Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1067 E. 2021/1800 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1067
KARAR NO: 2021/1800
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2015/527 Esas 2018/1270 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili , Aydın İlinde bulunan taşınmaz üzerindeki akaryakıt istasyon işletmeciliğinin davalıya tevdii edildiğini, davalıya 16 yıllık süre için 1.256.000-usd+kdv ödeme yapıldığını, protokol gereğince davalının belirli miktarlarda akaryakıt, LPG ve madeni yağ almayı, eksik alım halinde cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, sözleşmenin 24/05/2013 tarihinde sona erdiğini, davalının 16 yıl için tahsis edilen bedelin kullanılmayan kısmının (814.766,60 -usd + kdv) iadesinin gerektiğini, eksik alım sebebi ile 545.818,29-usd cezai şart ile protokolün icrasından vazgeçilmesi sebebi ile 25.000-usd tutarında cezai şart ödenmesi gerektiğini, ticari ilişki sebebi ile 163.097,97- TL muaccel borç bulunduğunu, ihtara rağmen ödenmediğini belirterek sözü edilen alacak tutarlarının davalıdan faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiş, 6100 Sayılı HMK m. 128 kapsamında davacı tarafından iddia olunan vakıaları inkar etmiş var sayılmıştır.Yargılama sunduğu dilekçeler ile davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi, protokol ile intifa hakkı tesisine dair sözleşmelerin Rekabet Kurulu kararı nedeniyle hukuki imkansızlık sonucu sona ermesi nedeniyle ticari kayıtlara göre 153.148,30 -TL cari hesap alacağı ve 3.047,96- ton eksik akaryakıt alımı nedeniyle 121.918-usd eksik taahhüt alacağının davalıdan tahsiliyle alacaklara 18/05/2015 tarihinden itibaren usd cinsi alacak için devlet bankalarının 1 yıl vadeli mevduata usd bazında uyguladığı en yüksek faiz, TL cinsi alacak için ise aynı tarihten itibaren değişen oranda avans faizi uygulanması gerektiği,dava tarihi itibariyle intifa terkin edilmediğinden istenemeyeceği, cari hesap alacağının ticari kayıtlarla ispatlanamayan kısmı yönünden reddine, eksik tonaj alımına dair alacağın ispatlanandan fazla olmaması nedeniyle fazlaya dair olan kısmı yönünden reddine, sözleşme davalının kusuru ile sona ermediğinden cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :1-Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen protokolün 2.maddesinin (e) fıkrası hükmü gereği ödenen bedelin iadesi için intifanın terkin edilmesinin şart koşulmamış olup intifa hakkının tesis amacının ortadan kalkması ya da işleyemez duruma gelmesinin yeterli görüldüğünü,intifa hakkının dava tarihinden önce fiilen ve hukuken sonlandırıldığını, davaya konu bedelin 16 yıl süre ile ödenmiş bayilik bedeli ve yatırım katılım bedeli olduğunu, bu bedellerin talep edilebilmesi için intifa hakkının terkini de gerekmediğini, bilirkişi raporu ile müvekkili şirketin KDV hariç 814.655,56-usd yatırım katılım bedeli alacağı olduğunun ispatlandığını, kar mahrumiyeti alacağına ilişkin olarak; taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmiş olması müvekkilin şirketin anlaşma, protokol ve taahhütnameden doğan haklarından vazgeçtiği sonucunu doğurmayacağını, bu kapsamda eksik alıma dayalı taleplerin sadece sözleşmenin 5. yılı için kabul edilebilir olmadığını, cari hesap alacağının 163.097,97-TL olarak hesaplandığını ve bilirkişi incelemesi ile kanıtlandığını, mahkemece red gerekçesinin davanın erken ikame edildiği, dava koşullarının oluşmadığı olduğundan AAÜT 7/2 maddesi uyarınca maktu vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, kararın redde ilişkin kısımlarının kaldırılarak davanın tüm talepler yönünden tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili; hükümde karar tarihindeki efektif satış kuru üzerinden değerlendirme yapılarak vekalet ücreti takdiri gerektiğini, toplam reddedilen miktarın 1.263.676,29-usd olup karar tarihindeki efektif satış kuru olan 5,3705-TL üzerinden hesaplanan 133.065,74-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, reddedilen cari hesaptaki miktarın ise 9.949,67-TL olmakla 2.180-TL vekalet ücreti ile toplam 135.245,74-TL olması gerektiğini, kararın 4.nolu bendinde ifade