Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/106
KARAR NO : 2021/169
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 12/10/2018
NUMARASI: 2014/336 Esas-2018/1010 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Davanın kısmen kabulüne yönelik hükmün davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkili şirkete ait yurt dışında tescilli, Türkiye’de tescilsiz olan … isimli ürün ile USB BELLEK CİHAZI VE KALEMLİ KARTVİZİT KUTUSU adlı ürünün ayırt edilemeyecek kadar aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan USB flash sürücülü ve kalemli kartvizitliklerini yurtdışından ithal eden ve açıkça iltibas yaratacak şekilde kullanan piyasaya sunan, satışını gerçekleştiren, her çeşit ticaretini yapan ve/veya yaptıran, piyasada çeşitli firmalara dağıtarak sipariş için teklifte bulunan ve siparişler alan ve her türlü tanıtım vasıtalarında kullanan ve sergileyen davalının işbu tecavüzlerinin ve haksız rekabetinin tespiti ile durdurulmasına, önlenmesine ve giderilmesine, müvekkili şirkete ait ürünün davalı şirketin ithal ettiği bu ürünlerle ilgili kullanılan basılı evraklara broşürlere ambalajlara ve tanıtım vasıtalarına davalı yanın belirtilen adreslerinde el konulmasına toplatılmasına imhasına, davalının bu haksız rekabetine karşılık 3.000-TL maddi, 1.000-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1)Davalı ….A.Ş vekili;diğer davalı …Ltd. Şti’nin 2009 yılı nisan ayı içinde almayı planladığı ürün alımı için bir ihale yaptığı, müvekkil firmanın ihaleyi kazandığını, müvekkilinin Çin ve Hong Kong’da bulunan üretici firmalar ile çalışabilmek için Hong Kong’da mukim … Ltd. firması ile uzun yıllardır çalıştığını, fiyat tekliflerinin araştırmasını da … Ltd. firması vasıtasıyla yaptığını, … Ltd’in davacı ile de temas kurduğunu, ancak davacının fiyatını Türkiye’de bir firma ile çalıştığı gerekçesi ile alınan diğer fiyatlara göre çok yüksek verdiğini, bu durumun aslında davacı firmanın rekabeti engelleyici bir fiyat politikası izlediğini gösterdiğini,ihaleden yaklaşık 4 ay sonra davacı şirketin tedarikçi firması … Ltd. firmasına müracaat ederek ürünlerin kendi adına tescilli olduğunu belirtmesi ile dava açacağı tehdidinde bulunduğunu, bu durumun derhal müvekkili tarafından … bildirildiğini, ayrıca dava konusu ürünlerin yeni ve ayırt edicilik vasıflarına sahip olmadığını, zira dava konusu ürünlerin birçok üretici tarafından ve dünyanın birçok yerinde üretildiğini, bu nedenle 554 sayılı KHK kapsamında koruma göremeyeceğini,davacının ancak kusur ve zararı varsa maddi tazminat isteyebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2)Davalı …. Ltd. Şti vekili; ürünlerin temininden önce araştırma yapıldığını ve tescilli olmadığı bilgisinden sonra alım sürecinin başlatıldığını, tescil ile sağlanan tasarım korumasının sadece tasarımın tescil edildiği ülke sınırları içinde geçerli olduğunu,müvekkilinin dava konusu ürünleri ticari amaçla elinde bulundurmadığını, dava konusu ürünlerin ilaç tanıtımı anlamında hatırlatıcı malzeme olarak bila bedel dağıtıldığını, 6762 sayılı TTK m. 58 hükmü gereği maddi manevi tazminat talep edilebilmesi için kusur ve zararın ispatı gerektiğini,hukuka aykırı tespit dosyası raporuna itibar edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece;davacı şirketin maliki olduğu “USB Flash Sürücü ve Kalemli Kart Yuvası” isimli ürün ile “USB Bellek Cihazi ve Kalemli Kartvizit Kutusu” isimli ürün ile iltibas oluşturan davalı … tarafından satın alınan ve diğer davalı …. satılan usb flash sürücülü