketin bu kararı almak zorunda olduğunu, zira davalı şirket tasfiyeye girmiş olmakla aktifinde bulunan dava dışı şirket paylarının paraya çevrilmesinin zorunlu olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 24.03.2016 tarihli genel kurulunda alınan 3 ve 4 sayılı genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.nun 445. maddesi hükmüne göre; kanun ve esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açılabilir. Dava tarihi itibariyle davanın yasal süresinde olduğu; davacılar ortak olup, iptali istenen kararlara olumsuz oy vererek muhalefetlerini tutanağa geçirttikleri hususları dikkate alındığında, dava açma haklarının da bulunduğu görülmüştür. Dava konusu genel kurulun 3 sayılı kararı “tasfiyeye giriş bilançosu ve kar-zarar hesaplarının okunması, görüşülmesi ve ibrası”na ilişkindir. Davacı tarafça bilançonun gerçeği yansıtmadığı iddia edilerek söz konusu kararın iptali talep edilmiştir. Davacı vekilince bu hususta delil olarak sunulan İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/119 esas sayılı dosyasına sunulan 31.03.2014 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda “şirketin finansal tablolarının açıklık ve doğruluk ilkelerine uygun tutulmadığı ve gerçeği yansıtmadığı sonucuna varıldığı”nın tespit edildiği, mahkemece de bilirkişi raporu doğrultusunda bilanço ve kar zarar hesaplarının kabulü ile yönetim kurulunun ibrasına yönelik kararların iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/12167 esas, 2017/594 sayılı ilamıyla onandığı görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, tasfiyeye giriş bilançosunda raporlanan borç tutarları ile öz kaynaklar içindeki tutarların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tespitinin, 2014 ve öncesi yıllara ilişkin faaliyet dönemlerinin irdelenmesine muhtaç olduğu belirtilmiştir. Gerçeği yansıtmayan ve açıklık-doğruluk ilkelerine aykırı tutulmuş olan bilanço ve kar zarar hesaplarına dayanılarak, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına yönelik olarak alınan kararların ise iptale tabi olduğu açıktır. Bu kapsamda bilirkişi raporundaki tespitlere dayalı olarak davalı şirketin tasfiye bilançosunun gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tespiti bakımından davalı şirketin 2014 yılı ve öncesi tüm ticari defter kayıtlarının incelenmesi suretiyle yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda 3 sayılı karar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Genel kurulun 4 sayılı kararı ise “… Ltd. Şti’ndeki Tasfiye Halinde … AŞ. hisseleri ile ilgili olarak adı geçen şirketin tasfiyesi konularının görüşülmesi”ne ilişkindir. Davacı tarafça söz konusu kararın gündeme bağlılık ilkesine aykırı olduğu, ayrıca başka bir tüzel kişiliğin tasfiyesine ilişkin işbu kararın kamu düzenine aykırı olduğu ileri sürülerek yoklukla malul olduğunun tespiti talep edilmiştir. TTK’nın 413/2. maddesi uyarınca gündemde bulunmayan konular genel kurulda müzakere edilemez ve karara bağlanamaz. Bu doğrultuda yapılan incelemede, davalı şirket tarafından düzenlenip ilan edilen toplantı gündeminde tasfiyeye ilişkin açık hüküm bulunmakta olup, genel kurulca alınan 4 sayılı kararın gündeme bağlılık ilkesini ihlal ettiğinden söz edilmesi olanaksızdır. Söz konusu kararda, davalı şirketin ortağı olduğu dava dışı … Tekstil Ürünleri’nin tasfiye işlemlerinin başlatılmasına karar verilmiştir. Davacı şirket, … Tekstil Ürünleri’nin çoğunluk hissesi sahibi olup, alınan karar dava dışı şirketin tasfiyesine ilişkin olmayıp, tasfiye işlemlerine başlanmasına ilişkindir. Bu nedenle kararın “tasfiye işlemlerine başlanmasına” ilişkin olduğu gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, kararın kaldırılarak dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/684 Esas – 2018/591 Karar sayılı 24/05/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davacılar ve davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının (davacılar 35,90-TL, davalı 35,90-TL) istek halinde kendilerine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/02/2021