edilen yatırılan 70.706,67-TL peşin harcın müvekkili firmadan alınmasına şeklinde oluşturulan maddi hatanın düzeltilmesi gerektiğini, 6.nolu kararla iade edilmesi gereken 38.627,56-TL’nin davacıya iadesine karar verildiğini bu duruma göre müvekkilinden 32.079,11-TL harç alınması gerektiğini, 3 nolu vekalet ücretine ve 4 nolu harca dair bentlerinin kaldırılarak yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında imzalanan 5 yıl süreli 10.10.2007 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi, 16 yıl süreli 10.10.2007 tarihli eki protokol ve intifa hakkı tesisi sözleşmelerinin Rekabet Kurulu kararı sebebiyle sona ermesi nedeniyle; davacının kullanılmayan süreye ilişkin 961.424,58-USD intifa bedeli alacağı, 163.097,97-TL cari hesap alacağı, 545.818,29-USD eksik alım cezai şart alacağı,sözleşmenin ihlali nedeniyle 25.000-usd cezai şart alacağı istemine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı şirkete ödenen 1.256.000-usd+kdv tutarında intifa bedelinin 16 yıl için verildiği ancak Rekabet Kurulu kararı nedeniyle süresinden evvel sona eren ilişki nedeniyle kullanılmayan süreye isabet eden 961.424,58- USD ( 814.766,60- USD+ KDV) tutarın iadesi talep edilmiştir.Dava tarihi ve son duruşma itibariyle dosya kapsamında bulunan ve TAKBİS kaydından da anlaşıldığı üzere tapu kaydındaki intifa hakkı terkin edilmeyip taşınmaz üzerindeki intifa şerhinin halen mevcut olduğu belirlenmiştir.Bayilik sözleşmesi kapsamında ödenen intifa bedelinin kullanılmayan süreye isabet eden kısmının istenebilmesi için, öncelikle taşınmaz üzerine tesis edilen intifa hakkının tapudan terkin edilmiş olması şarttır. İntifa hakkı tapudan terkin edilmediği sürece,davalının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemeyeceğinden,961.424,58-usd açısından davanın erken açıldığından reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. İntifa bedeli alacağına yönelik talebin, intifa hakkının henüz tapudan terkin edilmemesi nedeniyle reddi kararı, niteliği itibariyle işin esasına yönelik değerlendirme içermediğinden, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden verilmiş bir ret kararıdır. Bu durumda ise somut olayda AAÜT’nin 7/2. maddesi hükmü gereğince davalı yararına maktu vekalet ücretini geçmemek üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf nedeni yerinde görülmüştür. Davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağını talep edebilmesi için intifa hakkının terkin edilmesi gerekmemektedir.İlk derece mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; ek bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere, ayrıca davalı bayinin sözleşmenin 6. maddesi uyarınca ariyet malzeme ve teçhizat bedellerinden sorumlu olduğu halde mahkemenin toplam 153.148,30-TL cari hesap alacağının kabulüne,9.949,67-TL yönünden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davalı bayiinin, sözleşmenin 6. maddesi uyarınca ariyet malzeme ve teçhizat bedellerinden sorumlu olduğu gözetilerek toplam 163.097,97-TL bakiye cari hesap alacağı bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin kurulmasına esas teşkil eden 10.10.2007 tarihli protokolün 7. maddesi uyarınca yıl esasına göre bayilik sözleşmesinin devamı süresince geçerli olmak üzere her yıl için taraflar arasında akdedilen işbu protokol ile bağlantılı olan söz konusu bayilik sözleşmesi kapsamında yapılacak satışlar hususunda yıllık asgari alım taahhüdünün kararlaştırıldığı ve bu yıllık alım taahhütlerine uyulmaması halinde eksik kalan ton başı akaryakıtta 40-USD/ton cezai şart öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Davacı tarafça eksik alım sebebi ile 545.818,29-usd cezai şart talep edilmiştir. Kararlaştırılan cezai şart hükmü ifaya ekli cezai şarttır.Yerleşik yargı uygulamasına göre sözleşmede ki bu hükme dayalı olarak cezai şart istenilebilmesi için taahhüdünün ihlal edildiği dönemden sonra ihtirazi kayıt konulması ve bundan sonra mal verilmeye devam olunması gerekir. Davacı, önceki dönemlere ait asgari alım taahhüdüne uymamasına rağmen ihtirazi kayıt koymadan yeni mal teslim ederek davalıda haklı bir güven oluşturmuş ise önce ki yıllara ait cezai şart talep edilemez,ancak fesihden önce ki bir yıllık süreye ilişkin kısım talep edilebilir.