ve kalemli kartvizitliklerin davalılar tarafından ithalinin, satışının ve herhangi bir şekilde piyasaya sürülmesinin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile, davalıların haksız rekabetinin menine,ürünlerin toplatılmasına ve imhasına, her bir davalı yönünden takdiren 2.000-TL maddî tazminat takdirine, davalıların basiretli tacir gibi davranmayarak, gerekli izni almaksızın davacı ürünleri ile iltibas oluşturacak ithal edilen ürünleri ticari faaliyetlerinde kullanmasının kusurlu bir davranış olduğu, bu suretle haksız eylemin manevi tazminatı da gerektirdiği her bir davalı yönünden 1.000-TL manevî tazminat takdiri ile hükmedilen miktarlara ticari faiz işletilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı …. A.Ş vekili; müvekkilinin haksız rekabete konu USB Flash Sürücü ve Kalemli Kartvizit Yuvası ve USB Bellek Cihazı ve Kalemli Kartvizit Kutusunu kardeş şirketi … Ticaret Ltd. Şti. üzerinden ithal ettiği ve … şirketinin ihale sahibi olan müvekkiline sözkonusu ürünleri fatura ettiği, ortada iki ticari kazanç olmayıp, bu nedenle sanki müvekkili mükerrer kazanç elde etmiş gibi mükerrer tahsilat sonucunu doğuran maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı …Ltd. Şti vekili; müvekkil şirketin piyasaya sunma,satış yapma gibi bir durumu bulunmadığını, müvekkili şirketin bu ürünleri bilerek ya da bilmeyerek satışa arz etmediğini, müvekkili şirketin bu ürünleri ticari işletmenin gerekleri bakımından promosyon olarak satın aldığını, ticari amaçla elinde bulundurmadığını, müvekkili şirketin ihale ile ürünleri tedarik ettiği diğer davalı ….A.Ş.’den fikri mülkiyet haklarına aykırı hareket etmeyeceği, ürünün patentli olmadığı, bu bilginin aksi olduğunda doğabilecek her türlü zarar ve sorumluluğun …’a ait olacağı hususunda diğer davalı …’tan yazılı taahhüt aldığını, müvekkil şirketin aslında ürünlerin Türkiye’de tescilli olmadığını tespit ettiğini, ürünlerin dağıtımı dahi yapılmadan derhal diğer davalıya iade ettiğini, TTK kapsamında haksız rekabetten bahsedebilmek için öncelikle rekabetin olması gerektiğini, zaten dava konusu ürünler sebebi ile Türkiye’de hiçbir satışı olmayan davacının herhangi bir zararı da bulunmadığını, haksız rekabet sebebi ile men ve refi davasında kusur aranmamakta ise de, hak sahibinin tazminat talep edebilmesi için kusur arandığını, aksine müvekkili şirketin üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini bildirerek, kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 1- Dava, davalılar tarafından satılan ve dağıtılan ithal ürünlerin davacı adına yurtdışında tescilli tasarımlar ile iltibas oluşturmak suretiyle haksız rekabete yol açtığı iddiasına dayalı haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir.Olaya uygulanacak olan mülga 6762 sayılı TTK’nın 56. maddesi uyarınca, haksız rekabet, aldatıcı hareket ve hüsnüniyet kaidelerine aykırı suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir. Aynı yasanın 57/5. fıkrasında, haksız rekabet olarak kabul edilen eylemlerden biri de; “başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibas meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette ad, unvan, marka gibi tanıtma vasıtalarını kullanmak” olarak belirtilmiştir.Dava konusu ürünleri promosyon olarak kullanmak üzere davalı …. açtığı ihaleyi diğer davalı kazanmış ve ürünleri yurtdışından davacı dışındaki başka şirketlerden tedarik etmek suretiyle davalı … teslim etmiştir.Davaya konu ürünlerin ithalatçısı …Tic.AŞ hakkında aynı sebeblere dayalı olarak açılan davada