Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1047 E. 2019/950 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1047
KARAR NO : 2019/950
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI : 2018/1525 E.-2019/136 K.
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/07/2019
Davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili,dava dışı … Ltd. Şti.’nin Almanya’dan ithal ettiği emtianın Adana’da bulunan … Ltd. Şti.’ne taşınması işinin müvekkili nezdinde Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Abonman Sözleşmesi ile sigortalı olan dava dışı … Ltd. Şti. tarafından üstlenildiğini ve taşımanın bizzat hakkında açılan dava tefrik edilen … tarafından yerine getirildiğini, … kolluk beyanında belirtildiği gibi 14.09.2017 tarihinde … Ltd. Şti.’ne indirilen emtianın aynı yerden …Ltd. Şti.’ne götürülmek üzere alındığını, aldığı emtiayı indirmek üzere müvekkili sigortalısına ait depoya geldiğini, ancak depo kapalı olduğundan aracı depo önüne parkettiğini ve araç içinde uyuduğunu, daha sonra emtiayı indirmek için depoya yaklaştığında tırın arka kapağının açık olduğunu ve 6 koli emtianın çalınmış olduğunu farkettiğini, davalı …’in ise taşımanın gerçekleştirildiği aracın maliki ve aynı zamanda taşıma işini müvekkili sigortalısından devralıp üstlenen kişi olduğunu, dolayısıyla nakliye faturası kesen ve araç maliki olan davalı … ile araç şoförü …’nın zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, 16.459,64-TL zarar bedelinin müvekkilince sigortalıya ödenerek haklarına halef olunduğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin borçluların yetkiye ve borca itirazları ile durduğunu, davalının yetki itirazının haksız olduğunu, zira TBK 89.maddesi uyarınca müvekkilinin ikametgahı mahkemesinin ve icra dairesinin de yetkili olduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, kendisinin ikametgahının Kahramanmaraş olması ve TBK 89/3 maddesi uyarınca Kahramanmaraş Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca zararın meydana gelmesinde kendisinin bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, haksız fiilin Veliköy Mahallesi Çerkezköy/Tekirdağ’da meydana geldiği, öte yandan davacı sigortacının zarar gören olarak kabulünün ve dolayısıyla davacı şirket merkezinin yetkili olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, sigortalının adresinin de sicil kaydına göre Türkoğlu/Kahramanmaraş olduğu, bu hali ile icra dairesinin yetkili olmadığı ve davalının itirazında haklı olduğu, davacı tarafça usulüne uygun takip başlatılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu borç TBK Md. 89 uyarınca para borcu olup,hem icra dairesi hem de yerel mahkemenin yetkili olduğunu, bu konuda bir çok emsal Yargıtay kararı olduğunu, zira müvekkilince sigortalısına bir ödeme yapıldığını ve borcun para dışında bir şekilde ifa edilebilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca müvekkilinin dava dışı sigortalının yerleşim yerinde dava açmasında bir yararı bulunmayacağı gibi usul ekonomisine de aykırılık teşkil edeceğini, kaldı ki haksız fiil olduğunda dahi bir para borcu olmasından dolayı müvekkilinin yerleşim yerindeki icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Abonman Sözleşmesi uyarınca sigortalıya ödenen hasar bedelinin taşıma sözleşmesi uyarınca alt taşıyıcıdan rücüen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, dava dışı sigortalı tarafından üstlenilen ancak davalıya devredilen taşıma işi sırasında meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda oluşan zarar bedelinin sigortalıya ödendiğini, bu zarardan alt taşıma işini gerçekleştiren ve araç maliki olan davalı ile dava dışı … müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürmüş, davalı davaya cevabında Mahkemenin yetkisine ve borca itiraz etmiş, aynı zamanda icra takibi sırasında kendisinin ikametgahı olan Türkoğlu icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Davacı … iş bu dava konusu icra takibini, TTK 1472.maddesi uyarınca dava dışı sigortalı … Ltd. Şti.’nin halefi olarak başlatmış olduğundan, yetkili icra dairesi, icra takibinin …Ltd. Şti. tarafından başlatılmış olması halinde yetkili olacak icra daireleri dikkate alınarak belirlenmelidir(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 27.09.2016 tarihli 2016/9841 E.,2016/7541 K. sayılı ve 19.11.2012 tarihli 2011/11807 E., 2012/18585 K. sayılı emsal kararları). Dosya kapsamında mevcut belgelerden dava konusu taşıma işinin…. Ltd. Şti. tarafından sigortalı … Ltd. Şti.’ne verildiği, onun tarafından ise davalıya verildiği, nitekim davalının bu taşıma işi kapsamında sigortalı adına fatura düzenlediği, dolayısıyla sigortalı ile davalı arasındaki ilişkin alt taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, yetki sorununun da bu çerçevede çözülmesi gerektiği kanısına varılmıştır.İİK 67.m. uyarınca açılan İtirazın İptali davalarında yetkili icra dairesinde takibin yapılması dava şartıdır.Bilindiği üzere İİK’nın 50. maddesinde icra dairelerinin yetkisinin belirlenmesinde 1086 sayılı HUMK’na atıf yapılmış olup 6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesi hükmü uyarınca HUMK’na yapılmış olan atıfların HMK’nın ilgili maddesine atıf yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. Genel yetki kuralını düzenleyen HMK’nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. Öte yandan aynı yasanın 10.maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesine göre tespit edilmelidir. Buna göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Öte yandan Taşıma Sözleşmelerinin düzenlendiği TTK’nun 890.maddesine göre birinci ve ikinci kısım hükümlerine tabi taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesi de yetkili olduğu gibi, fiilî taşıyıcıya karşı açılacak davanın, asıl taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde, asıl taşıyıcıya karşı açılacak dava fiilî taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.Somut olaya döndüğümüzde ise, gerek alacaklı sigortalının, gerekse borçlu davalının yerleşim yerlerinin Türkoğlu/K.Maraş olması, gerekse malın teslim alındığı ve teslimi için öngörülen yerler dikkate alındığında, dava konusu icra takibinde İstanbul Anadolu İcra Dairelerini yetkili kılacak bir durumun söz konusu olmadığı, dolayısıyla davalının icra dairesinin yetkisine itirazında haklı olduğu, buna göre ilk derece mahkemesinin kararında sonucu itibariyle bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmış, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 04.07.2019