(Yargıtay 19 HD nin 2018/3856 esas ,2020/619 karar sayılı ilamı ) Bu kapsamda, davacın bayiilik sözleşmesinin 5. yılında eksik alınan 3.047.96 ton akaryakıt için 40.-USD/ ton cezai şart bedeline göre 121.918.-usd cezai şart talep edebileceği ,mahkemece davacının 121.918-usd eksik tonaj nedeniyle cezai şart alacağına hükmedilerek ,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin red edilen kısma yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Protokolün 11. maddesi gereğince; bayii tarafından protokolün icrasından haklı ve yasal neden olmaksızın vazgeçilmesi halinde …’e 25.000-usd cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt edilmiştir. Sözleşmenin Rekabet Kurulu’nun tüm dikey ilişkileri 5 yıllık süre ile sınırlandırması nedeniyle sona erdiği anlaşılmakla davacı , davalıdan bu hükme dayalı cezai şart isteyemez.Bu isteğin reddine ilişkin kararda isabetsizlik yoktur. Yabancı para alacağına ilişkin davalarda; dava değeri dava tarihi itibariyle Türk parası karşılığı üzerinden belirlenir.Yargılama sürecinde yabancı paranın değerinin düşmesi veya artması dava değerini değiştirmez.Aksinin kabulü dava değerinin kur değiştikçe azalıp-artması sonucuna götürür.İlk derece mahkemesince doğru olarak dava tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılarak yargı gideri hesaplanmıştır.Davalı vekilinin karar tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılması istemi yerinde değildir.Davanın açılış tarihi ve saati itibariyle henüz kur belirlenmediğinden 15.5.2018 tarihli kurun esas alınması gereklidir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin dava değerinin tesbiti ve yargı gideri takdirine ilişkin istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir.Davacı vekilinin istinaf sebebleri kısmen yerinde görüldüğünden istinaf başvurusunun kabulüne ,hükmün kaldırılmasına yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden hüküm verilmesine ;intifa bedeli talebine yönelik davanın erken açıldığı, dava usulden reddedilmekle davalı lehine AAÜT 7/2 maddeye göre maktu vekalet ücreti takdirine,163.097,97-TL cari hesap alacağı ile 121.918-usd eksik alımdan kaynaklı cezai şart alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne; dava tarihindeki kur üzerinden hesaplanan dava değerine göre kabul ve red oranına göre taraflar yararına nispi vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2018 tarih 2015/527 Esas 2018/1270 Karar sayılı kararın ve 05/03/2019 tarihli tavzihe dair ek kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereğince KALDIRILMASINA; ”Davanın kısmen kabulüne; 1-İntifa bedeline yönelik dava erken açıldığından reddine, 2-Cari hesaba yönelik talebin kabulüne; 163.097,97-TL alacağın, alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, 3-Eksik alımdan kaynaklı cezai şart talebinin kısmen kabulüyle; 121.918-USDnin alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4.a maddesi uyarınca Devlet Bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduata uyguladığı en yüksek döviz faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, 4-Sözleşmenin ihlali nedenine dayalı 25.000-USD cezai şart talebinin reddine ” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 32.758,77-TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine davacı tarafından yatırılan 70.706,67-TL peşin harçtan mahsubu ile hazine’ye gelir kaydına, fazla olan 37.947,90‬-TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacı tarafından peşin yatırılan ‬ve mahsup edilen 32.791,17-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 2.150-TL bilirkişi ücreti, 242,80-TL posta ücreti olmak üzere toplam 2.392,8‬0-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 280-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 41.028,03-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı yararına takdir olunan; intifa bedeline yönelik 5.100-TL,red edilen diğer talepler nedeniyle 73.582,37-TL nispi nispi olmak üzere toplam 78.682,37-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021