İstanbul 13 ATM nin 2014/972 esas-2015/360 karar sayılı 25/5/2015 tarihli ilamı ile haksız rekabetin tesbiti engellenmesi için açılan davada davanın kabulüne karar verilmiştir. İthalatçı hakkında açılan davada verilen hükmün temyizi üzerine Yargıtay 11.HD nin 2016/10703 esas -2018/6467 karar sayılı ve 10.8.2018 tarihli ilamı ile dava konusu ürünlerin ithalinin haksız rekabet teşkil edip etmeyeceği hususu incelenmiş “dava konusu ürünler uzun yıllar önce yurt dışında piyasaya sunulmuş ve Türkiye’de herhangi bir kişi adına tescilli tasarım niteliğinde olmadıklarına göre, ilke olarak söz konusu tescilsiz tasarımlar herkesin serbestçe kullanımına açık olup, bu tasarımların uygulandığı ürünler nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıklar da genel hükümlere göre çözümlenecektir. O halde, somut uyuşmazlıkta da yukarıda açıklanan ilke ve TTK’nın 56. ve 57/5. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi gereklidir.İlk defa yurt dışında kamuya sunulmuş bir tasarımın belli bir süre sonra Türkiye’de ticarete konu edilmesi durumunda Türkiye’de bu tasarımı ilk defa kullanan kişi büyük emek ve para harcayarak bu tasarımın kullanıldığı ürünü tanıtmış ve bir başkasının da tanınmışlıktan istifadeye yönelik olarak bu tasarımı aynen kullanmaya kalkışmış olması bu davranışı haksız rekabet olarak nitelemeye yeterli değildir.Haksız rekabetin varlığı için; ilk defa yurtdışında piyasaya sunulan ve Türkiye’de de herhangi bir tescilli sınai hak ile korunmayan tasarımın uygulandığı ürünün, Türkiye’de ilk kez piyasaya sunulup, büyük emek ve para harcanarak tanınmış olması yeterli olmayıp, bir başkasının bu emek ve tanınmışlıktan haksız surette yararlanması yanında, ilaveten davalının taklit ürünleri satması nedeniyle, davacı firma ile davalıya ait firmanın aynı veya aralarında bağlantı bulunan firmalar olduğu hususunda, ortalama tüketici kitlesi nezdinde karışıklığa yol açması (iltibas oluşturması) gerekir.Yukarıda da açıklandığı üzere, haksız rekabetin önlenmesindeki amaç, serbest piyasa düzeninde herkesin dürüstlük kuralları içerisinde hareket etmek suretiyle rekabet kurallarına uygun olarak piyasada faaliyet göstermesi ve sonuçta; mal ve hizmetlerin nihai tüketicilerinin aldatılmasına izin verilmeksizin kaliteli mal ve hizmetlerin piyasa kurallarına göre oluşan en uygun fiyatla satışa sunulmasıdır. Bu durumda, sonradan aynı sektörde faaliyet gösteren kişiler ticari hayatta dürüstlük ilkesine uygun bir şekilde ve iltibastan kaçınmak suretiyle piyasaya mal veya hizmet ürettikleri takdirde, piyasada ilk kez üretim yapan ürünün tanınmasını sağlayan kişinin üstün hakkı bulunduğundan bahisle, sonradan faaliyete başlayan kişilerin eylemleri haksız rekabet olarak nitelendirilemez. Böyle bir üstün hakkın varlığının kabülü aynı zamanda, rekabet hukuku ilkelerine aykırı olarak piyasada o mal veya hizmetle ilgili tekel yaratılması ve serbest rekabetin ortadan kaldırılması suretiyle ekonominin sağlıklı bir biçimde gelişmesini engelleyeceğinden kabul edilemez. Mahkemece, açıklanan ilkeler ve somut olayın özelliklerine uygun düşmeyen şekilde davacı adına yurt dışında tescilli tasarıma konu ürünlerin benzerinin Türkiye’de davalı tarafından ithal edilerek satışa konu edilmesi haksız rekabet olarak nitelendirilmiş ise de, yurt dışında tescilli bir tasarımın ithal edilerek yurt içinde satışa sunulması tek başına haksız rekabet oluşturmaz. Haksız rekabetin meydana gelebilmesi için Dairemizin 21.03.2008 tarih ve 1816/3687 sayılı “Prizmatik Modüler Su Depoları” kararında da belirtildiği üzere, davacı tarafla özdeşleşen bir ibarenin ya da ayırt edici işaretin ürünle birlikte kullanılmak suretiyle iş ürünleri ve buradan hareketle her iki ürünü pazarlayan firmalar arasında iltibasa yol açılması gerekmekte olup, somut olayda, davalı tarafça satışa sunulan hediyelik eşyada (Flash Bellekli ve Kalemli Kartlık) “…” firmasının markası ve alan adı kullanılmak suretiyle iltibası önleyici tedbirler alınmış oldugu gibi, daha önce davacı tarafça satışa sunulan aynı görünümlü malların tamamen özgün ve yaygın kullanım ve tanıtım sonucu davacı firmayla özdeşleşmiş bir ürün olduğu da ispat edilemediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçeyle özgün olduğu dahi kanıtlanamayan tescilsiz tasarıma, tescilli tasarımlardan bile daha uzun süre koruma imkanı sağlayacak surette davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 11.05.2016 tarih ve 114/5324 sayılı ilamıyla onanmış ise de; yukarıdaki gerekçelerle davalı vekilinin karar düzeltme talebi yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” denilmiştir. Davacı ürünlerine benzer ürünlerin ithalatının haksız rekabet teşkil etmeyeceğine dair tesbitler ,ithalatçıdan satın alan davalılar bakımından da geçerli olup ,Türkiye de tescilli bulunmayan ürünlerin üzerinde davacı şirket ile özdeşleşen bir ibare yada ayırt edici bir işaret kullanılmadığı sabit olup ,promosyon olarak kullanılacağından Pfizer ibaresi yazılı bulunduğu sabittir. Haksız rekabetin gerçekleşmesi için,davacı ile özdeşleşen bir ibarenin ya da ayırt edici işaretin ürünle birlikte kullanılmak suretiyle iş ürünleri ve buradan hareketle her iki ürünü pazarlayan firmalar arasında iltibasa yol açılması gerektiğinden ,davalıların benzer ürünleri ithalatçıdan satın alması ve bayilere ücretsiz dağıtımı da haksız rekabet teşkil etmeyecektir. O halde davanın reddine karar verilmek gerekirken davanın kabulüne haksız rekabetin tesbiti ve meni ile maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu sebeble davalılar vekillerinin istinaf nedenleri yerinde olduğundan kararın kaldırılmasına, hükümde ki bu hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/336 Esas-2018/1010 Karar sayılı ve 12/10/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davalılar aleyhinde açılan yerinde olmayan davanın reddine,İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Davacıdan alınması gereken 59,30-TL harcın yatırılan 118,80-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 59,49-TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı … ..ltd. Şti tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti, 50-TL teb. gideri olmak üzere toplam 650-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalı … ..ltd.şti’ne verilmesine, Maddi tazminat yönünden; davalılar vekilleri için ayrı ayrı takdir olunan 3.000’er -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı verilmesine,Manevi tazminat yönünden; davalılar vekilleri için ayrı ayrı takdir olunan 1.000’er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı verilmesine,”Davalılar tarafından yatırılan 103-TL’er peşin istinaf karar harçlarının istek halinde kendilerine iadesine,Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına,Hükümden sonra davalı ….A.Ş tarafından yapılan 14-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’ye ödenmesine, Hükümden sonra davalı … ..Ltd Şti tarafından yapılan 62,70-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalı … …Ltd Şti’ne ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021